Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, geçtiğimiz hafta KRT'de katıldığı programda Meclis’e getirilen AKP’nin çoklu baro teklifine karşı olduklarını dile getirmişti.
Feyzioğlu, katıldığı programda şu ifadelerle çoklu baro düzenlemesine karşı olduklarını söylemişti:
"Büyük harflerle söylüyorum, altını çiziyorum. TBB ve Türkiye’deki tüm barolarımız çoklu baroya amasız, fakatsız, istisnasız karşıdır. Net. Dolayısıyla çoklu baronun gelmesini samimi olarak istemeyen kim varsa buradaki bloğu, buradaki tartışmasız aynı fikir etrafındaki kucaklaşmayı parçalamaya ve işi Metin Feyzioğlu üstünden şahsileştirmeye kalkmamalıdır. Metin gider başkası gelir"
FEYZİOĞLU'NDAN MUHTEŞEM U DÖNÜŞÜ
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, dün katıldığı A Haber'deki programda ise barolarla ilgili düzenlemeyi "devrim niteliğinde" diye savundu.
A Haber'e konuşan Feyzioğlu "Bu kanun çoklu baro diye takdim edildi oysa bu kanun Ankara, İstanbul, İzmir illerinde yani mevcut avukat sayısı 5000'i aşan illerde 2000 avukatın dilerse bir ikinci baroyu, yani tercihli bir baroyu kurma imkanı getiren kısmı var. Bu kısmı bir kenara bırakıyorum, buna ilişkin eleştirilerimizi, kaygılarımızı hep paylaştık. Fakat nedense medyada ve özellikle bu kanuna karşı peşinen cephe almış tüm kesimlerde kanunun bundan alakasız ama devrim niteliğindeki kısmı gözlerden kaçırılıyor. Bunun kasten yapıldığını düşünüyorum" dedi.
Türkiye Barolar Birliği'nin geçen 51 yılda Türkiye'deki baroların birliği olmaktan çıktığını ileri süren ve "İstanbul, Ankara ve İzmir ve bir iki baronun bir araya gelip dilediğini yaptırma gücüne kavuştuğu Türkiye'nin büyük çoğunluğunu, Anadolu vilayetlerinin hepsini figüran rolüne indirgediği bir hale dönüşmüştü" diyen Feyzioğlu şunları söyledi:
"Kanunun devrim niteliğindeki kısmı Ankara, İstanbul, İzmir'in vesayetine, tahakkümüne son vermesi ve Türkiye'deki tüm baroları 1969'daki kuruluş ruhunda olduğu üzere Barolar Birliği'nin kurucu asli unsuru haline getirmesidir. Bazı kişiler kasten çarpıtarak bazıları da bilmeden ama bunların peşinden giderek diyorlar ki Türkiye'deki avukatların çoğunluğu İstanbul'da olduğuna göre elbette İstanbul'un bu delegeyle temsil edilmesi gerekir.
Bu kişilerin dediği doğruysa bugün de TBMM'de sadece Ankara ve İstanbul'un milletvekilleri olmalıdır, diğerleri tamamen figüran rolündedir. Diğer illerde laf olsun diye delege gönderiliyordur.
Bizim sistemimiz maalesef buna dönüşmüştü. TBB avukatların birliği değildir, avukatlara hizmet etmekle yükümlü baroların birliğidir. Ve baroların her biri asli kurucu unsurdur Bir birlikten söz ediyorsanız o birliğin her bir unsurunun kendini asli, asıl hissetmesi, esaslı hissetmesi zorunludur."