Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu: Erdoğan 3. kez aday olmaz

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin il başkanlığı binasını açmak için gittiği Bingöl'de Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu'nun gündeme dair sorularını yanıtladı.

İktidar partisi için ''Metal yorgunluğun ötesi bir durumda. Bugün tamamen felç olmuş, yaşananlar karşısında donup kalmış haldeler'' değerlendirmesi yapan Davutoğlu, ''İktidardan büyük bir bıkmışlık var. Yüksek oy aldıkları yerlerde bile ben AK Partiliyim diyerek konuşmasına başlayan kimse yok'' dedi.

Bingöl'de 50 yıldır hiçbir siyasinin gitmediği bölgelere gittiğini, halkın sorunlarını dinlediğini söyleyen Davutoğlu, ''Terkedilmiş hissine sahip insanlar. Burada kahvehanede konuşurken bir miting havasına dönüştü sohbetimiz. Her biri mikrofonu aldı, güzel konuşmalar yaptılar. Sorunlarını meydan okuyarak anlattılar. Önemli olan halkın nabzını tutmak. Bingöl AK Parti'nin güçlü olduğu illerden birisi ancak olağanüstü bir ilgi vardı bize. Burada iki husus dikkat çekiyor. Birincisi iktidardan büyük bir bıkmışlık var. İkincisi bozulmanın benim ayrılışımla başladığını hatırlıyorlar. 'Sizin olduğunuz dönemde böyle değildi işler' diyerek konuşmalarına başlıyorlar. İnsanlar böylece bir dönem karşılaştırması yapıyor'' dedi.

Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu'nun Orhan Uğuroğlu'nun sorularına yanıtları şöyle:

- Erdoğan bunu metal yorgunluk olarak açıkladı. Şu an AKP ne durumda?

AK Parti şu an metal yorgunluğun ötesi bir durumda. Bugün tamamen felç olmuş, yaşananlar karşısında donup kalmış durumda. Eskiden atak durumdalardı, üzerimize çok geliyorlardı. Ama sonra savunmaya geçtiler. Şimdi ise savunma halinin ötesinde bir yere gidilmiş, AK Partiliyim demekten çekinir olmuşlar. Bu iktidarların düşüş süreçlerinde yaşanan bir değişimdir. Özgüvenden metal yorgunluğa, metal yorgunluktan AK Partiliyim demekten çekinir durumdalar. Yüksek oy aldıkları yerlerde bile ben AK Partiliyim diyerek konuşmasına başlayan kimse yok. İnsanlar genellikle ben geçmişte AK Parti'ye oy vermiştim, şimdi vermeyeceğim diyerek şu anı eleştiriyorlar. Bu AK Parti'nin büyük bir düşüş yaşayacağının işareti.

- 2018'de Türkiye yeni bir sisteme geçti. Davutoğlu döneminin enflasyon faiz döviz kurlarına bakarsak, 2018'den sonraki değerlere baktığımızda tam bir düşüş tam bir ekonomik facia durumu var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben ayrıldığımda dolar 2.80'di. Üretici enflasyonu yüzde 3.5. Tüketici enflasyonu yüzde 6.5 civarındaydı, faiz de yüzde 7.5 civarındaydı. İşsizlik yüzde 9. Baktığınızda hepsi tek haneli. Şimdi ise hepsi çift haneli. Dolar 8.5, Euro da 10 lira. İşsizlik yüzde 15 ama gerçek işsizlik ve genç işsizlik yüzde 35'lere dayanmış. Faiz de yüzde 19. Hepsi çift haneli ama hepsi yükselme eğiliminde. Geleceğe dair bir umut yok. Halk bunu artık görüyor. Halk bütün fiyatları karşılaştırıyor. Halkın hafızası kuvvetlidir. Ben o hafızaya güveniyorum. Davutoğlu döneminde ekonomi iyiydi şimdi ise felaket. Hak bunu yaşayarak görüyor. Bir sonraki aşamada AK Parti'den kopan gençler Gelecek Partisi 'ne yönelecek.

- Seçim artık ittifak ile gidiyor ve ittifak içinde olan partiler için de bir baraj olduğu düşünülüyor. Gelecek Partisi hangi ittifakın yanında yer alacak ve ittifaklar konusunda ne düşünüyor?

