Alınan son kararla içki satışı yasağının da uygulanacağı söylenince doğrusu ilk başta inanmadım.
Ama sonra haberin doğru olduğu ortaya çıktı.
İyi niyetimi koruyordum. Bu arada Rusya'da da 1-10 Mayıs tarihleri arasında benzer bir yasak kararı alındığı haberi geldi. Bunu duyunca, "Herhalde bizimkiler de Ruslar gibi, bilimsel bir temele dayanarak bu yasak kararını aldılar" diye düşündüm. Öyle ya, 2021 Türkiye'sinde bir '4. Murat kararı' alınacağına hala ihtimal vermiyordum.
Ruslar içki yasağı kararını iki nedenle almışlar.
Birincisi, onların aşısı alkol ile etkisini yitiriyor.
İkincisi Ruslar, Türkiye'ye göre çok daha fazla alkol kullanımı olan ülke ve alkol yüzünden aşı olma oranı düşüyor, 1-10 Mayıs arasında da resmi tatil ve alkol tüketimi tavana vuruyor, bunu önlemeye çalışıyorlar.
Peki bizdeki gerekçe ne? Hiçbir bilimsel dayanağı yok.
Öncelikle bizde kullanılan aşıların öyle alkolden çok etkilendikleri yok. İkincisi Türkiye'de alkol tüketimi zaten düşük. Üçüncüsü de Ramazan ayındayız, pek çok dindar insan zaten alkolden uzak duruyor.
O zaman yasağın nedeni ne?
Tamamen keyfi.
Tıpkı 23 Nisan törenleri, 19 Mayıs törenlerini yasaklamak gibi, fırsat bu fırsat, toplumu kendi hayat tarzımıza uyduralım diyorlar.
Ve Türkiye giderek daha da otoriterleşen bir siyasi yapıya doğru hızla gidiyor.
Bakın bir bakanın 'Tüccar' olduğu, kendi bakanlığına kendi şirketinden mal sattığı, üstelik pahalı sattığı, başka bazı kamu kuruluşlarına da mal sattığı ortaya çıktı. Ve Odatv'nin bu haberi üzerine bakan görevden alınmak zorunda kalındı.
Dün iktidarın sözcüsü Ömer Çelik'e gazeteciler bir soru sormuşlar ve demişler ki, "Muhalefet eski bakan Ruhsar Pekcan'ın Yüce Divan'da yargılanmasını istiyor, AK Parti bu yolun açılması için bir adım atacak mı?"
Ömer Çelik'in yanıtı ne oldu dersiniz?
"Muhalefetin dediğini geçin arkadaşlar, muhalefetin dediğiyle iş yapmıyoruz."
İçinde 'muhalefet' geçtiği için, bundan iyi yanıt bulamazsınız.
Sayın Çelik, 'Muhalefet' kelimesine sığınacağınıza açık açık yanıt verin?
Bu bakanın yaptığı yanına mı kalacak?
Ama bu soruya verecekleri bir cevap tabii ki yok.
Anlaşılan o ki, içki yasağı benzeri 'Keyfi kararlar' daha da artacak, bakanın bakanlığına mal satması da bitmeyecek.