İmamoğlu Amasya Merzifon''da önemli açıklamalarda bulundu. Yüksek fiyatlara tepki gösteren İmamoğlu “Bayram geliyor bayramda gönlünüze göre bayramlık alışverişi yapabilecek misiniz? Evinizde günler yaparsınız, komşularınızı ağırlarsınız, zengin sofralar hazırlamak bizim milletimizin geleneğinde vardır, o sofraları kurabiliyor musunuz? Kıyma olmuş 300 lira, et alabiliyor musunuz? O partiye üye olmadan işe girebilir misiniz?” diye seslendi.
İmamoğlu''nun cümlelerinden satır başları şu şekilde:
Zaman hızla akıyor önümüzde çok az zaman var, çok az zamanda çok büyük işler başarmak zorundayız. Memleketimiz, milletimiz için başarmak zorundayız. 86 milyon insanımız için başaracağız. Türkiye’de siyasete ahlak, dinamizm gelsin; siyasetten bencillik, kibir gitsin, partizanlık devletimizin bütün kurumlarından uzaklaşsın diye yola çıktık. Millet İttifakı, aynı şu meydanda olduğu gibi herkesi kapsayacak. Biz herkesin elin sıkmaya geliyoruz, herkesle konuşacağız; ‘benden değilsen yoksun’ asla demeyeceğiz, ‘derdin ne’ diyeceğiz.
“GENÇLERİMİZİ BİZ OY DEPOSU OLARAK GÖRMÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı adayımız, 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener’in birlikte neler başarabileceğini ben çok iyi biliyorum. İstanbul’daki başarımızdan biliyorum. Bütün ekonomik sorunlarınızı çözecek büyük bir kadroya dönüştü 6 siyasi partilerin liderleri, ekipleri. Esas kadromuz hepinizin evlatları, şu enerjisi yüksek, kalbi temiz gençlerimiz. Gençlerimizi biz oy deposu olarak görmüyoruz. Ben onlardan çok besleniyorum. Gençler bana ne diyor biliyor musunuz? ‘Başkanım adalet istiyoruz…’ Gençler, bana adil ol gerisini ben hallederim, diyor. Bölünmeyeceğiz, birliğini gücünü milletçe milletimize göstereceğiz. 14 Mayıs’a az kaldı.
“15 MAYIS’TA HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK”
Bu işi hep birlikte başaracağız, herkesin gönlünü kazanacağız, konuşacağız, derdini dinleyeceğiz vatandaşımızın. Bu memleketin kurtuluşa bir araya gelmeye ekonomide, eğitimde, sağlıkta iyileşmeye, adalete, gençlerin geleceğe umutla bakmaya ihtiyacı var. Fırça atar gibi konuşan siyasetçilerden bıktık deyin, suratı asık değil yüzü güleç insanlar istiyoruz deyin. Milleti işaretle bile bölen değil birleştiren, bu sürece ihtiyacımız var diye yola çıktık, bunları anlatın. Hazırız biz, bu milleti ayağa kaldıracağız hep beraber. Kimsenin kalbini kırmayacağız. Biz bu seçimi sadece bize oy verenler için değil bütün bir millet için kazanacağız. 15 Mayıs’ta her şey çok güzel olacak.
“İSTANBUL BİZİM MALIMIZ MÜLKÜMÜZ DEĞİL 16 MİLYON İNSANIN”
Neymiş ‘çivi bile çakmamış’ diyor bana; bak bak bak… Ben de diyorum ki bir gün beni davet et anlatayım. Sorun yok anlatırım ama bir gün bile yetmez hizmetlerimi anlatmaya. Sorun şurada; 25 yıl yönettiler doğru, özellikle son 15 yılında çok sıkıntılı işler yaptılar İstanbul’da. 25 yıl yöneten anlayış şöyle bir psikolojiye bürünmüş; biz seçimi kazanınca zannettiler ki malını mülkünü aldık. İstanbul’u kendi malı mülkü zanneden bir yönetici grubu var. İstanbul bizim malımız mülkümüz değil 16 milyon insanın. Bu akıldan vazgeçmedikleri sürece bunlardan bize fayda yok. 14 Mayıs’ta 86 milyon insan onlara güle güle, bay bay diyecek, hadi evinize dinlenmeye…