2021'de başlatılan Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi, Türkiye'de dolar kurundaki ani yükselişlere karşı bir çözüm olarak sunulmuştu. Ancak, bu sistem şu anki ekonomi yönetimi için önemli bir zorluk haline geldi. Hazine için getirdiği yükün ağırlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nı (TCMB) yeni önlemler almaya sevk etti.
KKM sistemi, Türk lirasını dolar kuruna endeksleyerek tasarruf sahiplerini koruma amacını taşıyordu. Ancak, yeni ekonomi yönetimi, bu sistemi gözden geçirme kararı aldı.
Yapılan değişikliklerle birlikte şirketlerin KKM'ye yatırabilecekleri döviz miktarına sınırlamalar getirildi. Ayrıca, bankalardan mevcut TL mevduat faizlerini artırma konusunda adımlar atması istendi.
TCMB'nin uyguladığı kısıtlamalar, KKM havuzundaki mevduatta yaz aylarında belirgin bir düşüşe neden oldu. Ancak, düşüşün hızının yavaşlaması, TCMB'nin yeni önlemler alması gerektiği konusunda bir gereklilik oluşturdu.
Son 12 haftalık analize göre, sistemden 700 milyar liradan fazla bir para çıkışı yaşandı. Bu durum, TCMB'nin tasfiye sürecini hızlandırma ihtiyacını ortaya çıkardı.
TCMB, çıkışları hızlandırmayı amaçlarken aynı zamanda TL mevduatları artırarak azalan parayı TL cinsine yönlendirmeyi hedefliyor.
Bu doğrultuda, TCMB'nin art arda gerçekleştirdiği 6 faiz artırım kararı, Türk lirası mevduat faizlerinin 21 yılın sonrasında yeniden yüzde 47 seviyesine yükselmesine neden oldu.
Bu adımların temel hedefi, KKM sisteminde yaşanan para çıkışını kontrol altına almak ve Türk lirasının değerini korumak; böylelikle sistemi daha dengeli bir konuma getirmek.