Kalp krizinde ilk 20 dakika çok önemli! Mide ağrısıyla karıştırılıyor

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, kalp krizinin en önemli ölüm sebeplerinin başında geldiğine dikkat çekerek, “Krizin ilk 20 dakikasından sonra geçen her an kalp kasının daha fazla hasar görmesine neden olur” dedi.

Kalp krizinin en büyük habercisinin mevcut göğüs ağrılarının artması veya daha önce olmayan bir göğüs ağrının ortaya çıkması olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, “Göğüs ağrısı herhangi bir efor yapmadan istirahat halindeyken oluyorsa kriz riski yüksek düzeydedir. Buna rağmen maalesef çoğu zaman kalp krizi hastada ilk bulgu olarak karşımıza çıkar” ifadelerini kullandı.

“KRİZ ANINDA SIKIŞMA, EZİLME HİSSİ VEREN BİR AĞRI OLUR”

Kalp krizi olduğu anda en önemli yakınmanın ise hastanın şiddetli bir göğüs ağrısı ile karşı karşıya kalması olduğunun altını çizen Prof. Dr. Batur “Çoğu zaman öylesine şiddetli bir ağrıdır ki hasta göğsünün ortasının sıkıştırılıyor, eziliyor, yanıyor gibi olduğunu söyler. Ağrı bazen çeneye, sırta ve sol kolun küçük ve yüzük parmağına kadar vurabilir veya hasta bu kısımlarda uyuşma var diyebilir” diye konuştu. Batur, şeker hastaları ve özellikle yaşlı hastaların bazen kalp krizi esnasında göğüs ağrısından şikayet etmediğini, yorgunluk, soğuk terleme, aşırı halsizlik, nefes darlığı gibi daha farklı konulardan yakındıklarını belirterek, bu grup hastaların böyle bir durumda tıbbi yardım istemeleri gerektiğini ifade etti.

“MİDE AĞRISIYLA KARIŞTIRILIYOR”

Ayrıca bazen göğüs ağrısı dışında kalp krizi mide ağrıları ile de karışabileceğini söyleyen Prof. Dr. Batur “Bazen bulantı, kusma yakınması da olabilir. Özellikle bir kısım hastada mide sorunları olduğu düşünülerek önemli bir kalp krizi yakınması atlanabilir. Bu yakınmaları olan hastada da kalp krizi ekarte edilmesi gereken bir durumdur” dedi.

kullanabilir ancak ilkinde ağrısı geçmemişse transfer işini geciktirmeden 5-10 dakika aralıklarla 2. ve 3. dil altı uygulaması yapılabilir.”

“İlk 20 dakika çok önemli”

Prof. Dr. Batur, kalp krizi geçiren hastada tedavinin kalp damarını tıkayan pıhtının mümkün olan en kısa sürede açılması prensibine dayandığını; bunun da pıhtı çözücü ilaçlarla veya kardiyologların uyguladığı anjiyo-balon-stent teknikleriyle mümkün olduğunu söyleyerek, “İlk 20 dakikadan sonra geçen her dakikanın kalp kasının daha fazla hasar görmesine neden olur. Hasarı minimumda tutmanın yolu çok hızlı bir şekilde tedaviye başlanmasıdır. Bu nedenle hastanın en yakın sağlık kurumuna götürülmesi gerekir” dedi.

Özellikle risk grubundaki hastaların, bu tedavi imkanlarına sahip olan bir hastaneye ulaşması ile ilgili bir senaryosu olmasını tavsiye eden Prof. Dr. Batur, “Mümkünse bu tedavi imkanlarına sahip doktoru ve hastanesini önceden belirlemesi olası kalp krizi durumunda hastanın panik yapmasını engelleyeceği gibi kendi hayatının da kurtulmasını sağlar. Kalp krizlerinin tüm dünyada ve ülkemizde en önemli ölüm sebebi olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Eğer yüksek riskli bir hastaysa yakın çevresindeki insanların kalp masajı hakkında bir eğitimden geçmesi belki transfer esnasında olabilecek bir ciddi durumda faydası olabilir” diye konuştu.

İlgili Haberler

Ramazan ayında şişkinlik sorununa karşı öğün kontrolü uyarısı
Diyalize giren 3 yaşındaki kız çocuğu yaşıtlarıyla oynamak için gün sayıyor
İngiltere kadın milli takımı oyuncuları sahaya mavi şort ile çıkacak

Sağlık Haberleri