Bir dönem tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19’un insanlar üzerindeki etkileri sürüyor. Sokağa çıkma kısıtlamaları ile birlikte sosyallikten uzak kalan insanlar, pandemi sonrası Languishing sendromu ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle 35 yaş altı insanlarda görülen bu sendrom, insanlarda durgunluk ve isteksizliğe sebep oluyor. Languishing sendromu ile ilgili son zamanlarda yoğun başvuru alan psikologlar, bahse konu sendrom ile başa çıkmanın mümkün olduğunu dile getiriyor.
Konu ile ilgili açıklama yapan Medicana Sivas Hastanesi’nde görevli Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, Languishing sendromunun pandemi sonrası yaygınlaştığını ifade ederek, “Languishing sendromu; durgun veya kişinin kendini tatsız hissetmesidir. Pandemide meydana gelen veya çıkan bir terimdir. Kişinin kendini sıkıntılı, mutsuz, huzursuz, durgun, tatsız hissetmesine biz ‘Languishing’ diyoruz. Bu pandemi sonrasında kişiler kendilerini ‘mutsuzum, kendimi iyi hissetmiyorum, canım hiçbir şey yapmak istemiyor’ diye tanımlarken aslında Languishing olduğunu görüyoruz. Bu durum bazen depresyon veya tükenmişlikte karıştırılabiliyor. Depresyonda kişi kendini umutsuz ve mutsuz hissedebiliyor. Veya da bu tükenmişlik sendromunda enerjisiz hissedebiliyor ama Languishing sendromunda öyle bir şey yok. Öğrenciyse ders çalışmak istemiyor, ev hanımıysa yemek yapmak istemiyor, arkadaşlarıyla buluşmak istemiyor. Yeni bir kitap okumak, dizi ve film izlemek istemiyor. Bu isteksizlik, durgunluk, tatsızlık. Languishing sendromu olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Korona virüs etkileri sürüyor
2019 yılında ortaya çıkan ve tüm dünyayı saran korona virüsün etkileri devam ediyor. İnsanların içine kapanık bir hale gelmesine neden olan virüs, beraberinde Languishing adı verilen sendroma sebep oldu.