Serpil Demir / Günboyu
Haziran ayında yapılan 2018 seçimlerinin ardından dolar/TL başta olmak üzere tüm döviz kurlarına karşı rekor seviyede değer kaybeden Türk lirası, her yükseliş haberiyle birlikte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası''na (TCMB) yönelik eleştirilerin de daha sesli şekilde dillendirilmesine neden oldu.
Türk lirasının değerini korumakla görevli olan Merkez Bankası, iktisatçılar tarafından yapılan tüm uyarılara karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın ''Faiz Sebep Enflasyon Sonuçtur'' teorisini ekonomi politikalarında rehber olarak kabul etmiş ve dünyayı kasıp kavuran covid pandemisinin ardından gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkenin merkez bankası tarafından sıkı para politikaları ve faiz artırımları uygulanmasına karşın TCMB, dünyada benzeri görülmemiş bir ekonomi politikasına devam ederek enflasyonun rekor seviyeye yükseldiği Türkiye''de ''faiz indirimi'' kararları almaya ara vermemişti.
14 Mayıs seçimlerine yönelik hazırlıklara yaz aylarında başlayan TCMB, senelerdir yükselen döviz kurunu Haziran itibariyle 18 bandına sıkıştırmış olmayı başarsa da, yapılan arka kapı müdahaleleri ve dolara yönelik bütün cephanenin tüketilmesi nedeniyle seçimlere haftalar kala dolar/TL paritesinde yaşanan yükselişin tam anlamıyla önüne geçilebilmiş değil.
Serbest piyasalarda 19.50 bandını geçen dolar kuru, seçime 36 gün kala yeni bir ''kur krizi'' yaşanmasını istemeyen TCMB''yi tedirgin ederken, Suudi Arabistan başta olmak üzere birçok Orta Doğu ülkesinden milyar dolarlarca para Merkez Bankası''na gelmesine karşın net rezervlerde herhangi bir artış gözlemlenemiyor oluşu eleştirileri beraberinde getirmişti. Ekonomistlere göre sıcak para girişinin yaşanmasına karşın rezervlerin yükselmemisinin tek açıklaması, TCMB tarafından piyasalara ''arka kapı'' müdahalesi yapılarak dövizin ateşinin dindirilmeye çalışıldığı olarak yorumlandı.
Seçime yalnızca haftalar kala radikal bir kur artışı yaşanmasını beklemeyen ekonomistlere karşın, Evren Devrim Zelyut, Sözcü TV''ye bağlanarak canlı yayında oldukça iddialı değerlendirmelerde bulundu.
TCMB''nin 14 Mayıs öncesinde dolar kuruna yönelik iki operasyona hazırlandığını aktaran Zelyut, yapılacak değişikliklerin tüm sektörleri ve harcama giderleri etkileyecek olmasına karşın, özellikle konut ve otomobil sektöründe çok büyük bir zam dalgasının kapıda olduğuna dikkat çekti.
"KİM KAZANIRSA KAZANSIN DOLAR 25 LİRAYA ÇIKACAK"
Doların şu anda reel sektördeki değerinin 24-25 liralarda olduğunu ve seçim sonrasında kaçınılmaz olarak buralara yükseleceğini aktaran ekonomist Zelyut, şu ifadelerle yaşanacak süreci ve TCMB''nin döviz operasyonunu izleyicilerle paylaştı:
"Şimdi gelelim esas şu işe, dolar için 24-25 lira diyoruz ancak önümüzdeki dönemde değeri gerçekten belirleyecek iki operasyon var. Nedir dediğimizde şu, biliyorsunuz Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına yönelik döviz dönüşümlülerin dışında, TL mevduatlı olarak açılan hesapların da faiz sınırı kaldırıldı. Bu limitin kalkmasının ne gibi sonuçları olacak? Öncelikle biz bu faizde nereden geldik, nereye gidiyoruz?
Biz geçmişte kur için 24-25 lira derken bunun için iki gerekçe sunuyorduk, birincisi faizlerin kademeli olarak yükseltileceğini ve doğal olarak da liranın değerinin artacağını söylüyorduk. İkinci olarak da seçimlerde bir iktidar değişikliği halinde, daha akılıcı, gerçekçi ve barışçı politikalarla beraber kaybolan güvenin geri gelmesine paralel olarak yabancı sermayenin Türkiye''ye yüklü miktarda gireceğinden bahsettik ve bu matematik gerçeklerle ne dedik arkadaşlar? Kur evet üzerindeki baskıyı atar ancak 24-25 liralara kadar gider ve oradan da yine satışlar gelir diye özetledik.
