GÜNBOYU / FULDEN GÜNEY
Daha sonra yıldan yıla gitgide artan girdileri ama ona rağmen her yıl enflasyon ve dövizle artan girdilere göre düşen gül taban fiyatları karşılaştırması yapan Milletvekili Cesur ekledi: “Her sene burada gelin üreticimizin elini tutalım diyorum, destek olmalı devlet diyorum ama önergelerimizi reddediyorsunuz. Birkaç sene evvel dedim ki verilen düşük taban fiyatı karşısında, gülü toprağa gömdünüz. Bizi siyasete alet ediyor diye suçladınız.
Ne yapacaktım yani, beni seçen vatandaşların sorunlarını buraya taşımak suç mu oldu? Sonraki sene yine çıktım dedim ki; bu fiyatlarla köylü, çiftçi taş mı yiyecek? Yine reddettiniz. Şimdi bu sene yine geldim buraya ve sesleniyorum; ”Allah’tan korkun, sakın fısıltı ile yayıldığı gibi 17 TL’yı falan aklınızdan geçirmeyin.” Milletvekili Cesur, daha sonra gül üreticileri ve endüstrisi için neler yapılması gerektiğini anlattığı konuşmasında, iktidara gelir gelmez bunları üreticiyi esas alan tarım politikaları ile düzelteceklerini ve kan olup akamayan gözyaşlarının da, ter döküp karşılığını almadıkları her damla terin de hesabını soracaklarını ekledi.
Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ise, Cesur’un sözlerini tamamlamasına izin vermeyip, mikrofonun sesini kesti. Daha sonra Cesur’un verdiği önerge üzerine AK Parti adına konuşan Isparta Milletvekili Gökgöz ise, Cesur’un söylediği tablonun doğru olmadığını, Isparta’da gül üreticisinin halinden memnun olduğunu dile getirdi. İYİ Parti sıralarından tepki alan konuşmasında Gökgöz’e “bunları köylünün karşısında da söyle söyleyebilirsen” sesleri duyuldu.
Cesur’un, TBMM Kürsüsünde Gül Üreticilerinin Sorunlarını dile getirdiği Araştırma Önergesi konuşmasının tamamı:
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Genel Kurulu ve gülmeye susamış güzel ülkemin gül yüzlü insanlarını saygıyla selamlıyorum.
Selamlamamdan da belli olduğu üzere konumuz gül!
Tarihi, insanlığın tarihinden öncesine dayanan gül!
Mezopotamya’da, Girit’te, M.Ö. 1600’lerde bir duvar freskinde çıkan, Kleopatra’nın ayaklarına Markus Antonyus’un yapraklarını döktüğü; Mitolojik öykülerde tanrıların elele verip yarattıkları söylenen, Romalılarda suyunun antiseptik olduğu gül.
Aphrodite’nin oglu Eros’a hediyesi ve böylece sevginin, sessizliğin sembolü, Doğudan Batıya taşınan ve Osmanlı da damıtılarak sanayileşmiş gül.
Bazen Allah’ın güzelliği, bazen Hz. Muhammed’in simgesi olmuş, güzel koktuğu için Peygamberimizin terine ismi verilen gül.
Yüzyıllar boyunca sanatta bezeme elemanı ve dünya edebiyatında sevgiliyi temsil eden gül.
Ve şimdi ;
Hafızın kabri olan bahçede bir gül varmış
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle
Diye Rindlerin Ölümü şiirindeki gibi üreticisinin akmayan gözyaşlarında kanayan gül..
Yağlık gül üretiminde Türkiye’yi 1. yapan, bunun da % 85’lik üretiminin Isparta’da olduğu gülün, üreticisinin elini tutalım diye veriyoruz önergemizi Değerli Milletvekilleri...
Neden kanıyor gözyaşları gül üreticimizin?
Ben birkaç gün evvel Keçiborlu’da gül üreticisi kadınlarımızla gün doğarken gül topladım. Sonra uzun uzun konuştuk.
Bu sene girdiler anormal arttı ve bir dekar Kıraç tarladan alınan 400 kg Gül üretimi üzerinden hesaplandığında 17 TL çıkıyor maliyeti en az diyorlar.
2021’de 1 kilogram ürün karşılığı 1 litre mazot alabilen üreticinin, bu sene 1 litre mazot alabilmesi için kilogram fiyatının en az 27 TL olması gerekiyor.
2021’de 1 kilogram gül üretim maliyeti 7,36 TL iken alım fiyatı ise 7,80 oldu. Yani üretici kilo başına 0,44 TL aldı. Ve bu üreticilerimizi ve gül üretimini bitirme noktasına getirdi. Tarihin en düşük alım fiyatı olan 2021’de üreticilerimiz kar edemedi ve emek ve çabaları karşılıksız kaldı.
