Marx’ın klasik okula eleştirisi, emek ürününün tümünün emeğe ait olduğu, artı-değerin kapitalistin eline geçirdiğini, bölüşümde kapitalizmin kanunlarından ve doğasından kaynaklanan yanlışlar olduğunu ve bu sistemde reformun mümkün olmadığı sonucuna ulaşmasıdır.
Klasiklerde Ricardo’nun toprak rantının hak edilmemiş bir kazanç olduğu görüşü neo-klasik okulda kapitalin gelirinin hak edilmiş bir gelir olduğunu ispatlamaya götürdü. Piyasa şartları ile belirlenen ve marjinal verime göre bölüşümün adil olduğu görüşü hakimiyet kazandı.
NEO-KLASİK OKUL ÖNCESİNDE NEO-KLASİK DÜŞÜNCELER RANT İLE EMEK SÖMÜRÜSÜ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Neo-klasik öğretide tam rekabet şartları altında, emeğin piyasada belirlenen ücreti, marjinal verimine eşittir. Bu durumda, azalan getiriye bağlı olarak aynı toprak üzerinde kullanılan emek miktarı arttıkça marjinal verim, dolayısıyla ücret azalmaktadır. Toprak rantının da oluşumu budur. Thünen’e göre aynı nitelikteki emek eşit ücret almalı ancak marjinal işçi dışındaki tüm işçiler marjinal işçiden daha büyük ürün katkısı yapmalarına karşın marjinal işçinin verimine eşit ücret almaktadır. İşte bu nokta da Thünen tam rekabet piyasasında emeğin sömürülmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulamıştır. Ancak neo-klasik iktisat her ne kadar, üretim faktörlerinin getirisinin marjinal verimine göre belirlendiğini benimsese de bunu sömürüye vardırmadı. Yani haklı ve etkinlik için kaçınılmaz buldu. Tam rekabet şartlarında emeğin sömürülmesi başka argümanlarla da olsa Marksistlerce de savunulmuştur.