Kaç hayat yaşıyorum biliyor musun?

Çocukça planların bir oyun ve oyalanma olduğunu bildiğim gün, abartılmışlar mezarlığına attım bütün mistik masalları. Ama sanma ki hiçlik kuyusuna attım kendimi. Ben ebedilik yolunda ebedi olma arzumdan bezmedim daha. Jan Valjan gibi ardımdaki tilkiden gölgeler büyüdükçe ben ufka doğru daha da derinleştim. Edmond Dantes gibi gelir mi diye düşünmeden bekledim hesap gününü. Gelmezse bir kontluk makamında biz getiririz dedim kendimce. Otuz yıl aradan sonra karşına çıkmam hesap sorma veya verme değil sana bir avuç yeniden dirilme idi. Hesaba giden yalnızlığın tam da o gün başladı. Karunu kıskandıran cahilce gururunu kucağıma bıraktığın gün.

Tanrı azap etmez, çocukluğumun masalsı prensesi ilk gençliğimin Kozet'i. Sen mazimde şerrin kuldan olduğuna dair bütün fikirlerin etten kemikten abidesi. Bırak Yunus Tabduk'tan aldığı ilhamla söylesin bunu ben edebiyat denilen o dünyada seninle birlikte kaç hayatı çektim içime. Ben yokuş çıkmayı evinizin önünden geçen Etlik yokuşundan değil, okulumuzun önünden geçen evinizin camının önünden öğrendim. Yokuşlarda nefessiz kalırken bir bozlak doldururdu çığlıklarımı:

"Sitemim var sensiz geçen günlere

Yaşamaya hal kalmadı gel gayrı

Dargınım hep bugün ile dünlere

Yaşamaya hal kalmadı gel gayrı...

 

Dertlerim dağ oldu başa yürüdü

Hasretinden şu genç ömrüm çürüdü

Ağaçlarım meyve vermez kurudu

Has bahçemde dal kalmadı gel gayrı"

 

 Derken her bahçenin bir yeniden diriliş provası olduğunu masumiyetimizin müzeye dönen apartmanında değil; kadirbilmez yılların viraneye çevirdiği halden yeniden gelecek sakinlerini bekleyen; ölü eşyalar ağırlayan değil canlar nefesler bekleyen duvarlarından öğrendim.

O koyup gittiğiniz apartmanın duvarlarına sor bu bendeki yaşama azmini. Sen giden yıllarına ağlaya dur beni hatırına getirmeden, ben dönüp dönüp bizi yaşarken geçmişte, bir yanım adı konulmamış zamanda Eleni, Nathali, Maria oldu, bir yanım bozlak söylerken bir yanım Norah Jones'un ılık sesinde dinlendi. Böyle bir gölgelikten ne hayatlar devşirdim. Gitmek gam değil bana lakin senin gidişin de pek soğuk. Tıpkı dün gelişin şimdi de duruşun gibi…

Yazarlar Haberleri