2022’de üreticilerimizin %95’i %400’e yakın gübre zammı neticesinde tarlalarına gübre dahi atamadı.
Yağlık gülün rekoltesinin kilogram başı taban fiyatı GÜLBİRLİK tarafından açıklanacak.
Kilogramı 17 TL’ye mal olan güle sakın ha bu günlerde fısıltı ile yaydığınız gibi 16-17 TL filan vermeye kalkmayın diye verdik önergemizi.
Maliyetin altında veya üreticinin kar etmesini sağlamayan hiçbir fiyat kabul edilemez.
Ben burada her sene gül üreticimizin artık dayanacak hali kalmadığını en dikkat çekici sözlerle dile getirdim.
Gülü toprağa gömdünüz dedim, önergemiz, her seçim döneminde üreticiye söz vermemişler gibi iktidar tarafından reddedildi. Bizi de gülü siyasete alet etmekle suçladılar.
Ne yapacaktık, siz çiftçiyi unutmuşken, üretici geceyi sabaha taşıyamazken kaygıdan, susacak mıydık?
Sonra ki sene, yine sordum bu kürsüden; “Gül üreticisi taş mı yiyecek” diye? Reddedildi.
Şimdi bugün, getirdiğimiz önerimizle diyorum ki; “Allah’tan Korkun!” Allah aşkına duyun sesini köylümüzün!
Kilogram başına gül çiçeği taban fiyatı:
-2017’de 8,70 TL ($2,41)
-2018’de 9,20 TL ($1,53)
-2019’da 7,80 TL ($1,32)
-2020’de 7,35 TL ($0,92)
-2021’de 7.80 TL ($0.86) olarak açıklandı.
Girdi maliyetleri TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesi ve enflasyonla artarken, 1 kilo güldeki kazanç % 100 azaldı. Aynı parayı kazanmak için 4 kat fazla gül üretmesi gerekiyor çiftçinin. Ancak gül üreticisine devlet tarafından hiçbir destek verilmiyor.
Rakibimiz Bulgaristan’da gül üreticileri ciddi şekilde destekleniyor, hatta bizim gülbirlik gidip Bulgaristan’dan da gül getirip satıyor.
Bulgaristan’da, dönüm başına toprak sübvansiyonu sağlamak, kış ilaçlamasına dönüm başına destek vermek, gülün stratejik bir ürün sayılması sebebiyle Bulgar Devlet Tarım Fonları’ndan sağlanan ek destekler, mazot için ÖTV iadesi veriliyor çiftçiye..
Peki; ne yapmalı?
-Hedef; Sürdürülebilirlik, tanınırlık ve katma değerin arttırılması olmalı
-Isparta gülünün Havza modeliyle örgütlenerek üreticiye ve gül endüstrisine teşvik verilmeli
-Gülbirlik’in açıkladığı taban fiyatları haricinde, üreticiye kilogram başına ek teşvik verilmeli
-Özellikle çiftçiye girdi desteği sağlanmalı; ucuz akaryakıt, ucuz gübre, ucuz ilaç verilmeli
-Gülbirlik’in taban fiyatlarını düşük açıklamaya zorlayan girişimlerle mücadele edilmeli
-Gülün uluslararası pazarlaması ile marka değerinin geliştirilmesi, hasat zamanı turizm potansiyelinin kullanılması, sözde festivaller değil, üreticinin iştirak edeceği festivaller yapılmalı, festivaller skandallarla değil, gülle anılmalı,
-Güle dayalı kozmetik girişimlere ar-ge ve pazarlama desteği verilmeli,
-Mevcut fabrikaların revizyonu ile yeni fabrikaların kurulması için hibe desteği verilmeli.
Sonuç; Isparta Halısı nasıl yok olduysa, gül de aynı akıbete gidiyor.
-Devleti yönetenler bunu neden görmezler anlamak mümkün değil.
-GÜL BİRLİK GÜL ÇİÇEĞİ ALIMINDA OYUN KURUCU DEĞİL ADETA FİGURAN OLMUŞ, HALA NEDEN TEPKİSİZ KALIRLAR ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL.
Gülbirlik yetkililerine sesleniyoruz, sesini üretici lehine çıkarmalı.
Ben, tüccarın insafına bırakılan köylünün sesi olmaya geldim buraya bugün, gelin duyun sesini köylümüzün.
Az kaldı, biz geleceğiz ve birliğe birlik, üreticiye efendi gibi davranacak bir devlet yönetimi anlayışını esas kılacağız.
Biz seneye kimseyi kimseye muhtaç etmeyen önceliği üretici, Türk Köylüsü ve çiftçisi olan bir tarım politikası ile bunu düzelteceğiz. Düzeltmekle de kalmayacağız, her dökülen gözyaşının, o güzelim cefakar, vefakar Türk köylüsünün eline batmış ve karşılığını alamadığı her dikenin de hesabını soracağız.