Ben hep siyaseti dinamik bir tablo olarak görürüm. Bundan dört sene önce ittifak yoktu dört sene sonra olur mu bilemem. Biz Gelecek Partisi'ni konjonktürel bir parti olarak kurmadık. Kalıcı bir parti. Kurulduğumuz anda siyasi tabloda ittifaklar var diye bu ittifaklara eklemlenecek bir parti kurmadık. Zaten geldiğimiz siyasi çizgi Cumhur İttifakı'nın bütün politikalarına karşı olduğumuzu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bugünkü iktidardan memnun olsak böyle bir parti kurmazdık. Diğer tarafta Cumhur İttifakı kurulduğu için Millet İttifakı kurulmak zorunda kaldı. Millet İttifakı'ndaki partiler Türkiye'nin farklı geleneklerini temsil eden partiler. Tek başlarına da girerlerdi. Eğer bir ittifakın yanında yer alacağımızı söylersek bu Cumhur İttifakı'nın varlığını kabullenmek olur. Halbuki Cumhur ittifakı çözülecek. Doğu Perinçek yan çizmeye başladı. Ben eskiden Erdoğan'a da söyledim. Bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sizin gücünüzü kullanarak Türkiye'yi otoriterleştirmek isteyenlerin sistemi. Şu an birer birer Erdoğan'ı bırakma eğilimi var. Marksist Perinçek ve Türkiye'de 28 Şubat ile koalisyon ortağı olma bakımından anılan Bahçeli '28 Şubat'a karşıyım' diyerek yola çıkan Erdoğan arasında ortaklık ne kadar sürdürülebilir. Bahçeli ve Erdoğan'ın sözleri yenilir yutulur sözler değil. Yarın aynı sözleri birbirlerine sarf etmeyeceklerini kim söyleyebilir? İş birliği yaparız ilerleyen dönemde de yapacağız.

- O zaman Millet İttifakı'na daha yakınsınız ?

İş birliği ayrı ittifak ayrı. Önce bir seçim yasası çıksın, ufukta bir seçim görünsün. Görünmeyen bir dağa nasıl tırmanacağımız soruluyor, önce bu dağı bir görelim. Seçim atmosferini bir görelim ondan sonra ittifakların konuşulması mantıklı olur. Bizim hedefimiz Gelecek Partisi'ni tek başına Türkiye'nin siyasetine oturtmak sonra da iktidara hazırlamak.

- Gençlere güze bir mesaj verir misiniz ?

Gençler iki şey arar, bunlar olmadığı zaman başka bir yere gider. Bunlardan birisi özgürlük. İkincisi onurlu bir hayat standardı yani istihdam. Karnımız doysa bile özgürlüğe açız. Şu anda gençleri en çok sıkan şey özgürlük alanlarının daraltılmış olması. Bir çok genç 'nefes alamıyoruz' diyor. Kastettiği şey özgürlük alanlarının daraltılması, konuşamaması. Kesinlikle bu ortamı değiştireceğiz. Gençler hangi düşüncede hangi mezhepte olursa olsun görüşlerini ifade edebilecekler. Dün bir genç randevu istedi, Şehir Üniversitesi mensubu. Amerika'da çok saygın bir üniversitede doktora kazanmış. Bu genç Şehir Üniversitesi kapatılırken mücadele eden bir genç. Nasıl güven duyacak bu ülkeye? İki adımda bir, atanamayan öğretmenlerle karşılaşıyoruz. Ama konuştuğum birçok genç okulda öğretmenlerinin olmadığını söylüyor. Öğretmen açığı 130 bin deniyor ama öğretmen ataması 15 bin. Gençler için yapacağımız ikinci şey istihdam. Ben başbakanken çiftçi projemiz vardı, şimdi onu başlatacağız. Çiftçiliği devam ettirecek ve çiftçi olacak gençlere karşılıksız hibe vereceğiz. Başarılı olursa faizsiz kredi vereceğiz. Genç esnaflara teşvik vereceğiz. Genç girişimcilere doğrudan destek vereceğiz. Mülakatları kaldıracağız sadece liyakat ile alım yapacağız. Gençler KPSS'ye girip yüksek puan almasına rağmen atanamıyor ama diğer tarafta AKP koridorlarında 27 yaşında lüks araçlara binip kokain çekenler var. Bu duruma isyan etmeyip ne yapacak? Bu uçurumu oluşturan iktidar sorumlu. Hem sorumlu hem sorunlu.

'2023'E KADAR EKONOMİYİ TOPARLAMALARI MÜMKÜN DEĞİL'

- Eğer erken seçim Türkiye'nin gündemine gelmezse seçime 22 ay var. Bu kalan 22 ayda hep vaat var. Ancak tüm bu vaatlere rağmen her şey giderek kötüleşiyor. 2023'e kadar ekonomiyi toparlayabileceklerine inanıyor musunuz?

2023'e kadar ekonomiyi toparlamaları mümkün değil. Ekonomiyi toparlamak için üç yöntem gerekiyor. Doğru bir yöntem, bilgi, kadro. Bugün ekonomi yönetiminde bulunanların çoğu ya biliyor bildiğini söylemekten çekinen korkaklardan ya da çok konuşan cahillerden oluşuyor.

45 gün önce Merkez Bankası hedef enflasyonu yüzde 14 olarak açıkladı. Geçen hafta da Orta Vadeli Program açıklandı orada yüzde 16.5 olarak açıklandı. Yani Orta Vadeli Programı yazanların Merkez Bankası'na güveni yok. Güveni olsa sisteme güveni böyle sarsmaz. Hazine Bakanlığı, Merkez Bankası'na güvenmiyor çünkü Merkez Bankası'nın verdiği hiçbir hedef tutmuyor. Yeni Merkez Bankası Başkanı, eski başkanı yüksek faizlerden dolayı eleştirerek göreve geldi ancak o zamandan bu zamana faiz düşmedi, düşüremedi. Cumhurbaşkanı her seferinde 'bir sonraki ay düşüreceksiniz' diyor. Bu sefer Merkez Bankası Başkanı şunu söyledi: Reel enflasyondan daha düşük faiz vermeyeceğiz. Yani reel faizi negatife indirmeyeceğiz anlamına geliyor. Enflasyon Eylüld'e 19.25 çıktı. Faiz de yüzde 18.95. Verdiği söze sadık kalacak olsa faizi artırması lazım. Ama şimdi faizi düşürmek için çekirdek enflasyona atıfta bulunuyor. Çekirdek enflasyon yüzde 16.90. Çekirdek enflasyon dünyanın hiçbir yerinde bu tür hesaplamalarda kullanılmaz. Çekirdek enflasyon arındırılmış enflasyondur. İçinde gıda gibi birçok şeyin olmadığı arındırılmış bir enflasyondur. Çekirdek enflasyonu esas alıyor. Bu cehalet işte. Ya da bildiğini yapamıyor her türlü sistem tıkanmış. Eylül ayında nasıl bir karar alacak göreceğiz. Ama alacağı karar düşürme yönünde olursa emin olabiliriz ki döviz kuru tekrar fırlayacak. Döviz kuru fırladığında bu sadece Ankara'da İstanbul'da olmuyor. Bingöl Adaklı' da yemin fiyatı fırlıyor. Bu sefer oradaki köylü 'yem fiyatı arttı et fiyatı da artsın' diyor. Öyle olunca da tüketici feryat ediyor. Sonra Cumhurbaşkanı bu çiftçiye biz faize karşıyız diyor. Halbuki faizi yükselten sizsiniz. Ben başbakanlığı bıraktığımda 'faizci' diye bizi suçladığı dönemde devletin bütün kamu giderlerindeki faiz 50 milyar Türk Lirası civarındaydı. Şimdi sadece Temmuz ayında 23.8 milyar. Toplanan vergilerin yüzde 21'i doğrudan faize gidecek. Türkiye tarihinde en faizci lider Erdoğan'dır. Dünya ile karşılaştırıldığında en faiz ödenen ülke Türkiye. Geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında da en yüksek faiz yine Türkiye.

'ERDOĞAN, 3'ÜNCÜ KEZ ADAY OLAMAZ'

- Bahçeli Erdoğan'ı 'Cumhurbaşkanı adayımız' diye ilan etti ancak anayasa çok açık ve net 'Erdoğan seçilemez' diyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

O zaman acele bir şekilde reform yaptılar. Dolayısıyla en basit unsurları bile unuttular. Daha unuttukları çok şey var. Bütçe konusunda MHP ile AK Parti bir ihtilaf etse Meclis'ten bütçe çıkarmak imkansız oluyor. Plan Bütçe Komisyonu'nda öyle değişiklikler yapılabilir ki çoğunluğu olmayan bir Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetemez. Bugünkü tabloda AK Parti'nin Meclis'te tabanı vardır ama Plan Bütçe Komisyonu'nda çoğunluk değildir. MHP ile birlikte eşit hale geliyor. MHP tutum değiştirse Cumhurbaşkanı'nın eli kolu bağlı. Ben de bir çok anayasa hukukçusuna sordum. Tek yol 2022 Haziranı'ndan önce Cumhurbaşkanı'nın seçime gitmesi. O zaman tekrar aday olabilir. Ama o zaman da seçim yasasını çıkarmadıkları için var olan seçim yasası ile gitmek zorunda kalacaklar. Önemli olan seçim yasası değiştikten bir sene sonra uygulanacağı için 22 Haziran 2022'den 24 Haziran'dan önce yapılan her seçimde geçerli olan seçim yasası uygulanır. Kendi kendilerini bir daha kıskaca soktular. Erdoğan'ın da Türkiye'yi bir 6 yıl daha yönetecek vizyonu enerjisi yok.

Politika Haberleri