Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamaya göre, açık kaynak araştırmalarında internette ve sosyal medyada kullanılan nefret söylemleriyle "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme", "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" niteliğinde paylaşımlar yapıldığı tespit edildi.
Soruşturma kapsamında 27 şüpheli hakkında gözaltı kararı verilmesinin ardından tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen 8 kişi tutuklandı.
Olayın ardından siyaset arenasından açıklamalar geldi. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, İYİ Parti TBMM Grup Başkanı Koray Aydın, İYİ Parti Teşkilat Başkanı Buğra Kavuncu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'dan tepkiler geldi.
KÜRŞAD ZORLU’DAN AÇIKLAMA
Gazetecilerin tutuklanmasına İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu şu ifadelere yer verdi:
“Sığınmacı meselesine dikkat çekmek, bu konuda eleştiri ve karşıt görüşler ortaya koymak her Türk evladının hakkı ve aynı zamanda sorumluluğudur.
Siyasi iktidarın kendi eliyle meydana getirdiği sığınmacı sorununu çözmek dururken bunu eleştirenleri durdurmaya çalışması kabul edilemez keyfi bir karardır.
İYİ Parti olarak yakından irdelediğimiz sürecin ve gerekli hukuki mücadelenin takipçisi olacağız.”
ZAFER PARTİSİ GENEL BAŞKANI ÜMİT ÖZDAĞ’DAN AÇIKLAMA
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Ergenekon kumpası yöntemleri ile Türkleri susturmak için gazetecileri ve sosyal medyacıları hapse kapatıyorlar.
" Sınırları kaçak akımına kapatmayanlar, Türk kızlarının sokaklarda taciz edilmesini engellemeyenler, Türk gençlerinin dövülmesini, yaralanmasını, öldürülmesini durduramayanlar, bu olayların haber yapılmasını ve eleştirilmesini engellemek için Ergenekon kumpası yöntemleri ile Türkleri susturmak için gazetecileri ve sosyal medyacıları hapse kapatıyorlar.
Önce savcı değişiyor. Yeni savcı ne tesadüf mülteci hukuku konusunda kitap yazmış ve sığınmacıları korumak bizim tarihi geleneğimiz diyen bir savcı. Siber suçlar dairesi yaptıkları incelemelerde hiç bir suç tespit etmemişler. Raporlar böyle.
Gözaltına alınanların avukatları “Bizden neyi savunmamızı istiyorsunuz? diye sormak zorunda kalıyorlar. Polis ifadelerinden sonra savcı ifade BİLE ALMADAN polis ifadesi ile hakime tutuklanma isteği ile sevk ediyor. Suriyelileri memnun etmek için Türkler TUTUKLANIYOR.
Verilen mesaj 13 milyon sığınmacı kaçak konusunda konuşmayacaksınız, yenilerinin gelmesine itiraz etmeyeceksiniz. Atatürk’ün izinde vatanımızı ve ailemizi savunacağız."
İYİ PARTİ TBMM GRUP BAŞKANI KORAY AYDIN’DAN AÇIKLAMA
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı Koray Aydın konu ile ilgili şu ifadelere yer verdi:
"Fitneyi engellemenin yolu gazetecileri, sosyal medya kullanıcılarını tutuklamak değil; sığınmacıları uygun bir programla ivedi şekilde vatanlarına kavuşturmaktır.
Sığınmacı meselesi gelmiş olduğu nokta ile Türkiye ve Türk milletinin geleceğini tehdit eden ciddi bir sorundur.
Bu durum gün gibi aşikarken sığınmacıların geri dönüşü için tedbir alınması, Türk varlığını koruyacak girişimlerde bulunulması gerekilen ortamda konuya duyarlı gazetecileri tutuklamak adaleti ve vicdanı yaralamıştır.
Bu krizin çözümü ve fitneyi engellemenin yolu gazetecileri, sosyal medya kullanıcılarını tutuklamak değil; sığınmacıları uygun bir programla ivedi şekilde vatanlarına kavuşturmaktır. Türk milletini “çeşitlendirmeyi” düşünen siyasetçilere bunu hatırlatmayı borç biliyorum."
İYİ PARTİ TEŞKİLAT BAŞKANI BUĞRA KAVUNCU’DAN AÇIKLAMA
İYİ Parti Teşkilat Başkanı Buğra Kavuncu şu ifadeler yer verdi:
“Tutuklanma süreciyle eş zamanlı olarak bir yayın kuruluşunun Türk Milleti'yle kavgasına şahit oluyoruz” Sığınmacı meselesi mevcut iktidarın yol açtığı ve Türkiye'nin geleceğine dinamit döşeyen temel bir sorunumuz haline geldi.
Hükümetin yanlış sığınmacı politikasına ve düzensiz göçe karşıyız. Sorunun çözümü şiddet, eziyet vb. değil diplomasi ve uluslararası hukuk çerçevesinde sığınmacıların ülkelerine geri dönmesidir.
Ancak bu doğrultuda yayın politikası izleyen gazetecilerin keyfi bir şekilde tutuklanması, iktidarın otoriter ve baskıcı zihniyetini gözler önüne sürüyor. Çoğu genç olan bu gazetecilere yapılan, aynı zamanda basın özgürlüğüne darbe vurmaktır.
Ancak yetmiyor, tutuklanma süreciyle eş zamanlı olarak bir yayın kuruluşunun Türk Milleti'yle kavgasına şahit oluyoruz.
"Millet" kavramını kendince yorumlayan ve "Türk Milleti" kavramını bilinçli ve kasıtlı bir şekilde hırpalamaya kalkan bu anlayış, "vatandaş", "millet" ve "devlet" gibi değerlerimizin tanımına sağlıklı bir cevap vermekten her zaman uzak olmuştur.
Bu yaklaşımın ülkemizi getirdiği durum da ortadadır. Her anlamda geriye giden ülkemizin bu duruma düşmesindeki en büyük pay sahibi, vatandaş, millet ve devlet kavramlarını idrak edememiş, idrak etse de daima bu değerlerimizle kavga etmeye çalışan bu zihniyettir."