Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Kanal İstanbul çıkışı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, T24 canlı yayınında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Kanal İstanbul ihalesine girecek ülkeye mesafe koyacağız, paralarını ödemeyeceğiz; bizden bir banka kredi verirse günü geldiğinde o da görür" dedi.

Gazeteci Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Animasyonu ilk izlediğimde gülümseyerek izledim, arkadaşlara dedim ki "siz emin misiniz AKP'nin yayına koyduğundan." Evet dediler. Kendi sitemize koyalım biz de bunu yayınlayalım dedim.

Samimi düşüncemi ifade etmek gerekirse AK Parti artık Türkiye'yi yönetemiyor. Bir şeyler yapmak istiyor ama beceremiyor. Bizi eleştirmek istiyor ama beceremiyor. 

Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti herhangi bir savaşa girse kendisine ait bir senti bile yok. Merkez Bankası’nda şu anda eksi 46 milyar dolarlık bir rezerv var. Merkez Bankası’nın yetkilerini siz, bir protokolle elinden alıp Hazine ve Maliye Bakanlığı’na veriyorsunuz, Hazine ve Maliye Bakanlığı bu parayı niçin, hangi gerekçelerle, hangi kur üzerinden sattığını açıklamıyor. ‘128 miyar dolar nerede?’ sorusunun peşini bırakmayacağız."

“İKTİDAR, ‘İMAMOĞLU’NU NASIL HİZMET EDEMEZ HALE GETİRİRİZ’ ARAYIŞI İÇİNDE”

Türbe ziyaretinde ellerini arkadan bağladığı için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik incelemeyi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Yaptığı bana göre suç” sözlerini değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi: “Akıl dışı. Akılla bağdaşmayan, hukukla bağdaşmayan, normal yaşamla bağdaşmayan bir tanımlama. ‘Bana göre suç’, iyi de siz kimsiniz? Siz, Ceza Kanunu musunuz? Sizin her söylediğinizin bir yasa metni olduğunu söyleyen bir TBMM kararı mı var? Nerden alıyorsunuz siz böyle bir yetkiyi? ‘Bana göre suç’; bunu söyleyen de işin garip tarafı devletin bütün güvenlik güçlerini yöneten kişi aynı zamanda. Size göre suç olduğu andan itibaren, yani suç şahsileştiği andan itibaren o zaman herkes beğenmediği kişiyi suçlayabilir. Şu soruyu sormak lazım; İçişleri Bakanı, bu gücü nerden alıyor? Bu anlayışı nerden alıyor? Erdoğan’dan alıyor…Baş öyleyse etrafı da böyle olacaktır. Kendisine göre suç yaratacaktır. ‘Efendim, suçmuş da yine de soruşturma için izin vermeyecekmiş. Ver kardeşim. Eğer, şuç konusunda soruşturma izni vermiyorsan o zaman sen suçlusun…”

Kılıçdaroğlu, “iktidarın İmamoğlu’nun elini kolunu bağlayarak, ‘acaba nasıl hizmet edemez hale getiririz’ diye bir arayış içinde olduğunu” vurguladı.

“İÇİŞLERİ BAKANI, MAFYA ÖRGÜTLERİNE SEYİRCİ”

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve oğlu AKP Milletvekili Tolga Ağar üzerinden iktidara yönelik iddialarını değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Devleti yönetememe. Bazı çevrelere teslim olma. Değişik mafya örgütleri var Türkiye’de, bunlar zaman zaman bir araya geliyorlar, zaman zaman da çatışma içindeler. Sedat Peker, yurt dışına giderken bunlar ne kadar suçlu olup olmadığını bilmiyorlar mıydı? Biliyorlardı. Pasaport verildi mi? Verildi. Gönderildi mi? Gönderildi. Bir başka mafya lideri, bir ülkenin siyasal partisinin lideri olan bir kişi tarafından hapishanede ziyaret edildi mi? Edildi. Serbest bırakıldı mı? Bırakıldı? Onunla ilgili özel düzenleme yapıldı mı? Yapıldı. Eski bir İçişleri Bakanı bunlarla beraber bir fotoğraf verdi mi? Verdi. Şimdi kendi aralarında kavga var ve devlet seyirci. Garip olanı bu. İçişleri Bakanı, bu tartışmalara sadece seyirci.”

Saadettin Tantan’ın İstanbul Emniyet Müdürü olduğu dönende İstanbul’da bütün suç örgütlerinin sıfırlandığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Demek ki siz kararlı olursanız. Tavrınızı yasalardan ve insan haklarından yana koyarsanız mafyayı engellersiniz. Yeraltı örgütlerini engellersiniz. Eğer siyasetçi ile mafya el le tutuşursa, bunlar bir araya gelip de kendi sorunlarını bir şekliyle mafya aracılığıyla Türkiye farklı bir sürecin içine evrilmiş olur. Yaşadığımız tablo da maalesef budur” dedi.

