Dışişleri Bakanı Fidan, Sky News Arabia’ya güncel gelişmeler ve dış politika ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Fidan, İsrail ve Hamas arasındaki müzakerelerde anlaşmaya varılmasına engel olan şeyin ne olduğunun sorulması üzerine, anlaşmanın aylardır belli aralıklarla devam ettiğini ve Filistin tarafının büyük adımlar attığını belirtti. Fidan devamında, “Gerek Amerikalılar gerek Batılılar da bu konuda hemfikirler, Netanyahu burada adım atmaktan imtina ediyor, çünkü Netanyahu’nun başka bir ajandası var, Filistin’de ateşkes Netanyahu’nun politik amaçlarıyla örtüşmüyor” diye konuştu.
Fidan, Hamas liderinin Doha’dan kovulması yönündeki baskılara ilişkin “Şu anda bunlar dedikodu biliyorsunuz, bunları Katarlı kardeşlerimizle konuşuyoruz böyle bir konu yok. Böyle bir konunun teorisini de pratiğini de açıkçası tartışmıyoruz, böyle bir konu söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
“ARAP KARDEŞLERİMİZLE İLİŞKİLERİMİZ MÜKEMMEL BİR DÜZEYE ULAŞIYOR”
Türkiye’nin Arap ülkeleriyle ilişkileri hakkındaki soru üzerine Fidan yaptığı değerlendirmede; “Şu anda ilişkilerimiz mükemmel bir düzeye ulaşıyor Arap kardeşlerimizle” dedi. Fidan devamında ise, “Biz Türkiye olarak hem ilişkilerimizi çok ileri düzeye taşımak, hem de güvenlik krizleri başta olmak üzere başka türden krizler yaşamamak için çalışıyoruz, çünkü yakın tarihten çıkan çok ders var” ifadelerini kullandı.
“PKK’NIN ELİNDEKİ PETROLÜ ALIP SURİYE HALKINA GERİ VERMEMİZ GEREKİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye ile ilgili çağrılarının hatırlatılması ve Türkiye’nin bu konudaki nihai duruşunun ne olduğunun sorulması üzerine Bakan Fidan, “Bölgedeki kardeş ve dost ülkelerle normalleştiğimiz gibi Suriye ile de belli noktalarda adımları tabii ki atmak istiyoruz, Cumhurbaşkanımız bu konuda en üst düzeyde zaten politika ilanını yaptı. Nedir o? Biz aramızdaki mevcut sorunları çözmek için her türlü diyaloğu her türlü seviyede Cumhurbaşkanlığı dahil olmak üzere yapmaya hazırız” dedi. Fidan devamında ise şunları kaydetti:
“Terörizm konusunun Suriye’den temizlenmesi gerekiyor özellikle PKK’nın işgal ettiği Arap toprakları var büyük ölçüde, ele geçirdiği petrol tesisleri var. Yani Suriye halkının kaynaklarını gasp eden bir örgüt var, yani bununla savaşıp bunun elindeki petrolü, enerji kaynaklarını alıp Suriye halkına geri vermemiz gerekiyor, çünkü bu insanlar kazandıkları parayla, çaldıkları servetle hem Suriye halkına karşı hem Türk devletine karşı muazzam bir savaş içerisinde.”
“GÖRÜŞMEDEN ŞART KOYACAKSAK GÖRÜŞMENİN BİR ANLAMI YOK”
Bakan Fidan, Şam’ın Türkiye ile ilişkilerinin eski haline dönmesi için koşulan şartlar ve Türk askerlerinin Suriye’den çıkması için bir zaman çizelgesi düşünülüp düşünülmediği sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bize şu ana kadar yapılmış herhangi bir şart yok. Zaten ortaya konan, bizim perspektifimizde olan sorunlar var, onların perspektifinde olan sorunlar var. Eğer zaten görüşmeden birbirimize şart koyacaksak görüşmenin bir anlamı yok. Görüşme dediğiniz şey medeni bir şekilde zaten bu sorunları çözmek için var, insanlar bunları çözmek için görüşürler. Biz güçlü bir ülkeyiz, çaresizlikten dolayı bir görüşme arayışı içinde değiliz, olgunluğumuzdan dolayı bir görüşme arayışı içindeyiz. Yani güçten ziyade diplomatik etkimizi ve bölgenin barışa olan ihtiyacını kullanmak istiyoruz.”
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad görüşmesinin ihtimal dahilinde olup olmadığına ilişkin; “Cumhurbaşkanımız böyle bir teklifte bulundu, yani bizler de bu konuyla ilgili çalışıyoruz. Şimdi bir şey söylemek için erken, ama ben çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
Suriyeli mültecilerin zorla sınır dışı edildikleri iddialarına ilişkin Bakan Fidan, “Biz hem kültürümüzden gelen hususla hem de mültecilerin hukuku gereği mültecilere sahip çıkıyoruz. Hem de bizim bir hukuk altyapımız var. Devletimizin bir hukuku var, polisimizin, İçişleri Bakanlığımızın, adaletimizin bir işleyişi var. Bir de BM’nin Türkiye’de bulunan çok sayıda ofisi var mültecilerle alakalı. Şimdi bunlarla iş birliği içerisinde bakıldığı zaman bizim sistemli bir şekilde Suriyeli mültecilere ilişkin böyle iddia edilen bir konu yok. Tam tersine Türkiye’de Suriyeli kardeşlerimiz can emniyetlerini sonuna kadar muhafaza etmekteler. Ama zaman zaman ortaya çıkan birtakım toplumsal sıkıntıların ve bazı münferit olayların genelleştirilmesini, propaganda amaçlı kullanılmasını da tabi desteklemiyoruz” dedi.