Yargıtay, kira artış taleplerinde enflasyon nedeniyle paranın değer kaybını gerekçe gösteren ev sahiplerinin taleplerini değerlendirirken genel hükümler yerine özel hükümleri uygulamaya karar verdi.
Bu çerçevede, belirli bir dava kapsamında kira artışlarında 12 aylık TÜFE ortalamasının dikkate alınmasını kararlaştırdı.
Yargıtay, taraflar arasında kira artış oranına dair anlaşma olup olmadığına bakılmaksızın, 5 yıldan uzun süreli veya 5 yıldan sonra yenilenen kira sözleşmeleri için yeni yıl kira bedelinin hâkim tarafından ortalama TÜFE değişiklik oranı, evin durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde bulundurularak adil bir şekilde belirlenmesi gerektiğine karar verdi.
Yargıtay, kira sözleşmelerinin süresinin kısa, uzun veya belirsiz olmasının kira belirlemesinde fark yaratmadığını vurgulayarak, açılacak davalarda Türk Borçlar Kanunu’nun tüketici fiyat endeksindeki 12 aylık ortalamalara göre değişim oranını aşmamak kaydıyla geçerli olan 344. maddesinin esas alınması gerektiğini belirtti.
Bu kanun maddesinin özel bir uyarlama hükmü olduğunu ve yeni dönemdeki enflasyonun, paranın satın alma gücündeki değişiklikleri de kapsadığını ifade eden Yargıtay, kiranın belirlenmesinde genel uyarlama hükmü olan Türk Borçlar Kanunu’nun ‘Aşırı ifa güçlüğü’ başlığını taşıyan ve ‘sözleşmeden dönme’ hakkını içeren 138. maddenin uygulanamayacağına karar verdi.