Ancak bakın 14 Mayıs gelmeden, yönetim değişmeden ve yeni iktidarın belirleyeceği yeni TCMB''nin politikaları daha oluşmadan durum o kadar sıkıntılı noktada ki, hani biz hep söyledik 18-19 lira arası bir fay hattıdır, burayı da kırdığı zaman dolar 24-25 liralara gider rahatlıkla dedik. Bu gerçek çok bariz bir şekilde karşımıza çıktığı için KKM''de faiz limiti kalktı.
Şimdi mevduat faizi yukarıya gittiğinde, bunun doğal sonucu olarak ticari kredi faizleri de yukarı doğru gidecek. Her ne kadar şu ana kadar bankalara zorlama ve korkutma ile bu ticari kredi faiz oranları baskılanmaya çalışılsa da, işin sonunun varacağı yer burası. Peki ticari kredilerin de faizleri yukarı gittiği zaman ne olacak arkadaşlar? Esnafın ve sanayicinin kullandığı kredi maliyeti artacağı için bu iş dönecek, bunların ürettiği mal ve hizmetlere zam olarak yansıyacak.
Bakın benim sürekli söylediğim bir şey var. Bu kapitalist sistemde bütün faturalar halka çıkar. Şirketlere de bir şey olmaz, ekonomi kötü diyorsunuz ama şirketlerin durumu kötü değil. Çünkü şirketler kredi maliyetlerindeki artışları bile zam olarak ürünlerine yansıtır ve sizin sırtınıza yüklerler. O yüzden ben şunu söyledim arkadaşlar, önümüzdeki dönemde faiz ve sermaye girişleriyle dolar baskılandığında, enflasyon devam edecek olsa bile şirketlerin karlılıkları artmaya devam edecek. Eğer paranız varsa şirket olun, paranız yoksa da kurulu şirketlere ortalık olun. Gidin borsanın gerileme seviyelerinde, potansiyeli yüksek firmalara girin dedim.
"MİLLET İTTİFAKI KAZANIRSA YABANCI YATIRIMCIDAN 150 MİLYAR DOLAR GELECEK"
Şimdi üzerimize gelecek enflasyon dalgasına bir ek de buradan gelecek, kredi maliyetlerinin yukarı çıkmasıyla beraber. Bakın şimdi, daha ekonomi yönetimi değişmeden örtülü bir faiz artırımı yapıldı. Arkadaşlar bana sorabilirler, "Hocam Millet İttifakı da iktidara geldiğinde faiz artıracak diyorsun. Ne farkı var?" diye. Hemen yanıt vereyim, neden 14 Mayıs sonrası işler daha iyi olur, borsanın önü açılır ve ekonomiye güven gelir diyoruz. Evet, onlar da faizi artıracak ama artırırken kısa vadede, sadece faiz yükselterek dolar/TL''deki hareketi baskılamaya çalışmayacaklar. Aynı zamanda AKP''nin 20 yıldır unuttuğu tarımsal üretimi ve bağımsız sanayiyi, dış girdi bağı olmadan üretime çevirebilmek için yapısal reform dediğimiz konuları da hazırladılar.
Şimdi ben Millet İttifakı''nın tarım ve sanayi politikalarına yönelik detayları baştan sona okudum. Evet onlar da faizi kademeli artıracaklar ancak yanında yapısal reformu yaptığı için Türkiye''ye yüz milyarlarca dolar girecek çünkü Türkiye''nin tüketimden ziyade bir üretim ekonomisi olma, dışarıya bağımlı olmadan, kendi milli kaynaklarıyla yarı mamülü içeride üretip de sanayisine verme gibi bir durum şirketlerin önünü açıp, maliyetlerini düşüreceği için yabancı yatırımcı buraya talep gösterecek. Bu yüzden Türk şirketlerinin hisseleri yükselecek diyoruz.
Şu anda borsa biraz sıkıntılı ama bu işin sonu çok daha farklı olacak ve Mayıs ayında bu yönetim değiştiği zaman, mazbaya alındıktan sonra benim yaptığım kulisler, görüşmeler, yapılacak ilk iş ne biliyor musunuz? Merkez Bankası Başkanı ve yönetimi değişecek çünkü para politikaları mahvetti bu ülkeyi. Anormal para basarak AKP''nin hatalarının telafi edilmesi. 2 yıl önce 1.1 trilyon olan para arzı şu anda 3.3 trilyon lira. Faizi düşürmüşsün, enflasyon yukarı gitmiş ve aradaki makasla millet dolara hücum etmiş.
