Damla BAYLAN/ Günboyu
İşçi hakları ve tazminatlar konusunda güncel ve adil bir hukuki çerçevenin varlığı, işçilerin haklarını koruma açısından önemlidir. Bu nedenle, işverenlerin işçilere karşı adil davranışlar sergilemeleri ve haklarını ihlal etmemeleri son derece kritiktir.
Yargıtay'ın bu kararına göre, işçinin gerçekten böyle bir durumu yaşamadığı ve oğlunun gözaltında olmadığı kanıtlanırsa işverenin iş sözleşmesini haklı gerekçeyle feshettiği kabul edilecektir. Ancak, işçinin iddiasının doğru olduğu tespit edilirse işçi lehine farklı bir karar verilmesi gerekecektir. Yani, işçinin devamsızlığı haklı bir sebebe dayanıyorsa işverenin iş sözleşmesini feshetmesi hukuka aykırı kabul edilecektir.
Bu kararın temelinde, işçilerin haklı nedenlerle işe gelememeleri durumunda işverenin keyfi olarak işten çıkarmasına karşı koruyucu bir önlem bulunmaktadır. İşte bu nedenle, işçinin kendi haklı nedenleriyle işten ayrılması durumunda kıdem ve ihbar tazminatlarını alabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Kıdem tazminatı alabilmek için aranan şartlar şunlardır:
- İşçinin kendi isteğiyle işten ayrılmamış olması veya vefat etmiş olması.
- İşçinin askerlik nedeniyle işten ayrılması durumu.
- Evlilik nedeniyle işten ayrılmak durumunda kalan kadın işçi.
- İşçinin belirli bir prim ödeme süresini ve prim gün sayısını tamamlamış olması.
Bu şartlar, işçilerin kıdem tazminatı hakkına sahip olabilmesi için önemlidir.