Firuze Yazıcıoğlu, Yusuf Yazıcıoğlu, Mavuş Ocak, Fatih Furkan Yazıcıoğlu, Gülefer Yazıcıoğlu, Pakize Yancı, Meryem Üstündağ, Kübra Çetinkaya, Yasemin Güneş, Selcan Yancı, Mehmet Alper Yancı ve Samet Furkan Yancı, avukatları aracılığı ile dilekçe verip taleplerini sıraladı. 13 sayfalık dilekçede; ailelerin bugüne kadar dile getirmediği 3 uçaktaki kameraların kaydettiği görüntülerin talep edilmesi ve ölenlerin vücutlarındaki yüksek karbonmonoksidin ''metilklorit'' maddesinden kaynaklanmış olabileceği iddiasının araştırılması talebinde bulunuldu.
‘GÖRÜNTÜ KAYITLARININ TEMİNİ GEREKİYOR’
Dilekçede, üst düzey görevlilerin yargılandığı davada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı''nın mütalaasında yer alan 81 sayfalık ekte, "Bahse konu el kamerası ile çekildiği anlaşılan ham veri kayıtları üzerinden yapılan incelemede; Merzifon 152. Filo Üs Komutanlığı''ndan MJ524 mod uçaklar, tek kol iki uçak (cod-2 7060) olmak üzere Erhaç''a doğru yola çıktıları, Malatya Erhaç''tan HH721 mod tek uçağı (kod:1612''yi) alarak üst üste uçuşunda TC-HEK helikopterin rotasına doğru ilerledikleri, HH721 modlu uçağın 21400 fitle MJ524''lerle alt alta üst üste kol uçuşu yaptığı görülmektedir" ifadelerinin yer aldığı belirtildi.
Görüntü kayıtlarının gerekliliğinin kaydedildiği dilekçede "Olay günü olay mahallinde bulunan HH721, MJ524, HK046 kodlu hava araçlarında yüksek çözünürlüklü birden fazla kamera sistemi bulunduğu, kamera sistemiyle uçuş güzergahlarının görüntülerinin kaydedildiği bilinmektedir. Kaydedilen bu görüntüler ile de askeri jetlerin helikopterin etki alanına girip girmedikleri tartışmasız görüntü kayıtlarıyla da tespit edileceği bir vakıadır. Bu nedenle bu araçlardaki görüntü kayıtlarının temini gerekmektedir" denildi.
BİLİRKİŞİ TALEBİ
Talepte ayrıca hava araçlarının kendi radar sistemleri olduğu ve bu radarın kara radarlarının görmediği alanları çok rahatlıkla görebilme yeteneğine sahip olduğu, ölenlerin vücutlarında yüksek miktarda karbonmonoksit tespit edildiği kaydedilerek, şöyle denildi:
"Karbonmonoksit iddiasının netleştirilmesi bakımından ''metilklorit'' adındaki maddenin oksijenle teması halinde etrafını zehirleme kabiliyetinin olup olmadığı, bu zehirlemenin karbonmonoksit bulgusu bırakıp bırakmadığı, helikopterin içerisine metil klorür bırakılarak bunun oksijenle temasının sağlanması suretiyle kabin içerisinde karbonmonoksit bulgusunun oluşturulma ihtimali konusunda uzman bilirkişi marifetiyle değerlendirilme yapılmasını talep ediyoruz."
Ölenlerin yakınları, Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı''nda 14 Şubat 2014''te yapılan keşifte NATO yazılımı olduğu iddia edilen radar kayıtlarının gerçek suretleri keşif heyetine teslim edilmediği, keşif sonrası bu kayıtlar üzerinde Hava Kuvvetleri''nin MY modülü üzerinde tahrifat yaparak değiştirildiğinin Hava Kuvvetleri''nde yapılan keşifte tespit edildiği belirtilerek, tahrif edilmiş kayıtların bilirkişi heyetinin incelemesine tek delil olarak sunulmaması istendi.
SAĞLIKLI BİR RAPOR HAZIRLANABİLİR
Muhsin Yazıcıoğlu''nun oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu''nun avukatı Veysel Aşkın, soruşturma sonunda çıkacak kararın akıllarda soru işareti bırakmaması için olayın çok yönlü olarak araştırılması gerektiğini söyledi.
Bazı dosyaların tahrif edildiğini kaydeden Aşkın, "Öncelikle uçakların helikopterin bulunduğu bölgedeki hareketlerinin tespit edildiği Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı''ndaki görüntüler, keşifle daha önce belirlenmiş ve dosya içerisinde ham olarak mevcuttur. Bunun orijinallerinin alınması, Gaziantep Softepe Radar Mevzi Komutanlığı ve kapatılmış olan Şarkışla Radar Mevzi Komutanlığı''nın verilerinin sağlıklı ve tahrif edilmemiş şekilde alınıp, bunların değerlendirilmesi suretiyle sağlıklı bir rapor hazırlanabilecektir. Çünkü daha önce Hava Kuvvetleri Komutanlığı''ndan gönderilen bazı bilgi ve belgelerin tahrif edilmiş ve değiştirilmiş olduğu dosya içerisindeki belgelerle sabittir. Bu ve benzeri hatalı değerlendirmeler, hatalı görüşlerle ve eksik görüşlerle hazırlanacak her türlü bilirkişi raporu eksiktir, hatalıdır. Buna dayalı verilecek karar da hatalı olacaktır" diye konuştu.