İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, kendi bloğunda Türkiye ve dünya ekonomisine dair görüşlerini ve analizlerini paylaşmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Türk Lirası'nın değer ölçme işlevini kaybettiğini belirten Dr. Eğilmez, bu konuyu detaylandırdığı bugünkü yazısında, Tampa sistemi ile ilgili bilgilere yer vererek enflasyon ve devlet müdahalelerinin fiyatlar üzerindeki etkilerini bir saat örneği üzerinden anlattı.
Eğilmez, bazı ürün ve hizmetlerde fiyat artışlarının enflasyon oranında, bazılarında ise enflasyonun üzerinde gerçekleştiğini vurgulayarak, "Bu farklı fiyat artışları, fiyatlar arasındaki dengeyi bozdu" ifadesini kullandı.
Eğilmez'in dikkat çeken yazısında öne çıkan noktalar şunlardır: Bir mal veya hizmetin piyasa değerini belirleyen ana unsur fiyattır. Para kullanılmadan önce trampa sistemi geçerliydi ve bu sistem, göreceli fiyatların belirlenmesinde rol oynuyordu.
A marka bir saat bin liraya, B marka bir saat iki bin liraya satılıyorsa, bu iki saatin değişim oranı B = 2A olarak ifade edilebilir. Enflasyon durumunda, bu oran korunur ancak maliyet ve kâr unsurları devreye girer dedi.
Eğilmez, fiyatların belirlenmesinde maliyetin yanı sıra arz ve talep dengesinin de etkili olduğunu vurguluyor. Örneğin, bir mal veya hizmete olan talep artarsa, arz artışı gerçekleşene kadar fiyatın yükseldiğini açıkladı.
Ayrıca, enflasyonun fiyatlar üzerindeki etkisi ve devlet müdahalelerinin fiyat dengesini nasıl bozduğuna da değiniyor. Eğilmez, enflasyonun fiyatlar arasındaki ilişkileri bozduğunu ve bu durumun tüketicilerde kafa karışıklığına neden olduğunu belirtti.
Sonuç olarak, yüksek enflasyon ve yanlış politikalar, fiyatlar arasındaki dengeyi bozarak Türk Lirası'nın değer ölçme işlevini yitirmesine neden oldu. Eğilmez, bu durumun, tıpkı 2001 krizi öncesinde olduğu gibi, toplumda bir görecelilik kargaşasına yol açtığını ve bunun yalnızca ekonomiyle sınırlı kalmayıp her alana yayıldığını ifade etti.