KKM''yi getirmişsin, 90 milyar hazine, 80 milyar TCMB ödemiş, muazzam bir masraf ve bu masrafı halktan almışsın ama buna rağmen kuru tutamamışsın, faizi açmış ve yukarı doğru götürmüşsün. Arkada yapısal reform var mı? Yok. Tam bir felaket tablosu. Kredi derecelendirme şirketleri bu noktaya dikkat çekiyor. O yüzden buradaki ilk hamle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası''nın değişmesi olacak ve kuvvetle muhtemel Merkez''in başına Hakan Kara hoca gelecek.
Bundan sonra iki tane hamleye gelelim. TCMB ne yapacak? Aslında iki önemli olay var. Dış sermaye gelecek dedik ya, 150 milyar dolar civarında bir giriş bekleniyor. Şimdi Merkez dış sermaye geldikçe kurun sert bir şekilde düşmesine izin vermeyecek. Mayıs ayı itibariyle bu işi yapmaya başlayacak. Neden derseniz birinci operasyon şu. Kur düştükçe, ihracatçıların olumsuz etkilenmesini TCMB''nin yeni yönetimi istemeyecek.
TÜRK LİRASININ DEĞERİ YAVAŞÇA YÜKSELTİLECEK
Türk lirasının değerini aniden yükseltmek, ihracat potansiyelini vurur. Yani yabancılar bir dolar vererek değerli lira oluşursa, daha az mal alabilir yani ihracatçımız düşer. Değer dengeli tutulursa, işte burada o kadar daha fazla ihracatı sağlamış oluruz. İkinci operasyon ise şu, Merkez Bankası eksi 50 milyar dolar olan rezervini toplamak için bu dış girişlerden faydalanacaktır.
Kurun belli noktasında alımlar yaparak dolar/TL''nin hedeflediği seviyenin aşağısına düşmesine izin vermeyecektir. Mayıs ayının ipuçları burada yatmaktadır arkadaşlar. Ancak TCMB tarafından belirlenecek bu seviye öyle önemli noktada olacak ki, ne yukarıda tutarak sanayinin girdi maliyetlerini yukarı çekerke tekrar enflasyona neden olmalı, ne de düşük bırakarak ihracatı engellemelidir. Bakın çok önemli bir dengeleme yapılması gerekecek. Türkçe tercümesi şu, içerde enflasyon yaratmadan rezervi biriktirmek dış sermaye girişleriyle, hem de ihracatı destekleyecek adil bir kur seviyesi için düğmeye basılacak. Bu seviye kaçtır? derseniz, 17 lira ile 18 lira arasındaki bir seviyenin bu iş için ideal olduğunu söyleyebiliriz.
"KONUT VE OTOMOBİL FİYATLARI DÜŞECEK"
Belki 17 lira ihracatçıları kızdırabilir ancak bu işin 18 liranın üzerine çıkması da enflasyonu yukarı çıkarabileceği için içerdeki enflasyonun da yükselmemesi gerekecek çünkü başkanlık seçimlerinden 6 ay sonra yerel seçimler olacak ve Mayıs ayında kazananlar, durumunu güçlendirmek isteyecektir. Bu yüzden hem enflasyona sebebiye vermemek, hem de dış girişlerle rezervi güçlendirmek ancak para girişleriyle birlikte kuru aşağı salmamak, belirli bir noktada tutarak ihracatı dengelemek istenilecektir.
Şimdi bu iş dolar/TL paritesini dengelerken, dönecek ve hayatımızdaki kıymetlerin maliyetlerini etkileyecek. Bir kere şunu söyleyeyim, konut maliyet endeksinin geri çekldiğini göreceğiz ve konut fiyatlarında düşüş olacak. Bunu sosyal politikalar da destekleyecek. Göçmen girişine dur denilecek, e bu insanlar evde oturuyor, gıda ürünü tüketiyorlar. Bakın bir göçmen politikası bile bizim iktisattaki tabloyu etkiliyor. Dolayısıyla enflasyonun kurun sabitlenmesi ile kontrol altına alınması, ev ve otomobil fiyatlarının da sabitlenmesine ve zaman içerisinde geriye çekilmesine neden olacak. Benim buradaki tavsiyem şu, zaten bir deprem geliyor. Sakın 30-40 yıllık evleri, İstanbul yakınındaki yerleri almayın.
Merkez Bankası'nın seçim öncesi dolar operasyonu sızdı: Dövizin kaderini bu şekilde etkileyecekler
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) seçim öncesi döviz işlemlerine yönelik kısıtlama kararları tartışılırken, ekonomist Evren Devrim Zelyut, TCMB tarafından 14 Mayıs seçimlerinden önce iki önemli kararın daha verileceğini ve dolar kuruna operasyon çekileceğini iddia etti.