Evet kıymetli dostlar, seçim zamanı geldi çattı. Bir çok bilinmezin, bir çok soru işaretinin yanıt bulacağı güne doğru adım adım yaklaşırken, Türkiye Brezilya dizisi gibi. 3 aydır takip etmediyseniz eğer ekonomiyi hiç bir şey kaybetmediniz, çünkü;
AKP hâlâ doları frenlemeye çalışıyor, dış ticaret açığımız, dolayısıyla cari açık rekor üzerine rekor kırıyor, işsizlik ekonomik veriler gün geçtikçe kötüleşiyor.
Peki seçimden sonra bizleri ne bekliyor ...
Ortodoks politikalar benimsenecek ve her şey düzelecek mi... Son 6/7 yıldır ayarları ile oynanan ekonominin normale dönmeye başlaması ne kadar zaman alacak hepsini anlatacağım...
Dostlar, Türkiye dünyanın da özellikle ekonomik bir dar boğaza girmesinden sonra, iyiden iyiye tüketilen kaynaklarla verilerde kötüleşmeye gitti. Her seçimden önce çıkan tavşanı bu defa çıkartamadılar. Karadeniz gazı, Silifke yoğurdu derken insanların artık algı ile yönetilemediğini anladılar...
Şimdi İHA-SİHA ikilisi ile, bir şekilde toparlayabilir miyiz, deseler de, kendileri de işin işten geçtiğinin farkındalar. Seçimden sonra mecburen faiz artırımına gidilecek, bu iki ittifak için de geçerli... Ve dolar kısıtlamaları gevşetilecek. Bu da doların 23-24 bandına oturmasına sebep olacak ki, daha büyük kırılmalar sürpriz olmasın kimse için...
Bu şekilde yapılan faiz artırımı ve dolar kısıtlaması, bize beraberinde rahatlama sağlayacak mı, onu da siyasetin gidişatı belirleyecek. Örneğin, siz Cumhur İttifakı'nın devam etmesi halinde yabancı sermayenin ülkeye geleceğine ihtimal veriyor musunuz? Ben vermiyorum. Satacak bir yeri kalmayan ülkenin dış borçlanmaya, SWAP yapmaya, veya bir şekilde ülkeye temiz bir sermeye getirme yolu var mı sizce... Bence yok..!
O halde nasıl kapanacak bu dış borç, nasıl kapanacak dış ticaret açığı, nasıl kapanacak cari açık... Net hata ve noksan kalemine güveniyorlarsa, o paralar da geri çıkmaya başladı. Devlet Bahçelinin bir cümlesi vardı, dedi ki "diyelim ki bunlar iktidara geldi, bu enkazın altından nasıl kalkacak..."
Enkaz, evet tam bir enkaz... Her yerinden bir usulsüzlük fışkıran, her yeri buram buram liyakatsizlik kokan bir enkaz.
Oyumu değişimden yana kullanacağım, çünkü sevgi dilini benimsiyorum. Oyumu sevgi dilinden yana kullanacağım, çünkü bizlerin alın terinden toplanan vergilerle saltanat yaşayanların daha fazla ekmek yediği insanlara hakaret edip, ayrıştırmasına göz yummayacağım...
Evet, Millet İttifakı bu ülkeye temiz sermaye getirir, ekonomik reform yapar, bir şekilde ülkeye dirlik düzen ve adaleti yeniden inşa etme adına somut olarak çalışır. Batı sermayesi piyasalar ile buluşur. Bunlar o kadar net ki, bir çoğuna da şahidim, bizzat yürütüyorum. Şimdi Türkiye'de bu değişikliklerin olması gündemdeyken, bu atılımların yapılması olasıyken, neden bilinmeze doğru koşayım.
Ülkede çok ciddi bir güvenlik sorunu var, doluşturulan mültecilerin bu ülkeye verdiği maddi manevi zarar ortada. Neden ülkeme gram faydası olmayan bu güruhun geleceğimiz için söz hakkı söylemesine sessiz kalayım... Ülkemiz adına yapılan her yanlış adım, bilmelisiniz ki ekonomiye de vurulan bir darbedir. Şimdi diyelim Cumhur İttifakı mucize gerçekleştirdi, devam etti...
Nasıl tutacaksınız doları, nasıl durduracaksınız enflasyonu, işsizliği, fakirliği... Ne bunları yapacak bir fikirleri, ne de imkanlarının olmadığını biliyorum...
Yıllardır kötüledikleri IMF kapısına gidecekler, "bizi kurtar" diyecekler... Bugün IMF dahi Türkiye'ye AKP'nin istediği tarzda bir para desteği veremez. Yaklaşık bugün piyasaların canlanması ve can suyu olması için gereken para 150 milyar dolar. Bu parayı kimse şak diye veremese de, en azından IMF toparlama sürecine sokacaktır.
Zaten en baştan beri AKP'nin IMF'yi istememe sebebi, finans kaynağındaki sorun, faiz fazlalığı olmadı, çünkü tarihimizde ilk defa ödediğimiz faiz, borcumuzun ana parasını geçti. Bu şekilde yüksek faiz ile borçlanan kaynaklar yanında IMF çok daha uygun. Ama o kontrol mekanizması var ya, işte bizim iktidarın işine gelmeyen o. Eğer o kontrol ile o denetim ile mevcut projeleri yapsaydınız, 9 milyar dolara bitecek olan İstanbul Havalimanı'nı 30 milyar dolara bitiremezdiniz..
Bunların hepsi oy verirken aklınızda olsun dostlar, çünkü bu ülkenin 40 senesi Osmanlı borçlarını ödemek için, önümüzdeki 40 senesi de Osmanlıcılık oynayanların borçlarını ödemekle geçecek...