"Nasıl Yani!

Sıkıldım!

Evet, yanlış duymadınız: Sıkıldım.

Enflasyon ve pahalılık haberlerinden bıktım. Dövizden, faizden, benzeri olumsuzluklardan söz etmekten sıkıldım.

Bunlardan sıkılmışken, bir de daha önceki seçimlerde iktidar partisinden milletvekili seçimlerinde aday adayı olan ama milletvekili olamayan, yani benim anladığım kadarıyla bizzat milletvekili adaylarını kim belirliyorsa onun tarafından milletvekilliğine uygun görülmeyen bir sayın avukatın TBMM'de yapılan oylamayla Anayasa Mahkemesi üyesi seçilmesini duymayayım mı? Ona oy verenlerin, özellikle bazılarının diğer adaya değil de ona oy vermelerine şaşırdım.

"Artık yeter!" dedim kendi kendime. "Aç yeğenin seyrettiği alfabenin ilk harfi televizyonu, keyifle haber dinle."

Saate baktım. Haber zamanıydı. Hiç vakit kaybetmeden meşhur kanalı açtım.

İlk olarak Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili haberler tabii…

Sayın Cumhurbaşkanımız diyor ki "Sayın Herzog'la (İsrail Cumhurbaşkanı) yapmakta olduğumuz görüşmeler var, belki Türkiye'ye bir ziyareti olabilir. İsrail Başbakanı sayın Benet'in bu noktalarda olumlu bazı yaklaşımları var. Siyasetçiler olarak kavga için yokuz, barış için varız; petrol barışın bir aracı olacaksa bunu kullanırız."(1)

"Oh be! Haber dediğin böyle olur. Bak nasıl barış kokuyor." diye düşündüm.

"Hişt, hişt!"  diye seslendi iç sesim. "Şu haberi de duymuş muydun? Bak ne kadar güzel, diplomatik bir dil! Tıpkı 'One minute!' gibi. Barış kokuyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınmasına ilişkin, "Başta Amerika olmak üzere Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacaklarmış. Ya, ne olarak tanırsanız tanıyın. Birleşmiş Milletler'de bunun oylaması, her şeyi yapıldı." dedi. Erdoğan "Kudüs, hele hele Doğu Kudüs, Filistin'in başkentidir. Bunu İslam dünyası olarak biz böyle biliyoruz."(2)

"Ne karıştırıyorsun yine ortalığı?" diye bastım fırçayı. Hemen kayboldu.

Ben devam ettim alfabenin ilk harfi olan kanalı izlemeye. İç sesime kanıp dikkatimi dağıtamam. İşte kabine toplantısı sonrası yine çıktı Sayın Cumhurbaşkanımız.

"Önümüzdeki yıl bambaşka bir fotoğrafla milletimizin huzuruna çıkacağız"(3) cümlesine bayıldım. Ne olacakmış o karamsar haberler? İşte bu cümle çerçevesinde yazacağım bu hafta.

Yine aklımdan geçeni okudu iç sesim. " Sakın bu konuya el atma! Atacaksan bile benim görüşlerimi de altına yaz. Zaten okuyucuların, senin yazdıklarından çok benim söyleyeceklerimi merak ediyor."

"Neymiş bu senin söyleyeceklerin?" diye alaylı bir şekilde cevap verdim.

"Geçmiş 20 senenin gazete arşivlerini bir tara. Yukarıda söylenenlere benzer çok söz bulacaksın. Hangi yıl bir öncekinden daha iyi oldu. Hatırlıyor musun, Cumhurbaşkanımızın damadı Sayın Bakan Bey, "- Şubat Ocak'tan hakikaten çok daha iyi. Çok net söylüyorum Mart da Şubat'tan daha iyi. Nisan Mart'tan zaten çok iyi…"(4) demişti de her ay bir öncekini aratmıştı. Bak şuraya yazıyorum. Önümüzdeki yıl bu yılı arayacağız."

Tahmin ettiğiniz gibi yine kovdum iç sesimi. İyi ki kovmuşum çünkü Sayın Cumhurbaşkanımızın müthiş bir daveti var:

"Vatandaşlarımızı dövizden kendi paramıza geçmeye davet ediyoruz."

Nasıl yani diye düşündüm bir an. Bizim vatandaşımız dövizde miymiş? Hemen Google'a sordum: Meğer Türkiye'deki bankalarda Merkez Bankası verilerine göre 14 Ocak itibarıyla 234 milyar 211 milyon dolar mevduat varmış.(5) Dudağım uçukladı. Hem de bu rakam tüm mevduatın % 60'ından fazlaymış.(6)

"Bir sorum var!" dedi iç sesim. "Yine mi sen?" dedim kızarak. Hiç umursamadı ve sordu: "Sayın Cumhurbaşkanımız bundan önceki son döviz bozdurun çağrısını 19 Mart 2021'de yaptı.(7) O gün dolar 8 TL civarındaydı. Bugün 14 TL civarında. Sence inanıp da 10 bin dolar bozduran ne kadar kâr etmiştir?!"

Gidiyor gibi yaptı, geri döndü. "Hem bir Sorsana, herkesi TL'ye davet edenler, neden şehir hastanelerinin, havaalanlarının, otoyolların, köprülerin anlaşmalarını dolarla yapıyorlar.

"Bak serseriye! Dünyanın zararını etti tabii para bozduranlar. Anlaşmaların dolarla yapılmasının sebebini neden bana soruyor? Gitsin yeğenime sorsun. Bir de dalga geçiyor aklınca. Şimdi haddini bildiririm." diye düşündüm. Daha bir şey dememe gerek kalmadan. "Sana soruyorum Köşe Yazarı sence insanlar paralarını bozar mı? İhaleciler TL'ye döner mi?"

Hiç cevap vermedim. Sayın Cumhurbaşkanımızı dinlemeye devam ettim:

"Yılbaşından itibaren doğal gaz, elektrikte fiyat artışı mümkün olabilecek en alt seviyede yapıldı."

Bu defa iç sesime bile gerek kalmadı. Ben bile yerimden fırladım.

"Nasıl Yani!

+++

(1)  https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-cumhurbaskani-erdogandan-onemli-aciklamalar-41984935

(2)  https://www.hurriyet.com.tr/dunya/erdogandan-abd-ve-israile-kudus-resti-istediginiz-adimi-atin-40835603

(3)  https://www.mynet.com/son-dakika-kabine-toplantisi-sona-erdi-cumhurbaskani-erdogan-in-aciklamasi-bekleniyor-110106904711

(4)  https://www.facebook.com/watch/?v=836748476680109

(5)  https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?/evds/dashboard/451

(6)  https://www.bloomberght.com/bankalardaki-doviz-mevduatlarinin-payi-rekor-seviyede-2293980

(7)  https://www.youtube.com/watch?v=Manq2Z-jmj8

 

Yazarlar Haberleri