Ketojenik diyetin faydaları nelerdir?
İnsülin seviyesini ve kan şekerini dengede tutabilir.
Kilo vermeyi kolaylaştırabilir.
Sürekli açlık hissini ortadan kaldırabilir.
Tümör gelişimini yavaşlattığına dair çalışmalar bulunmaktadır.
Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkların ilerlemesini yavaşlatıcı ve belirtileri hafifletici etkisinin olduğu düşünülmektedir.
Epileptik çocuklarda nöbet görülme sıklığını azaltır.
Ketojenik diyetin yan etkileri nelerdir?
Ketojenik diyete ilk başlandığında adaptasyon sağlanana kadar;
İshal,
Kabızlık,
Kusma,
Mide bulantısı,
Açlık hissi,
Uyku problemleri,
Egzersiz performansında azalma gibi yan etkiler görülebilir.
Ketojenik diyetin uzun süreli uygulanması ise,
Karaciğer yağlanması,
Böbrek taşı,
Vitamin-mineral eksiklikleri gibi istenmeyen etkilere yol açabilir.
Ketojenik diyette kaçınılması gereken besinler nelerdir?
Şekerli yiyecek ve içecekler: Meyve suyu, gazlı içecekler, kek, dondurma, şeker, tatlılar vb.
Tahıllar veya nişastalar: Ekmek, pirinç, makarna, mısır, çavdar, yulaf vb.
Meyveler: Serbest olarak belirtilen meyveler hariç tüm meyveler.
Baklagiller: Bezelye, barbunya, mercimek, nohut vb.
Kök sebzeler: Patates, tatlı patates, havuç vb.
Şekerli, trans yağlı hazır soslar, mayonez, çeşniler, hazır gıdalar.
Alkol
Ketojenik diyette tüketilmesi gereken besinler nelerdir?
Et: Dana, koyun, kuzu eti, tavuk eti, hindi eti
Yağlı Balıklar: Somon, uskumru, alabalık, ton balığı vb.
Yumurta
Peynirler: Cheddar, kaşar, keçi peyniri, mozarella gibi peynirler
Tereyağı ve krema
Sağlıklı Yağlar: Sızma zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, avokado vb.
Düşük Oranda Karbonhidrat İçeren Sebzeler: Yeşil yapraklı sebzeler, domates, soğan, biber vb.
Meyveler: Çilek, böğürtlen, yaban mersini gibi küçük kırmızı meyveler
Bazı Çeşniler: Tuz, karabiber, baharatlar
Kuruyemişler: Badem, ceviz, kabak çekirdeği, keten tohumu, chia tohumu,vb.
Ketojenik diyet nasıl planlanır?
Ketojenik diyetlerde günlük alınması gereken protein, karbonhidrat ve yağ miktarları kişinin yaş, kilo, sağlık durumu gibi faktörleri göz önüne alınarak ayarlanmalıdır.
Diyetteki besin öğelerinin oranları ve gramajları çok önemlidir. Bu oranların nasıl olması gerektiği mutlaka doktor ve diyetisyenden oluşan bir ekip tarafından kişinin kan bulguları, kan ve idrarındaki keton cisimciklerinin miktarı gibi belirteçlere bakılarak belirlenmelidir.
Ketojenik diyetler herkes için uygulaması uygun veya mümkün olmayan, sadece belirli tıbbi analizler ve tetkikler yapıldıktan sonra uygulamasında sakınca görülmeyen kişilere önerilmesi gereken bir diyet türüdür. Uygulaması oldukça zor ve riskli olduğu için hiçbir birey bu diyeti bir sağlık kuruluşuna danışmadan uygulamamalıdır. Diyetin yapılıp yapılamayacağına karar verilmesi, diyetin planlanması, bu süreçte yapılacak her türlü tetkik ve incelemeler doktor ve diyetisyen kontrolünde yapılmalıdır.
Ketojenik diyetin riskleri nelerdir? Kimler ketojenik diyet yapmamalı?
Diyetin oldukça büyük bir kısmı yağlardan oluştuğu için lifli besin tüketimi de yok denilecek kadar azdır. Bu da başta kabızlık gibi birtakım sindirim ve bağırsak problemlerine yol açabilir.
Hem yüksek yağlı beslenme ve yağlardan enerji elde edilmesine bağlı olarak kanda dolaşan serbest yağ asitleri miktarının artması hem de yetersiz posa alımına bağlı olarak kan kolesterol düzeylerinde ve diğer kan lipitlerinde artış görülür. Bu da kalp ve damar hastalıkları açısından oldukça büyük risk oluşturmaktadır. Kan kolesterol düzeyleri yüksek kişiler bu diyeti yapmaktan kaçınmalıdır.
Ketojenik diyetler karaciğer üzerinde de yük oluşturur. Bu nedenle karaciğer hastalığı olan kişiler ketojenik diyet uygulamamalıdır. Uzun süreli uygulanan ketojenik diyet sonrası karaciğer yetmezliği gelişme riski vardır.
Açlık tablosu geliştiğinden vücut kendini açlığa adapte edebilmek için metabolizma hızını yavaşlatma eğilimine girer. Yavaşlamış bir metabolizma sonucunda ise diyetin bırakılmasıyla beraber verilen kiloların tümüyle geri alınmasına sebep olabilir.
Beynin temel enerji kaynağı glikozdur. Bu nedenle ketojenik diyet yapanlarda karbonhidrat dışı kaynaklardan dolaylı yoldan glikoz elde ediliyor olması birtakım bilişsel fonksiyonlarda yavaşlama ve geriliğe sebep olabilir.