Üç beş yıllık ömür için "elalem" putunun gölgesinde uyuyamayanların çilesiydi bu. Dün farklı sebeplerle kapımızı aşındıran menajerler lütufta bulunma edası ile cümle kurmaya başladığı sırada tevazusu sesinin yumuşaklığında saklanmış insanlar çıkageldi bunca karanlığın arasından. Kimler yoktu ki aralarında Tarihçi Prof. Dr. Zehra Aslan, Aşık Mahzuni Şerif''in yadigarları kıymetli ağabeyim Bülent Ali Mahzuni ve değerli ablam Derya Mahzuni (Demir), değerli hocam Dursun Kuveloğlu, hem meslektaşım hem aynı disiplinde olmaktan onur duyduğum kıymetli arkadaşlarım Dr. Müge Göncü, Dr. Berna Uslu Kaya sevgili Dr. Damla Aktan yer yer seslendirmeleri ile bize destek olan sevgili Tarihçi Doktorant Nesli Özkay, Melda Vatancı, bunlardan birkaçı idi. Arşivden programına katkıda bulunan daha pek çok isim var. Hepsi birbirinden kıymetli, sanatçı, öğretmen, akademisyen… Bir de biri var, bunlar arasında sevgili Dr. Sine Aras Akten. Pek çoğunuzun pek çok kanalda dış haberler vasıtası ile gördüğü, yaptığı her işin mutluluğunu ciddiyetle ve gülümseme ile aurasında harmanladığı bir isimdir.
Bir konferansımda bahsetmiştim. Seven sevdiğinden konuşmak ister. Bu eski bir Divan şairi düsturudur bir yerde. Sine Aras Akten''de de böyle bir hâl var. Kendi disiplini üzerinden bilgiye dair ne varsa konuşursunuz onunla. İlk yayınımızın ardından uzun bir süre geçmişti. Bir anlamda böyle epistomofil bir aydınla sohbet etmenin tadını kanalda sadece ben değil takipçiler de çıkarmış olacak ki 45 dakika olarak hesaplanan yayın bir saati aştığı halde hep olumlu ve teşvik edici yorumlar aldık. Hoca ile konuştukça bir ara yayında olduğunuzu bile unutup atmosfere kaptırıyorsunuz kendinizi. Ondaki bu duyuş bizi ve izleyen herkesi kuşatıyor. Onu da bu güzel sohbeti de bu yazı etrafında dinlemeniz adına linki şuraya bırakıyorum: