İYİ Partlili Vekil Arslan Çubukçuoğlu, Meclis'ten seslendi

İYİ Partili Vekil Arslan Çubukçuoğlu, TBMM'de bazı açıklamalarda bulundu.

İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Çubukçuoğlu, TBMM''de bir basın toplantısı düzenledi.

Çubukçuoğlu şunları aktardı: 

"Değerli basın mensupları, hoş geldiniz.

Bugün asgari ücret konusunda bazı değerlendirmeleri ve tespitleri milletimizle paylaşacağım.

Asgari Ücret, yasal bakımdan işçilere emekleri karşılığında ödenecek en düşük seviyedir. Asgari ücret işçinin gıda, konut, sağlık, ulaşım ve kültürel gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılayacak biçimde hesaplanmaktadır. 2004 tarihinde yayınlanan Asgari Ücret Yönetmeliği’nde asgari ücret, işçilerin normal bir çalışma günü karşılığında ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültürel alandaki zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde yetecek ücret olarak tarif edilmektedir. Uluslararası Çalışma Organı, İLO, asgari ücreti, işçiye yeterli yaşam koşullarını sağlayacak bir düzeyin garanti edilmesi olarak tanımlamaktadır.

Asgari ücret fikri, Hammurabi zamanında uygulanmıştır. Günümüz dünyasında ise 15. ve 16. yüzyılda Yeni Zelanda’da hayata geçirilmiştir.

Osmanlı’da ilk asgari ücret 1836 tarihli bir fermanla belli işlerde çalışanlar için uygulamaya konulmuştur. Cumhuriyet’le birlikte 1921 yılında Ereğli Kömür Havzası maden işçilerimiz için uygulanmıştır. 1936’da ise yasal bir dayanak kazanmıştır. Asgari ücret hala günümüzde tartışılmaya devam etmektedir. Kavram üzerinde konsensüs hala yaratılamamıştır. İşçinin soyunu devam ettirecek kadar bir ücretin asgari ücret olması fikrinde olanlar olmuştur. Bazıları da nüfus artışına imkân sağlayacak düzeyde bir asgari ücreti belirlenmesi fikrini ortaya atmışlardır. Bu görüşü millet olarak biz de yaşamaktayız. 2001 yılında ülkemizde doğurganlık hızı binde 2,38 iken, yoksulluğun artmasıyla, ülkemizde doğurganlık binde 1,70’e düştü. Asgari ücret ile işçinin refahını artırılamayacağını, bu sebeple ekonomik ve toplumsal düzeyin yükseltilmesi gerektiğini savunanlar da vardır. Bazı ekonomistlerde asgari ücret belirlenmesinin yanlış olduğunu, işsizliğin ve kayıt dışı istihdamın artacağını savunmaktadır.

Şu da nettir. Emekçi sınıfının en az beklentiye sahip olduğu, en ucuz besinleri tükettiği bir ülkede halk, her türlü talihsizliklere ve sefalete açık yaşar. Bu insanlar dibe vurmuş olduklarından, daha da aşağıya çekilecekleri bir düzey kalmamıştır. Bu nedenlerle hükümetin asgari ücret belirlemesi yerindedir.

Ücretlerin belirlenmesinde, doğal ücret teorileri, ücret fon teorisi, artı değer teorisi, marjinal verimlilik teorisi, pazarlık gücü teorisi, satın alma gücü teorisi gibi kuramlar geliştirilmişse de, tam bir mutabakat sağlanamamıştır.

Ülkemizde asgari ücret üzerinden vergi alınması önemli bir çelişkidir. Asgari düzeyde yaşayacak kadar tabiri tanımın içindeyken, vergi alınarak asgari ücret aşındırılmaktadır.

Dünyada asgari ücretin belirlenmesine dair pek çok yöntem vardır. Bazı ülkelerde asgari ücreti yargı belirlemekte iken, bazılarında da kanun koyucu ya da yetki verdikleri makamlar belirliyor. Asgari ücreti, hükümetin belirlediği ülkeler de var. Birtakım ülkelerde ise etkin tavsiye gücüne sahip, kurullarca belirleniyor. Başkaca ülkelerde görevi asgari ücreti belirlemek olan, aldığı karar itiraz yolu kapalı olan kurumlar var. Bazı ülkelerde toplu iş sözleşmeleri ile asgari ücret belirlenmektedir.

Türkiye’de 10 milyon civarında işçinin asgari ücretli olduğunu söyleyebiliriz. T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan 2022 Temmuz ayı istatistiklerine göre, ülkemizde 15 milyon 987 bin 428 işçi olduğu düşünüldüğünde, çalışma yaşamında yer alan işçilerimizin %62,54’ü asgari ücret almaktadır.

Ülkemizin, Avrupa Birliği ülkeleri içinde en düşük asgari ücrete sahip ülkelerden biri olmanın yanında, asgari ücretle çalışanların oranının en yüksek olduğu ülke olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Asgari ücretle çalışan işçilerin oranı Yunanistan’da %4, Almanya’da %5, Fransa’da %8, Polonya’da %17 ve bize en yakın orana sahip Romanya’da %21 iken, ülkemizde %62,54’tür.

Ülkemizde ekonomik dengeler çalışanlar aleyhine bozulmaktadır. Son 2 yılda işçilerimizin milli gelirden aldıkları payda %4,4, işçi ücretlerinde %14 düşme oldu. Çalışanların milli gelirdeki bu kayıpları başka gruplara transfer edilmiştir. Çalışanların 2/3’nün asgari ücretle çalışıyor olması hükümetin eline başka bir koz vermiştir. İşçiler her yıl maaşları artsın diye hükümete ellerini açıyor, gözlerini kapatıyorlar. Böylece hükümet ne verse işçi çaresiz. Ülkemizde asgari ücret hükümetçe oy istismarına uğrayan bir alan olmuştur. Toplu iş sözleşmesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 4 toplantı yapıyor. Sonuçta kararı hükümet veriyor. Sanki işçilerin fikri alınıyormuş gibi yapılıyor.

Ülkemizde şimdiye kadar asgari ücret uygulamalarının pek çok mahsurları vardır. Bunların düzeltilmesi için, Aralık 2022 tarihi bir fırsattır.

Asgari ücret belirlenirken;

- İşçinin aile fertleri de dikkate alınmalıdır.

- Asgari ücret üzerindeki vergiler işçiyi daha da fakirleştirmektedir; asgari ücret vergi dışı kalmalıdır.

- Bölgeler arasında büyük farklılıklar vardır. Bölgeler arasındaki farklılığa göre asgari ücret belirlenmelidir. Vanlı İstanbullunun %25’i kadar, Mardinli İstanbullunun %30’u kadar, Erzurumlu İstanbullunun %40’ı kadar kişi başına gelir elde ediyorlar. Asgari ücret, İstanbul dışında yaşayan vatandaşların, İstanbul’da yaşayan vatandaşların gelirini yakalamasına vesile olmalıdır.

- İş kolları için ayrı ayrı asgari ücret belirlenmelidir.

- Hükümetin son yıllarda oynadığı ekonomik politikalar yüzünden, ücretliler önemli gelir kaybına uğradılar. Oluşturulacak yeni asgari ücretle, yoksulluğun azaltılması hedeflenmelidir. Son yıllarda görülen enflasyonun, ücretlilerin gelirlerinde neden olduğu kayıpları telafi için, asgari ücret belirlenmesi önemlidir. Ayrıca asgari ücret 2020 yılından itibaren ortalama ücret olmaya hızla yönelmiştir.

- Asgari ücret yalnızca asgari ücretliler değil, üst grup işçileri de yakından ilgilendirmektedir.

- Ülkemizde asgari ücret geçmişe yönelik olarak belirlenmektedir. Türk-İş Genel Başkanı’nın söylediği gibi, önce asgari ücret artacak propagandası yapılmakta, tüketim ürünlerinin fiyatı yükselmekte, sonra da yeni asgari ücret ilan edilmektedir. Bu tamamen işçinin aleyhine çalışan piyasa mekanizmasıdır. 4 kişilik bir işçi ailesinde, asgari ücret açlık sınırı civarındadır. Bu görüşle belirlenen asgari ücretle bir işçi ailesinin refahı yakalaması mümkün değildir. Asgari ücret belirlenirken işçinin ailesinin dikkate alınmaması büyük bir haksızlıktır.

- Ülkemizde işçi sayısının düşmesinden başka sendikalı işçi sayısı da azalmaktadır. 2020 yılında Türkiye’de sendikalı işçilerin oranı %10’dan az iken, Belçika’da %50, İsveç’te %65, Hollanda’da %15, Almanya’da %16’dır. İşçilerin sendikalı olmamaları, onların etkin hak aramasına engel olmakta, siyasi güçlerini zayıflatmaktadır. Sendikalı işçilerin sayısal azlığı, sendikasız işçilerin de haklarının verilmemesine neden oluyor.

2023 yılı asgari ücretin belirlenmesinde yukarıdaki kriterler dikkate alınmalıdır. Uygun asgari ücret, ülke piyasasını canlandıracak ve olumlu ekonomik sonuçlar yaratacaktır. Ülkemizde denge çalışanların aleyhine bozulmuştur. Kamu otoritesi, ülkedeki ekonomik sorunların arkasına sığınmamalıdır. Ülke çalışanları, en az diğer kesimler kadar alın terinin bedelini almaya layıktır.

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in dediği gibi, “Milletini enflasyona ezdiren bir iktidarın, çalışanların hak ettiği asgari ücreti vererek toplumu yoksulluktan kurtaracağına inanmak beyhudedir.”

Hepiniz saygıyla selamlarım."

İlgili Haberler

İYİ Parti'ye dev katılım
AKP'li İsmail Güneş toplantıda Said Nursi'yi övdü
Akşener'den Soylu'ya 5 kuruşluk dava!

Gündem Haberleri