Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunan Dışişleri Bakanı Dendias ile ortak basın açıklaması yaptı. .
Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Bugün gerçekleştirme konusunda anlayış ve esneklik için Niko'ya çok teşekkür ediyorum. Bu ziyaretin anlamı büyük. İstanbul'da 5 yıl aradan sonra gerçekleştirilen Atina'da 62. istişari hem de iki bakanlık arasında siyasi istişareler toplantılar gerçekleştirildi. Bu toplantıların pozitif bir şekilde samimi bir şekilde gerçekleştirilmesinden büyük memnuniyet duyuyorum.
Doğu Akdeniz'de her zaman hakça paylaşımdan yanayız. İlişkilerimizin gelişmesi için beraber çalışmaya devam edeceğiz. Gerek Yunanistan, gerekse Avrupa ülkeleriyle ticaretimizin kesintisiz devam etmesi için karayolları önem arz ediyor. Terör örgütü konusunu da bugün hem Cumhurbaşkanımızın kabulünde hem de kendi aramızda görüştük. Özellikle FETÖ, PKK, DHKP-C örgütleriyle mücadelemizde daha etkin bir işbirliği içinde olmak istiyoruz. "
"BEKLENTİ VE TALEPLERİMİZİ AKTARDIK"
Evet Ege'de görüş ayrılıklarımız var. Geçmişte istikşafi görüşmelerle ele alıyorduk. Sürecin başlaması önemli. Doğu Akdeniz'de biz her zaman hakça paylaşımdan yana aldık. Bununla ilgili detaylı tekliflerimizi AB'ye ilettik, şimdi cevap bekliyoruz.
Bugün Niko ile ay sonunda Cenevre'de buluşmak üzere teyitleştik. Herkesin toplantıya açık fikirlerle gelmesi bundan sonraki ilişkilerin sağlıklı işlemesi bakımından önemli. Ticari ve ekonomik ilişkilerimize iki komşu ülke olarak önem veriyoruz.
Uçak seferlerinin başlamasını önemli buluyoruz, sınır kapılarının açılması ticaret ve turizmin geliştirilmesi bakımından önemlidir. Son zamanlarda TIR şoförlerimizin yaşadığı sorunlar vardı. Bu konuda beklenti ve taleplerimizi Niko ve heyetine aktarma imkanımız oldu.
Terörle mücadele konusunu da bugün sayın Cumhurbaşkanımızın kabulü ve kendi aramızda samimi bir şekilde ele aldığımızı söyleyebilirim. Özellikle PKK, FETÖ ile mücadelede daha işbirliği görmek arzumuzdur. Göçler hem Türkiye'yi, AB'yi ilgilendiren sorun. 18 Mart mutabakatımız vardı. Bu mutabakatın güncellenmesi konusunda AB ile görüşüyoruz.
İKİLİ KONULAR DEĞERLENDİRİLDİ
İkili konuları değerlendirirken hem Türkiye'de hem de Yunanistan'da azınlıklarımız var. Batı Trakya ve Yunanistan'da yaşayan soydaşlarımızın sorunlarını gündeme getirdik. Biz Türkiye olarak özellikle AK Parti iktidara geldiği günden bu yana Rum vatandaşlarımızın sorunlarında pekçok uygulamayı hayata geçirdik. Elbette aynı yaklaşımı Batı Trakya'daki Türkler ve soydaşlarımız için beklememiz gayet doğaldır.
Her iki ülkede azınlıkların huzur ve refah içinde olması elbette yaramızadır. Yunanistan'da Osmanlı eserlerinin restorasyonu konusunda Türkiye olarak desteğe hazırız. Niko bu konuda çalışmaların olduğunu söyledi. Bizde de çok sayıda ortodoks eserleri var. Bu eserlerin restorasyonu konusunda işbirliği yapabiliriz."
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias ise şu ifadeleri kullandı:
"Uzun yıllar önce biz tanıştık ve dost olduk. Ayrıca bu akşam beni iftar yemeğine davet ederek onurlandığı için teşekkür etmek istiyorum. Bu vesile ile sayın Başbakanımızın tüm Müslüman aleminin Ramazan ayını kutlama mesajını sizinle paylaşmak istiyorum.
Bizzat sayın Başbakanımız kendisi Atina'da cami açılmasını taahhüt etti. Bu taahhüt geçtiğimiz Kasım ayında pratiğe dönüştü. Bugün görüşmelerin açık ve samimi ortamda gerçekleştiğini söyleyebilirim. Samimiyetle ifade isterim ki, uzlaşamadığımız bütün konuları masaya yatırma fırsatı bulduk. İki ülke arasında iletişim kanallarının açık tutulması gerekli.
Hedefimiz öncelikle barış içinde varolmayı tesis etmemiz gerekiyor. Yunanistan'ın üye olduğu AB ilkeleri çerçevesinde birlikte yaşamayı sürdürebiliriz. İstikşafi görüşmelerin başlamasının iki ülke Dışişleri Bakanları arasındaki siyasi görüşmelerin başlamasını memnuniyetle karşılıyorum. Bugün birçok ikili konuya değindik. Sevgili dostum Mevlüt'le mutabık kaldık.
Bu çerçevede ümit ediyoruz ki, geçmiş yıllarda varolan ekonomik işbirliğini daha da ileriye götürmeliyiz. Türkiye ile birlikte pozitif gündem oluşturabiliriz ekonomik anlamda. İlişkilerimizi ilerletebiliriz. Olumsuz havayı ortadan kaldırabiliriz diye düşünüyoruz. Pandeminin sonunda iki ülke halkları arasındaki iletişimi yeniden tesis edebiliriz.
