Millet İttifakı siyasi partilerinin genel başkan yardımcıları, bugün; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne katıldı.
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale''nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"1980’LERDE GERÇEKTEN YOKSULLUK KADER DEĞİLDİ"
Ben 1972’de doğdum. 1980’lerde gerçekten yoksulluk kader değildi. 1972’de Almanya’da işçi bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldim. Annem ilkokul mezunuydu. 1978 yılında şöyle bir şey konuşmuşlar aralarında annemle babam. ‘Almanya’da eğitim sistemi kötü, çocuğumuzu Türk eğitim sistemine emanet edelim’ diye. 1978 yılında kesin dönüş yaptık.
"FIRSAT EŞİTLİĞİ VARDI"
1980’lerde fırsat eşitliği vardı, yoksulluk kader değildi. En iyi okul, en yakın okuldu. Siz bir işçi çocuğu olarak benim gibi Murat Reis İlkokulu, Bornova Anadolu Lisesi, İzmir Fen Lisesi’ne gidip ODTÜ’yü kazanabiliyordunuz. 38 yaşında profesör olabiliyordunuz. Burada tek örnek de ben değilim. Karşımda meslektaşım Hakan Kara var. Müthiş bir ekonomisttir. Aynı geçmişten geliyoruz.
"YOKSULLUĞU YÖNETMEYİP NASIL BİTİRECEĞİZ"
Bizler bu Cumhuriyet’in çocuklarıyız. Cumhuriyet’in kurucu değerlerinin çocuklarıyız. Bizim zamanımızda yoksulluk kader değildi. Şimdi yoksulluk kader olmaya başladı. O yüzden biz bu Mutabakat Metni’ni yazarken hep aklımızda bu vardı, fırsat eşitliğini nasıl sağlayacağız. Yoksulluğu yönetmeyip nasıl bitireceğiz?
"TÜRKİYE’DEKİ YOKSULLARIN YARISI Z KUŞAĞI DEDİĞİMİZ ÇOCUKLAR"
Ülkemizde çocukların yarısı, gençlerin üçte biri, kadınların ise yüzde 30’u en yoksul yüzde 20’lik dilimde yaşıyor. Bu yoksulluk en fazla kadınları, gençleri, çocukları vuruyor. Çocuklarımızın yarısı yoksul. Türkiye’deki yoksulların yarısı Z kuşağı dediğimiz çocuklar. Biz bunun için ne yapacağız? Doğduğu zaman çocuk eğer anne ve babasının durumu yoksa onun her türlü gıda desteğini vereceğiz. Beslenmesinden tutun sağlığına, bez ihtiyacına kadar her şeyi biz sağlayacağız. Daha sonra ulusal ebeveynlik programını başlatacağız. Programda bütün anne ve babalara daha iyi nasıl ebeveyn olacağını bir seferberlik programı çerçevesinde anlatacağız.
"MİLLET İTTİFAKI İKTİDARINDA HİÇBİR ÇOCUK YATAĞA AÇ GİRMEYECEK"
Daha sonrasında çocuğumuz okul öncesi eğitime başladığında ücretsiz olacak. Bütün çocuklarımız okul öncesi eğitime dahil olacaklar ve gelir grubundan bağımsız olarak herkes bilişsel kapasitesinin en fazla geliştiği 4-5 yaşında ücretsiz ve kaliteli eğitime sahip olacak. Okula gittikleri zaman Faik Bey de söyledi aç kalmayacaklar. Okullarda okul sütü programı ile biz bütün çocuklarımıza kahvaltı ve öğle yemeği vereceğiz. Bizim iktidarımızda, Millet İttifakı iktidarında hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir anne baba da çocuğuna harçlık verme derdine düşmeyecek ve anneler, babalar çocuklarını devlet okuluna göndermenin rahatlığını yaşayacaklar.
"BU POLİTİKA İLE O YOKSULLUK TUZAĞINI AŞACAĞIZ"
AK Parti iktidarının yaptığı ilk şeylerden bir tanesi yoksulluğu düşürmek değil, yönetmek oldu. İnsanların, yoksulların çaresizliğini kullanmak oldu. O yüzden bizim sosyal yardım politikamız çok basit. Hak temelli, ihtiyaç sahibinin talep etmeyeceği, devletin ihtiyaç sahibini bulacağı bir sosyal yardım politikası geliştireceğiz. Bu politika ile o yoksulluk tuzağını aşacağız.
