Gözlerin çevrildiği olası İstanbul depremine ilişkin konuşan Görür “Halk her an büyük bir deprem gelebilir korkusunu yaşıyor. İstanbul çok büyük bir afetle karşılaşabilir. Zaman, İstanbul'u depreme hazırlama zamanıdır. Bütün gücümüzle hükümetle, yerel yönetimle, bilim dünyasıyla İstanbul'u Marmara Bölgesi'ni deprem dirençli hale getirmek yolunda gayret sarf etmeliyiz. Tıpkı dünyada olduğu gibi. Depremi hemen bekliyoruz, hemen işe başlamak lazım” dedi.
Erken uyarı sistemlerinin ticari amaçla kullanıldığı belirten Görür “Depreme yardımcı olalım diye kolları sıvamayan insanların şimdi telefonlar için program satacağız diye harekete geçmeleri dikkatli olunması gereken bir konu” diyerek uyardı.
“KONUMUZ ARAŞTIRMA YAPMAK DEĞİL”
Depremlere ilişkin yürütülen çalışmaların yetersiz olduğunu ifade eden Görür “Araştırmanın depreme çare olması değil, araştırmaların depremi zararı azaltma noktasında bize bir şey sunması lazım” dedi.
“İNSANLARA ULAŞMAK ANCAK SANİYELER MERTEBESİNDE OLUR”
Deprem erken uyarı sistemlerini eleştiren Görür “Erken uyarı sistemleri, deprem kestirimi değildir. Yani deprem olduktan sonra depremin olduğunu söyleyen sistemdir. İnsanlara ulaşmak ancak saniyeler mertebesinde olur. Saniyeler mertebesinde de insanların depremden korunmaları, kaçmaları, kendini güven altına almaları, maddi manevi hasar görmelerini engellemeleri hemen hemen mümkün değildir. Erken uyarı sistemleri bütün dünyada deprem sırasında bazı stratejik sistemleri otomatik olarak devre dışı bırakmak üzere kullanılır. Örneğin; metrolar, trenler çalışmaz veya doğal gaz istasyonları ve doğal gaz üreten yerlerde doğal gazın şalteri aniden indirilir, yangına müsaade edilmez. Yani 3-5 saniye önceden de olsa bu sistemlerin büyük zarar görmelerini engelleyecek otomatik sistemler vardır” diyerek dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.