AKP’nin kurucu kadrolarından olan ve bir dönem Millî Eğitim Bakanlığı yapan Prof. Dr. Hüseyin Çelik, KRT TV’de Semra Topçu ile Haftanın Panoraması programında bakanlık dönemindeki anılarını yazdığı ‘Milli Eğitim’de Üç Beş nöbeti’ adlı yeni kitabını anlattı ve siyasi gelişmeleri değerlendirdi.
Çelik şunları söyledi:
“Sayın Arınç vicdan sahibi bir insandır. Dürüst ve namuslu bir insandır. Ve aklına yatmayan vicdanına yatmayan, hukuka uygun olmadığını düşündüğü, demokrasiye uygun olmadığını düşündüğünü çıkıp bir yerde söylüyor. Bundan siz memnuniyet duymalısınız. Hemen bir taraftan birileri saldırmaya başlıyor.
Bülent Arınç Bey olsun, ben olayım birçok arkadaşımız AKP’yi kuran ve iktidar yapan insanlarız, bizim kurduğumuz bahçede birileri gelip gecekondu yapmış oradan abuk subuk şeyler söylüyor. Bu benim de zoruma gidiyor, Sayın Arınç’ın da başkalarının da zoruna gidiyor.
Bizim eleştiriye açık olmamız lazım. Neticede AKP’nin yaptığı kalkınmayı birisi görmemezlikten gelirse bu kördür demektir, hiç kusura bakmayın. Ama esas olması gereken nedir biliyor musunuz? Bir hukuk devleti, iki adalet, üç şefkat, dört merhamet, beş doğruluk, altı kamu malına karşı özen, yalan söylememek, başkasının derdiyle dertlenmek vs. buna 50 tane özellik sayabilirsiniz.
‘KRİZ DE VAR PAHALILIK DA’
Efendim kral çıplaktır ifadesi şudur, diyelim ki Türkiye yüksek enflasyon var bugün. Bunu gör arkadaş. Yani ben iktidar mensubuysam, enflasyon yoktur demenin manası var mı, var enflasyon. Hukuksuzluk var mı var, adaletsizlik var mı var, bunun 50 çeşidi var. Ha bunu gördüğü halde, e benim iktidarım yapıyor diye bunlar yoktur derseniz, siz kendi kendinizi kandırırsınız. Bakın hep söylerim “gündüz ortasında gözünü kapatan sadece kendine gece yapar, gün ışımaya devam eder.
Siz Alevileri yok saydığınız zaman, Kürtleri yok saydığınız zaman yok olmuyor ki. Siz kendi kendinizi kandırıyorsunuz kardeşim. Dolayısıyla “Kral çıplaktır” demek Ahmet’i Mehmet’i hedef almak anlamına gelmez. Türkiye’de karşı karşıya bulunduğumuz gerçekleri görmek anlamına gelir.
Yargı Tayyip Erdoğan’a sopa olarak kullanıldığı zaman CHP’liler alkışlıyordu. Kimse çıkıp demiyordu ya arkadaş bu adama haksızlık ediyorsunuz, diye… Bugün de biz demiyoruz.
‘DERNEĞİ NİYE KAPATMADIK’
Enis Berberoğlu’nun başında bulunduğu Hürriyet gazetesinin aleyhimde yazdığı yazıları, manşetleri toplasanız ciltlerce kitap olur. Ancak bu benim Enis Berberoğlu’na haksızlık yapıldığını söylememe mâni değil.
Biz ilk yola çıktığımız günden beri bize kredi açan ve bizi her platforma savunan liberal yazarlar vardı. Bunların hepsinin canına okuduk. Hasan Cemal’i yazamaz hale getirdik, Cengiz Çavdar çekti yurt dışına gitti. Altan kardeşleri, Nazlı Ilıcak’ı, Şahin Alpay’ı hapse attık. Öte taraftan Ali Bayramoğlu’ndan Gülay Göktürk’e kadar daha birçok Türkiye’de vicdan sahibi, şu cenahta bu cenahta değil bildiği doğruları yazan bu insanları biz hepsini mağdur ettik ama en zor günlerimizde bunlar bizimle oldular.
‘BU DERNEĞİ NİYE KAPATMADIK’
Osman Kavala haksız yere hapisteyse ve bunu söylemezsem vicdanımın gereğini yapmamış olurum. Önce Gezi’den dava açacaksınız bundan beraat edecek, tam hapisten çıkacak, başka bir iddianame hazırlayacaksınız, Sorosçu diyeceksiniz. Peki, açık toplum vakfı mıdır Sorosçuluğunun sebebi? Yıllarca faaliyet gösterdi, kendilerini kendi faaliyetlerine son verdi. Peki madem bu kadar ajanlık yapan bu derneği biz niye kapatmadık? Osman Kavala’yı süründürüyoruz, ama onun başkanına soru bile sorduk mu?
‘BU ZEHİRLİ BİR DİL’
Sizin ittifakınızı fazilet ittifakı, başkasınınkini zillet ittifakı olarak değerlendirmek çok zehirli bir dildir. Türkiye’yi kamplara böler, iflah etmez. Türkiye’nin kelli felli insanları böyle davranıyorsa siz vatandaşa sevgi hoşgörü, birbirine güzel duygular içinde olmayı nasıl telkin edersiniz? 6’lı ittifaktan değilim, AK Partiliyim ve diyorum ki demokratik ülkelerde seçim nasıl yapıyorsa ona bakalım, seçimin sonuçlarını hayat memat meselesi değil, biri gider biri gelir.
SADAT meselesinin şişirildiğini düşünüyorum, heyula hale geldi. Seçim güvenliği İstanbul Seçimi yapıldığında oy çalarak kapatılacak dendi, kâğıt üzerinde oyunlar oynanabilir ama hiç kimse yüzbinlerce oy nakledilmez. Esas bu söylentiler kaosa sürükler. Demokrasiye güven olmaz. Bu yaklaşım yanlıştır. İktidarı değiştirmenin yolu sandıktır, demokrasidir.”