Her yıl en az 200 milyon insanın sağlıksız su kaynaklı hastalıklara yakalandığını ve bunun sonucunda 2 milyon kişinin hayatını kaybettiğini ifade etti.
İnsan vücudunun büyük bir bölümünü oluşturan suya mikroorganizmaların karışması ciddi hastalıklara yol açabileceğini söyleyen Uzun, bu hastalıkların dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu dile getirdi. Su ve besinlerle bulaşan mikroorganizmaların bireyleri etkilemekle kalmadığını, aynı zamanda büyük salgınlara da yol açabileceğini belirtti.
Uzun, su ile bulaşan hastalıkların yarısının dünya genelinde su kaynaklı olduğunu ve yaklaşık olarak dünya nüfusunun yüzde 20'sinin sağlıklı içme suyu bulamadığını söyledi. Temiz olmayan suların kullanılmasının, her yıl milyonlarca insanın hastalanmasına ve ölmesine neden olduğunu vurguladı.
Su ve besinlerle bulaşan hastalıkların artmasında dünya nüfusundaki artışın, çevresel değişikliklerin ve hijyen koşullarının önemli etkenler olduğunu belirten Uzun, bu mikroorganizmaların sindirim sistemine yerleşerek enfeksiyonlara neden olduğunu açıkladı. Özellikle yaz aylarında, sağlıklı su bulunamayan yerlerde ve hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde su ve besinlerle bulaşan hastalıkların yaygın olduğunu ifade etti.
Tüm bu hastalıklardan korunmanın temizlikle başladığını vurgulayan Uzun, kişisel temizliğe dikkat edilmesi gerektiğini ve özellikle el hijyeninin önemine değindi. Ayrıca, temiz ve güvenli su temininin sağlanması, tuvaletlerin temizliği, sinek ve böceklerle mücadele, sebze ve meyvelerin yıkanması gibi önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.