KANAL İSTANBUL ÇIKIŞI

Kanal İstanbul projesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi:

“O havzayı gezdim. Olağanüstü güzel bir doğa harikası aslında. Tarihi eserleri var. Orayı yok edeceksiniz. Şunu açık ve net olarak ifade edeyim. İster ihale etsinler, ister etmesinler, kime verirlerse versinler. İktidar olduğumuzda; bir, eğer o ihaleye giren yabancı bir ülke olursa biz o yabancı ülkeyle aramıza mesafe koyacağız. İki; bunların paralarını kesinlikle ödemeyeceğiz. Nereye giderlerse gitsinler. Türkiye, soyulacak bir ülke değildir. Türkiye, birilerine rant yaratacak bir ülke değildir. Eğer bir rant varsa bir yerde, o rantın sahibi orada yaşayanlardır. Orada yaşamayıp, efendim bilmem hangi ülkede yaşadım, orada arsalar aldım, büyük vurgunlar vuracağım. Türkiye Cumhuriyeti, size rant sağlamak zorunda değil ki. Hükümetin, oturması konuşması lazım. Burada eğer bir rant varsa, bu rant İstanbullularındır. Ne kanalı? Ne yapıyorsunuz siz bu kanalla? Dünyanın parasını buraya nasıl gömüyorsunuz? Onu yapacağınıza Harran Ovası duruyor orada. Mavi tünel, Konya Ovası bekliyor. Hadi gidin Aksaray- Mersin demiryolunu yapın. Hızlı trenleri yapın. Samsun- Mersin petrol boru hattını yapın. İskenderun petrol boru hattını yapın. Yük azalmış olur en azından. Boğazların yükü hafiflemiş olur. Bütün bunlar, çok daha düşük maliyetlerle, çok daha ekonomik üstelik, Türkiye ekonomisine katkı yapacak dünyanın projeleri var. Paraları buraya harcayın. Neden oraya harcanıyor? Hangi gerekçeyle açıklamıyor? Toplumun önüne çıkıp aklı başında bir adam açıklamış değil. Çünkü bu akılcı bir proje değil. Ben bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum. Arada bir gündem değiştirmek için bunu yapıyorlar. Hiçbir ülkenin şirketinin de kalkıp bu projeye gireceğini de düşünmüyorum. Bankaların buna finans kaynağı ayıracağını da düşünmüyorum. Eğer bizden bir banka buraya kredi verirse günü geldiğinde o da görür. Bakın bu kadar açık, net söylüyorum. Bu ülke talan ülkesi değildir. Herkesin sorumluluğu vardır. Kredi açanın da sorumluluğu vardır. Bizimle dost olan ülkelerin de kendilerine göre sorumluluğu vardır.”

MİLLET İTTİFAKI’NIN GENİŞLEMESİ

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’nın genişleyebileceği yönündeki sözlerine ilişkin soru üzerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Var olan sistemden ya da rejimden rahatsız olan bütün partilerin ortak geliştirdikleri bir söylem var. ‘Güçlendirilmiş parlamenter siteme yeniden dönelim.’ Güçlendirilmiş parlamenter siteme dönelim derken eskiye dönelim değil. Eskinin hatalarını tümüyle telafi ederek, darbe hukukunun bozduğu bütün o anlayışları tümüyle değiştirerek, çağdaş, uygar yeni bir anayasayı oluşturalım ve güçlendirilmiş parlamenter sitem olsun. Bakanlar, Başbakan, parlamento içinden çıksın. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı tarafsız olsun. Cumhurbaşkanı böyle her gün, her saat konuşmasın. Belli günlerde, belli aralıklarla, belli zaman dilimlerinde konuşsun. Konuştuğu zaman her partiden vatandaş rahatlıkla Cumhurbaşkanı’nı dinlesin. Böyle bir tablo istiyoruz biz. Ödenen vergilerin hesabının mutlaka verilmesi lazım. Yani devlet yönetiminin şeffaf olması lazım. Devlette liyakat olması lazım. Her önüne gelenin belli yerlere atanmaması lazım. Bu çerçevede bir çalışma var. Millet İttifakı’nın bileşenleri olarak güçlendirilmiş parlamenter sistemden ne anlıyoruz, bizim bunu da vatandaşın önüne koymamız lazım. Biz bir çalışma yapıyoruz. Sayın Davutoğlu bir çalışma yaptı ve çalışmayı bize ve diğer partilere sundu. Sayın Babacan bir çalışma yapıyor. Biz bir çalışma yapıyoruz. Çalışmamızı bitirdik, Merkez Yönetim Kurulu’na sunduk. Daha sonra bunu ilkeler haline getirmemiz lazım. O ilkeleri belirledikten sonra da herhalde oturulup, Millet İttifakı’nı oluşturan partiler bir araya gelip bir karar vereceklerdir.”

“MHP’NİN ANAYASA ÖNERİSİ GÜNDEM DEĞİŞTİRMEYE YÖNELİK”

MHP’nin hazırladığı 100 maddelik anayasa önerisini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Tümüyle gündem değiştirmeye yönelik bir uygulama olarak görüyorum. Çünkü bugün samimi söylemem gerekirse AK Parti milletvekillerinin pek çoğu var olan sistemden memnun değiller. Kamuoyu yoklamaları da zaten bunu gösteriyor. Devletin bütün yetkileri bir kişiye bağlanamaz. Bir kişi devlet adına her şeyi yapamaz. Genelge dahi… Yani yazdığı kararı üç gün sonra değiştiriyor. Resmi Gazete’de tarih atmasını dahi bilmiyorlar. Dolayısıyla bu mümkün değil. Böyle bir anlayışla devlet asla yönetilemez” dedi.

HAYAT NASIL BAYRAM OLUR?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; “Türkiye’de hayat nasıl bayram olur?” sorusuna, “Türkiye’de yaşamı bayrama çevirmek çok kolay aslında. Herkese saygı duyacaksınız. Kimsenin yaşam tarzına kimliğine müdahale etmeyeceksiniz. Herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği bir Türkiye olacak” yanıtını verdi.

 

Politika Haberleri