Ortamı dinamitleyen, kışkırtıcı söylemden uzak durmamız gerekiyor. İlişkilerimizi geliştirmek için koşul budur. Son dönemde ihlal eylemleri dramatik şekilde arttı. Bu ihlaller güven ortamının önünde engel teşkil etmekte. İstanbul Partriği ile Türkiye'de yaşayan Yunanların sorunlarıyla ilgili bilgi aldım. Yunanistan'da Müslüman azınlık var. Lozan Anlaşması'na göre buradaki azınlık Müslüman. Ayrıca yapmış olduğumuz görüşmelerde yalan haber, kışkırtıcı söylemlerden uzak durulması çağrısında bulundum.
"TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYULMASI GEREKİR"
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını ihlal eden eylem ve davranışlardan vazgeçilmesi gerekir. Bir kere daha ifade etmek isterim Yunanistan Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor. Biz inanıyoruz ki komşu üyeler olarak her iki taraf ve biz Türkiye'den çok fazla şey kazanabiliriz. Ancak biz buna karar verecek değiliz.
Avrupa Konseyi'nde belirtildiği gibi vize serbestisi gibi önemli konuları ele almaya hazırız. Bu konuda her zaman olumlu tavır takındık. İnkar edilemez bir kural var. Avrupa müktesabatı da dahil, ilkelere saygı duymak gerekir. Bu da üye ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarına saygı duymaktan geçer.
Yunanistan uluslararası hukuktan kaynaklanan bir hakkı kulanması çerçevesinde savaş tehdidiyle karşı karşıya. Bu tabii ki ne iyi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmakta. Türkiye deniz hukukuyla ilgili BM sözleşmesini kabul etmiyor. Ancak bu sözleşme AB tarafından da onaylandığı için AB müktesebatını da göstermektedir. Göçmen ve mülteci konusuyla ilgili olarak ise bunun Avrupa ile Türkiye arasında bir konu olduğunu söylemek istiyorum. 2016 yılında imzalanan anlaşmadan kaynaklanmakta. Mevlüt'le görüşmemizde yeni bir anlaşma imzalanmasından bahsetmek. Yeni bir anlaşma da imzalansa bunun başarılı olması için uygulanabilir olması için gerekli eylemlerin yapılması gereklidir, irade gereklidir.
Mülteci konusunun Türkiye tarafından kullanılmasını gündeme getirdim. Ayasofya'nın camiye değiştirilmesi konusunu gündeme getirdim. Aynı şekilde Kariye manastırının da dönüştürülmesini ifade ettim. Yemekte de görüşeceğimiz gibi hem Türkiye hem Yunanistan uluslararası hukuk temelinde, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde toprak bütünlüğünü, egemenliğine, bağımsızlığını koruyarak çözümden yana.
Her iki ülkenin ortak çıkarınadır bizim işbirliği yapmamız. Miçotakis hükümetinin görüşü bu şekildedir. Ben bu görüşü Ankara'Da ifade etmek fırsatı buldum. Umudumuz ilişkilerin daha da ileri gitmesi yönünde. Biz bugün adım attık ve bunun halklarımızın menfaatine adım olduğunu düşünüyoruz. Bugün sevgili dostum sayın Mevlüt'ü Atina'ya davet ediyorum. Biz yapacağımız görüşmeler çerçevesinde Başkan Erdoğan ile Başbakan Miçotakis arasında görüşmeyi planlıyoruz."
ÇAVUŞOĞLU'NDAN YUNAN BAKANA SERT TEPKİ
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise şu sözlerle konuşmasını sürdürdü:
"Ben konuşmamda Yunanistan'ı itham edici ifadede bulunmadım. Niko Dendias maalesef ülkeme dönük olarak son derece kabul edilemez ithamlarda bulundu. Yunanistan'ın egemenlik haklarıyla ilgili konuştu, bunu kabul etmem mümkün değildir. Bizim attığımız adımlar da haklarımızı korumaya yöneliktir. Bu konuyu kendi aramızda mutabık kaldığımız halde buraya gelip Türkiye'yi suçlarsanız bunların cevabını vermek durumunda kaldım. Ayrıca biz Rum Ortodoksları kabul ediyoruz. Ama sizin Yunanistan'daki Türk azınlığıa 'Sen Türk değilsin Müslümansın demeniz' uluslararası hukuka aykırıdır. Üç tane mahkeme kararı var. Peki bunlar Rum müslüman mı? Bunlar kendisini Türk olarak ifade ediyorsa Türk'tür.
Anlaşmalar konusunda biz farklı düşünebiliriz. Libya ile olan anlaşmalarda tabii ki aynı düşünmüyoruz. AB Komisyonu'nun bunu kınaması bir şey ifade etmez. AB Komisyonu'nun ne dediği bizim umrumuzda değil. Göç konusunu ne Avrupa ne de Yunanistan'a karşı kullanmadık. Sizin 4 yılda 80 bin insanı geriye ittiğinizi, Türkiye üzerinden gitmeyenleri nasıl denize attığınızı anlattık. Buraya çıkıyorsunuz basının önünde Türkiye'yi suçlamaya kalkıyorsunuz. Bunları kabul etmem mümkün değil.
Türkiye olarak biz üçüncü taraflar yerine iki ülke olarak bu meseleleri konuşmaya, samimi diyalog çerçevesinde görüş ayrılıklarımızı azaltmaya hazırız. Basının önünde ülkemi ve milletimi ağır bir şekilde itham ederseniz benim cevap vermem gerekiyor, teşekkür ediyorum."