Sabah gazetesinden Hazal Ateş’in haberine göre, kış mevsimi yaklaştıkça, ev sahipleri ile kiracılar arasında konut bakımı, onarımı, ısı yalıtımı gibi konularda anlaşmazlıklar ortaya çıkabiliyor. Bu durumlarda, tarafların Kat Mülkiyeti Kanunu ve Borçlar Kanunu'nda yer alan hak ve yükümlülükleri bilmesi ve çatışma yerine arabulucu yöntemlere başvurması gerekebilir.
Borçlar Kanunu'nun 317. maddesine göre, kiralanan yerin normal kullanımı için gerekli olan temizlik ve bakım masrafları genellikle kiracının sorumluluğunda bulunuyor.
Kombi yıllık bakımı, petek temizliği gibi işlemler genellikle kiracıya aitken, kombi arızalanması, parça değişimi veya yenilenmesi gibi durumlarda masraf ev sahibine aittir. Fakat, kiracının kombiye zarar verdiği durumda fatura ev sahibine kesilemez.
Kombideki arızanın kimin sorumluluğunda olduğu genellikle teknik servis raporu ile belirlenir. Kiracı veya ev sahibi, rapora göre faturayı öder. Kira sözleşmesi yapılırken, bu konuda yazılı ve imzalı maddeler eklemek, ileride sorun yaşanmaması için oldukça önemlidir. Tadilat ve bakım konusunda anlaşmazlık yaşanması durumunda arabuluculuk yoluna başvurulabilir.
ARABULUCULUK YASASI NEDİR?
Yeni yasaya göre, mülk sahibinin haklı bir nedeni olmadan kira sözleşmesi süresi dolmadan kiracıyı tahliye etmesi mümkün değil. Kiranın ödenmemesi durumunda, noter aracılığıyla ödeme için ihtar gönderilir ve ardından 30 gün beklenir. Bu süre sonunda, tahliye için dava açma veya icra takibi yoluna gidilebilir.
Arabuluculuk yasası, kira sözleşmelerinde önemli değişikliklere yol açıyor. Artık mülk sahiplerinin, haklı bir sebep olmaksızın kira sözleşmesi bitmeden kiracıyı tahliye etmesi mümkün değil. Kiranın ödenmemesi durumunda noter aracılığıyla yapılan ihtarın ardından 30 gün bekleniyor.
Bu süre sonunda, tahliye için dava açılabilir ya da icra takibi başlatılabilir. Fakat 1 Eylül'den itibaren, tahliye talebinde bulunmak için dava açmadan önce arabulucuya başvurmak da mümkün hale geldi.
Ayrıca, ev sahibi bilgisi dışında yapılan yıkım, büyük tadilatlar veya sözleşme ihlalleri durumunda, sözleşme bitmeden tahliye talep edilebilir. Sözleşme uzatıldığında ise, sözleşme otomatik olarak yenilenir.
Borçlar Kanunu'na göre, kira sözleşmeleri en fazla 10 yıl olarak uzatılabilir. Bu süre sonunda, mülk sahibi haklı bir gerekçe sunmadan kiracısını tahliye etme hakkına sahiptir. Bu durumda dava açılmasına gerek yoktur, ancak mülk sahibi en az 3 ay önceden ihtarname göndermek zorundadır. Depozito bedeli, kira tutarının 3 aylık miktarını aşamaz ve bu miktar, kiracı tarafından ev sahibinin onayı olmadan herhangi bir şekilde çekilemez. Ayrıca, bu depozito tutarı, bir banka hesabına yatırılmalı ve üzerine şerh düşülerek vadeli bir tasarruf hesabında tutulmalıdır. Kiracının mülkü boşaltması durumunda, depozito bedelini tam olarak geri alabilmesi için hiçbir borcu kalmamalı ve evde normal eskime dışında herhangi bir hasar olmamalıdır.
Kira ilişkilerinde dikkate alınması gereken önemli hususlar bulunmaktadır. İşte bu konuda bilinmesi gerekenler:
-Kira sözleşmesi mutlaka yazılı olarak yapılmalıdır, sözlü sözleşmelere güvenilememelidir.
-Ayrıca, kira sözleşmesi imzalandığında, meskenin DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) poliçesi de alınmalıdır.
-Elektrik, su, doğalgaz gibi genel abonelik hizmetleri kiracı tarafından yürütülmelidir.
-Kiracı, asla boş tahliye taahhüdü vermemelidir.
-Emlak işletmeleri ile yapılan kira sözleşmelerinde "kiralamaya aracılık sözleşmesi" düzenlenmesi önemlidir.
-Borçlar Kanunu'nun 347. Maddesi uyarınca, kiracı, sözleşmenin sona ermesinden en az 15 gün önce noter kanalıyla yazılı bildirimde bulunarak kira sözleşmesini sona erdirebilir. Kiracı, evden ayrılacağını bildirmezse, kira sözleşmesi otomatik olarak 1 yıl daha uzatılmış kabul edilir. Bu nedenle bildirim süresine dikkat etmek önemlidir.