Türkiye'de yıllardır değer kaybeden Türk lirası, yeni ekonomi yönetiminin parasal sıkılaştırma adımlarıyla birlikte reel olarak değer kazanmaya başladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon ile yüksek faizleri kullanarak mücadele etme yolunu tercih ederek bu adımları attı. TCMB'nin bu hamleleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın mali disiplin uygulamaları ile desteklendi ve ekonomide ilk somut değişiklikler geçtiğimiz günlerde kendini gösterdi.
31 Mart seçimleri öncesinde -74.6 milyar dolara kadar gerileyen net döviz pozisyonu, haftanın ilk işlem günü itibarıyla -5.7 milyar dolara kadar yükselirken, Hazine'nin birikimleri de dikkate alındığında Türkiye, yıllar sonra ilk kez döviz rezervlerinde artıya geçmiş oldu.
BİR İLK YAŞANDI
Yaklaşık 2 aylık bir süre boyunca dolar/TL paritesinin yatay seyretmesi, vatandaşların ve yatırımcıların döviz kuru üzerinde yaşanacak artış beklentisini baskılayarak, TL mevduat faizlerinin cazip olması nedeniyle birçok kişinin varlıklarını Türk lirası cinsine kaydırmasını teşvik etti.
Bu değişen alışkanlıklar sonucunda Kapalıçarşı piyasalarında bir ilki yaşandı. Uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye'ye yönelik olumlu rapor ve mesajlarıyla birlikte hem yerli hem de yabancı yatırımcının TL cinsinden pozisyon alması, altın ve döviz piyasasının merkezi olan Kapalıçarşı'da Türk lirasına olan talebi tarihi seviyelere çıkardı ve dolar/TL kurunda Cumhuriyet tarihinde bir ilkin yaşanmasına neden oldu.
Yıllarca piyasa kurunun izlendiği Kapalıçarşı'daki dolar ve altın fiyatları, geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerden önce Merkez Bankası'nın belirlediği resmi döviz kuru seviyesinin oldukça üzerine çıkmıştı. Aradaki farkın 1-2 TL'ye kadar ulaşması, ekonomistler tarafından "Türkiye'de ikili kur sistemi var" şeklinde yorumlanmıştı.
'BÖYLESİNİ DAHA ÖNCE HİÇ GÖRMEDİK'
Son günlerde dolar veya altın alımına talebin azalması, tam aksine vatandaşların ve yatırımcıların emtia ve döviz varlıklarını bozdurarak Türk lirası talep etmeleri, Kapalıçarşı esnafının bir ilke imza atmasına yol açtı. Bugün yaşanan düşüşlerle birlikte, hem altın hem de dolar tarafında fiyatlar, tarihte ilk kez Merkez Bankası'nın gösterge kurunun 30 kuruşun altına düştü.
Birçok döviz bürosu ve kuyumcu, ellerindeki değerli maden veya dövizleri satabilmek için alıcılara tarihte eşi benzeri görülmemiş oranda cazip teklifler sundu.
Bu durum, piyasada hem altın hem de dolar tarafında büyük bir bolluk olduğu yorumlarına neden olurken, 31 Mart öncesinde bankalardan dahi birkaç bin dolar temin etmekte güçlük yaşayan vatandaşlar, yalnızca 2 ay içerisinde yaşanan dönüşüm karşısında "Böylesini daha önce hiç görmedik" yorumlarında bulundu.