Evet…
Sonunda başaracağım galiba… Hem de bayram öncesi güzel bir haber paylaşacağım.
Ne %15 elektrik zammı, ne %12 doğalgaz zammı… Hiçbiriyle ilgilenmeyeceğim. Sokak röportajında sanki Avrupa piyasaları araştırma baş uzmanı gibi konuşup "Avrupa'da en ucuz doğalgaz ve akaryakıt bizde satılıyor." diyen asgari ücretli amca gibi bakacağım o soruna. Hangi Avrupa ülkesinde benzin kaç lira, bunun ne kadarını devlet dolaylı vergi olarak alıyor, bir litre benzin asgari ücretin kaçta kaçı araştırmasına girmeye ne hacet…
Bu güzel haberi alınca doğalgaza 2021 Ocak ayından bu yana yedi kez zam geldiği haberiyle bile ilgilenmeyeceğim. Ocak ayında maaşlara yapılan zammın sadece elektriğe yapılanlarla geri alındığı konusuna da giremem, kusura bakmayın.
Ha bu arada, Hilal Kaplan konusunu bir kenara koyuyorum. Onun şu ana kadar söyledikleri içimi öyle acıtmıştı ki TRT'ye Yönetim Kurulu üyesi yapılmasını hazmetmem mümkün değil. Onu yazılacaklar klasörüne atıyorum.
Neyse lafı dolandırıp durmayayım. Hemen güzel haberi paylaşayım sizinle:
" Ağustos ayında pandemi nedeniyle tüm dünyada 650 milyar dolar dağıtılacak. Bizim ülkemizin payına da 6,4 milyar dolar düşüyor. Hem de karşılıksız ve nakit… Gerçekten yalan değil, 1 Nisan şakası hiç değil."
Yalnız küçük bir sorun var.
Parayı dağıtacak olan kurum, IMF!
Hani yıllardan beri aşağıladığımız, borcumuzu ödeyip ülkeden kovduk diye anlattığımız, sonra da bizden borç istedi, arkadaşlara verin dedim diyerek alayın zirvesini yakaladığımız IMF var ya işte o kurum…
Hele hele borcumuzu ödeyip kovduktan sonra milletçe ne küfürler de etmiştik peşinden, değil mi? Hem de ayrıntısına kafa yormadan…
Mesela 2002'de toplam 129,6 milyar dolar olan dış borç stokumuzun IMF borcunun kapatıldığı 2013 senesinde 394,6 milyar dolara çıktığına bakmadan, 2020'de ise 450,1 milyar dolara yükseldiğini adım adım değil füze gibi arttığını göz önüne almadan "IMF gitti ya, tüm dış borçlar bitti." edasıyla kibirli kibirli neler neler demiştik. (1)
IMF'nin ne olduğunu bile bilmeyen nice kalemşorlar ne biçim mürekkep harcamışlardı o oluşum aleyhinde… Gerçi hiçbiri, "Biz bu oluşumun devlet olarak ortağıyız, orada söz hakkı olan ülkelerden biriyiz. Madem bu kurum bizim BEKA'mız için tehlikeli, niye bu ortaklıktan çıkmıyoruz?" diye sormamışlardı ama neyse konuyu dağıtmayayım.
İşte sorun burada, şimdi bizde bu kalemşorlar kendilerini imza yetkilisi sanıp çıkıp da biz almayız o kurumun parasını derlerse, ne olacak?
Ben bu sorunun cevabıyla cebelleşirken iç sesim dedi ki "Takma kafana, sorun orada değil!" "Orada değilse; birileri 'biz gururumuza yediremez ve o parayı almayız' derler mi demek istiyorsun?" diye sordum, cevap verdi:
─ Bilemedin, çok safsın! 1 milyon dolar bile olsa alırlar."
─ Allah Allah! O zaman sorun ne?
─ Dinle de öğren! Bir kere, ülkemizin acil ihtiyacı 75 milyar dolar… Merkez Bankasında ne yedek akçe kaldı ne rezerv!..
Tam da burada ağzını kapadım iç sesimin. Kovdum kendisini. Tam güzel bir haber yakalamışız, bedava milyar dolarlar gelecek, şunun yediği herzeye bakın. Bir sürü olumsuz şey sıralayacak. Kapıdan kovdum ama pencereyi tıklattı. Kıyamadım ama yine de sertçe "Ne var?" dedim.
" Peki, sen IMF'de karar almanın prosedürünü biliyor musun?" diye sordu, cevabımı beklemeden devam etti: "ABD istemezse 6, 4 milyar dolar yerine bir bardak su içeriz. Çünkü IMF'de karar almak için %85 oy oranı gerekiyor. ABD'nin payı ise %16,52…" Çok sinirlendiğimi anlamış olmalı ki " Tamam, tamam gidiyorum ama sen de %85'in nasıl tamamlanacağını düşün!" dedi ve gözden kayboldu.
İyi bayramlar diliyorum efendim.
1. https://www.dogrulukpayi.com/bulten/yillara-gore-turkiye-nin-dis-borc-stoku?