Ülkemizde özellikle son yıllarda yükselişe geçen seküler milliyetçilik düşüncesinin temellerinden birini, etnik üstünlükten çok ülkenin demografik ve sosyolojik yapısının bozulması endişesi oluşturuyor.
Türkiye, son yıllarda dünya genelindeki en büyük sığınmacı/göçmen/mülteci ve kaçak nüfusuna ev sahipliği yapıyor.
Özellikle Suriye, Afganistan, Irak ve diğer ülkelerden gelen milyonlarca yabancı, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yaşarken bu durum, ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan Türkiye’nin dengesini etkilemiş ve Türk vatandaşları ile yabancılar arasında çeşitli gerilimlere neden olmuştur.
Türkiye’de son yıllarda artan milliyetçilik akımının temelinde, yabancı krizinin yarattığı bu gerilimlerin etkisi çok büyüktür. Milliyetçilik, ulusal kimliği ve sınırları vurgulayan bir ideoloji olarak tanımlanırken birçok Türk vatandaşı, ülkelerine gelen milyonlarca yabancının ulusal güvenliği tehdit ettiğini düşünmektedir.
Ekonomik darboğazı iliklerine kadar hisseden ve bunlarla boğuşan kesimler, yabancıların iş gücüne olan potansiyel etkisinden endişe duyuyor.
Yabancıların Türkiye’deki varlığına karşı artan milliyetçilik duyguları, siyasi arenada da yansımalarını gösteriyor. Ümit Özdağ liderliğindeki Zafer Partisi gibi bazı siyasi partiler, yabancıların Türkiye’ye gelişini eleştirmekte ve sınırların daha sıkı bir şekilde kontrol edilmesini savunuyor.
Türkiye’deki sığınmacı probleminden rahatsız geniş bir kesimin aynı paralelde buluştuğu bu düzlem, aslında ülkede yükselen seküler milliyetçilik akımının yeni bir fraksiyonu olarak “Neo-Anadoluculuk” hareketini temsil ediyor.
Bu akım, siyasi, toplumsal, kültürel ve ekonomik faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşmuş ve özellikle metropollerdeki genç nüfus arasında popülerlik kazanmıştır.
Ulusal kimlik ve kültürel değerlere olan bağlılığı vurgularken, geleneksel dini değerlerden ziyade etnik ve kültürel kimlikleri ön plana çıkarmaktadır. Dini kimliklerden ayrılarak ulusal değerler etrafında birleşmeyi teşvik eden bu gençler, bu hareketin ortak ideolojisini oluşturuyor ve bu ideoloji, Türkiye’nin siyasi çeşitliliği içinde seküler, Atatürkçü ve milliyetçi düşüncelerle uyumlu bir platform sunuyor.
Bu hareket, Orta Asya Türkçülüğü veya Uygur Türklerine yönelik destekten ziyade, Türkiye sınırları içinde yaşayan vatandaşların karşılaştığı sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlara odaklanarak bir tür yerel milliyetçilik sergiliyor.
Neo-Anadoluculuk, Türkiye’deki milliyetçilik akımlarının tarihsel gelişimine paralel olarak şekillenmiş ve tüm seküler milliyetçilik akımlarını temsil etmese de, Türkiye’nin siyasi sahnesinde önemli bir etkiye sahip olma potansiyeline sahip olduğu düşünülüyor.
Bu akım, gelecekte Türkiye’nin siyasi manzarasında dikkate değer bir rol oynamaya hazırlanıyor.