Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail'e yönelik "Aksa Tufanı Operasyonu"nun ardından İsrail Başbakanı Netanyahu, "Savaştayız" açıklamasını yaptı. İsrail, Hamas'a savaş ilan ederken, Gazze'ye hava saldırıları başlattı.
Hamas'ın harekatı sonrası İsrail'in başlattığı hava saldırıları devam ederken, söz konusu savaşla beraber akaryakıt fiyatlarına da büyük bir zam geleceği iddia edildi.
Halk Tv yazarı Olcay Aydilek, "Türkiye’de ekonomi yönetimini kaygılandıran asıl konu, İran’ın çatışmalara dahil olması ve savaşın bir anda bölge ülkelerini içine alacak biçimde genişlemesi. Bu, tam bir “kâbus” senaryosu olarak nitelendiriliyor" dedi.
Halk Tv yazarı Olcay Aydilek'in yazısının ilgili kısmı şöyle:
İsrail ile Filistin çatışmaları, petrol fiyatlarını belli bir düzeyde artırdı. Brent petrol, çatışmalar öncesinde 83-84 dolar düzeyinde bulunuyordu. Petrol fiyatı, İsrail-Filistin çatışmalarından kaynaklı jeopolitik gelişmeye hızla tepki verdi. Petrol, hızla 89 dolara dek çıktı. Sonra bir miktar gevşedi. Halen, 87-88 dolar aralığında seyrediyor.
Jeopolitik gerginliğin petrol ve ürün fiyatı üzerinde devam eden baskısı, İsrail-Filistin çatışmasının ilk ekonomik etkisinin “uç” vermesine yol açtı. Küresel piyasalarda petrol ve motorinin ton fiyatının bir “tık” daha yükselmesi durumunda yeni bir zam gündeme gelecek.
Sektör kaynakları, motorinin zam bölgesine girdiğini belirterek, “Motorinin ton fiyatı yükseliyor. Bu trend devam ederse birkaç güne kadar motorine zam gündeme gelecektir. Benzinde şimdilik bir fiyat hareketi beklemiyoruz” dedi.
PETROL ŞOKU
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İsrail-Filistin çatışmasının ekonomiye etkisinin “sınırlı” olacağı görüşünü paylaştı. Şimşek, çatışmanın yayılmamasının önemine işaret ederek, “Petrol fiyatlarında, enerji fiyatlarındaki yükseklik yakın dönemde arz kısıntılarından kaynaklanıyor. Bu belirsizlik, bu çatışmaların geçici olumsuz etkisi olabilir” dedi.
Şimşek’e göre esas belirleyici olan küresel büyüme ya da talep. Talebin zayıf olduğu bir dönemden geçildiğini belirten Şimşek, “Ben kalıcı 1970'li yıllar tarzı bir petrol şoku ön görmüyorum. Kalıcı bir etkisi o anlamda sınırlı olur. Kısa vadeli baktığın zaman tedirginliğe yol açıyor. Bu da bir belirsizlik” diye konuştu.
Şimşek, Türk ekonomisi açısından rüzgârın arkadan estiği bir konjonktürün söz konusu olmadığını kaydederek, küresel finansal koşulların sıkışık olduğunu, son dönemde doların ve petrol fiyatlarının yükselişinin karşı rüzgâr olarak öne çıktığını söyledi.
ASIL KAYGI
Türkiye’de ekonomi yönetimini kaygılandıran asıl konu, İran’ın çatışmalara dahil olması ve savaşın bir anda bölge ülkelerini içine alacak biçimde genişlemesi. Bu, tam bir “kâbus” senaryosu olarak nitelendiriliyor.
Bu durumda Hürmüz Boğazı’nın kapanacağı, başta Irak olmak üzere Kuveyt, Katar ve İran petrolünün uluslararası pazarlara çıkamayacağı, küresel ölçekte 1970’li yıllardan daha ağır bir petrol şoku yaşanacağı kaygıları güçlü biçimde dile getiriliyor. Bu senaryoda petrol ve emtia fiyatlarının, tahminde bulunmanın olanaksız olacağı düzeylere fırlayacağına işaret ediliyor.