Bazı meslekler vardır ki onlara saygıyla yaklaşmak gerekir, amacı hayat kurtarmak olan bir meslek dalının mensuplarını küstürmenin sonuçlarını acı bir şekilde yaşıyoruz.
Ülke olarak empati kurma becerimiz, acıyı en yoğun şekilde yaşadığımız anlarda olduğundan, denizleri müsilaj denilen belaya kaptırdığımızda önlem almayı, deprem felaketi kasabaları şehirleri yıktığında kıpırdamayı, yoğun bakım üniteleri salgınlar yüzünden dolup taştığında doktorların kıymetini aklımıza getirmeyi becerebiliyoruz.
Doğuştan bir çekiciliği olan, sokaktaki çocuğa ‘büyüyünce ne olacaksın?’ diye sorduğunuzda bile size düşünmeden o yanıtı verdiği meslek, şimdilerde kimsenin aklına ve hayaline gelmiyor.
Balkonlara çıkıp alkışladığımız ancak pandeminin yavaşlamasıyla başka ülkelere gitmelerine ‘onay’ verdiğimiz doktorları, koronavirüsün yeni varyantlarının ortaya çıkmasıyla yeniden arayacağız gibime geliyor.
Maskelerimizi çıkarıp hayatımızı normalleştirmeye çalıştığımız şu süreçte, ölümcül virüsün yeniden hayatımıza gireceğine dair haberlerin yapılmaya başlanması o önemli meslek dalına daha çok ihtiyacımız olacağını gösteriyor.
Hayatımızın merkezinde bulunan doktorları kısa bir süre içerisinde insanüstü bir eforla çalıştırıp hemen sonrasında sanki hiçbir şey olmamış gibi yaşananları unutmuş olmamızın bedelini bu kış nasıl ödeyeceğiz şimdiden merak ediyorum.
Bu kısa süre zarfında ülkesini terk eden çok sayıda sağlık çalışanı oldu. Haklarını aramak üzere sokağa çıktıklarında gördükleri muameleyi televizyon kanallarında izledik.
Çok değil birkaç yıl önce büyük bir saygıyla yaklaştığımız sağlık çalışanlarına şimdilerde hedef tahtası muamelesi yapmayı uygun görüyoruz.
Yurt dışına gönderdiğimiz sağlık çalışanı sayısında önemli bir artış olduğunu biliyor ve görüyoruz.
Dünya bir yandan yeni virüsler ve salgınlarla karşılaşırken buna karşı sahip olduğumuz tek silah olan doktorlara da şiddet uygulamak ve hatta öldürmek neresinden bakarsanız bakın tam bir cahillik ve utanç tablosu…
Böylesi bir değişimi anlamak ve aynı coğrafyanın insanlarının bu kadar kısa bir süre içerisinde böylesine büyük bir değişikliğe nasıl uğramış olabileceğini düşünmek bile bir yanıt bulmaya yeterli olmuyor.
Her geçen gün yurt dışına çıkmak için başvuruda bulunan doktor sayısındaki artışları ‘gitti gider’ umarsızlığıyla seyrettiğimiz sürece hastaneye gidip tedavi olmayı da iki üç kez gözden geçirmek zorunda kalacağız.
Bu gidişle doktorluktan haberi olmayan doktorların eline kalıp sağlığımızı iyice kaybedeceğiz.