"ZENGİNLERİN ÇOCUKLARI DAHA FAZLA KAZANIYOR"
Yoksulluk diğer nesillere geçiyor. En yoksul yüzde 20’lik, en zengin yüzde 20’lik gruba bakın. En yoksul yüzde 20’lik grupta istihdam oranı 15 yaşta yüzde 25, sonra 26 yaşta yüzde 31, fazla artmıyor. Yıllık gelirine baktığınız zaman yoksulların çocukları bin 895 TL kazanırken 26 yaşında 7 bin 800 TL kazanıyorlar. Zenginlerin çocukları daha fazla kazanıyor. Türkiye’de AK Parti’nin yok ettiği fırsat eşitliğini yeniden tesis edersek bu ülkeye hem toplumsal barış gelir hem de çok daha zengin, müreffeh bir ülke haline gelir.
"ŞU AN TÜRKİYE’DE YOKSULLARIN YARISI 21 YAŞ VE ALTINDA"
Z ve Alfa kuşaklarına yoksul kuşak da denebilir. Çünkü şu an Türkiye’de yoksulların yarısı 21 yaş ve altında. Bugün Türkiye’de maalesef ‘göster telefonunu’ terörü var. Nasıl bir Türkiye hayal ediyorum biliyor musunuz? Çok basit bir Türkiye. Göster telefonunu dediği zaman bir yaşlı o gencin gururla, rahatlıkla en lüks telefonunu gösterebileceği bir Türkiye hayal ediyorum. Zaten burada da vaatlerimizden bir tanesi akıllı telefonlarda, tabletlerde vergi indirimini artırmak ama daha öncesinde de kişi başına milli geliri artırarak bizim gençlerimizin de en son model telefonları, bilgisayarları rahatlıkla kullanabilmesini sağlamak.
"GENÇLERİMİZİ DAHA FAZLA TEKNOLOJİ İLE BULUŞTURARAK İSTİHDAMI SAĞLAYACAĞIZ"
İlk önce bizim istihdam sağlamamız lazım. Gençlerimize mutlaka yaşanabilir bir ücretle iyi işleri sağlamamız lazım. Türkiye yaşlanıyor. Bağımlılık oranında devamlı bir artış görüyorsunuz. Bizim başta gençler ve kadınlara çok daha fazla istihdam sağlamamız gerekiyor. Bunu, gençlerimizi daha fazla teknoloji ile buluşturarak sağlayacağız. Maalesef şu anda Türkiye’de teknoloji okur yazarlığı hem şirketler kesiminde hem de bireylerde oldukça kötü durumda.
"ÜNİVERSİTELERİN BİR KISMINI TEKNOLOJİ KAMPÜSLERİNE ÇEVİRMEMİZ LAZIM"
Türkiye’deki üniversitelerin çok büyük bir bölümü işsizliği öteleyen kurumlar haline geldi. Türkiye’deki üniversiteler özellikle Anadolu üniversiteleri kent ekonomisine talep yaratmaktan başka bir işe yaramaz hale geldi. Bunu ben üç tane çok iyi üniversitede öğretim üyeliği yapmış 38 yaşında profesör olmuş biri olarak üzülerek söylüyorum. O zaman bizim bu üniversiteleri revize etmemiz lazım. Yeni bölümler açmamış lazım. Üniversitelerin bir kısmını teknoloji kampüslerine çevirmemiz lazım.
"KADINA ŞİDDETE HAYIR DEMEYİ SADECE 8 MART’TA ÖĞRENMEMEMİZ GEREKİYOR"
Sadece kadın istihdamında problem yok. Ücretlerde de bir cinsiyet ayrımcılığı var. Bugün bir kadın erkekle aynı yaşa, aynı tecrübeye sahip olsun aynı eğitime sahip olsun hala o erkekten yüzde 14 daha az maaş alıyor. Ya aslında çok fazla uzağa gitmeye gerek yok. Biz burada 6 erkek otuyoruz. Cam tavan sendromu var. Kadınlara her türlü cinsiyet ayrımcılığı var. Biz işe şunu yaparak başlamalıyız. Cam tavan uygulamasını kırmamız gerekiyor. Eşit işe eşit ücreti mutlaka benimseyecek politikaları hayata geçirmemiz gerekiyor. Kadına şiddete hayır demeyi sadece 8 Mart’ta öğrenmememiz gerekiyor. Bunu bir anayasal güvence altına almamız gerekiyor.
"MİLLET İTTİFAKI OLARAK BUNUN SÖZÜNÜ VERİYORUZ"
Bunları yaparken bize neyin yol göstermesi gerekir? Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevdiğim bir lafı var bize bilimin, aklın, rasyonalitenin yol göstermesi gerekir. Millet İttifakı olarak bunun sözünü veriyoruz. Uygulayacağımız ekonomi politikaları, kalkınma politikaları, sosyal yardım politikaları akıl ve bilimle hareket edecek. Ne demiş Mustafa Kemal Atatürk; ‘Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.(ANKA)