Osmanlı Devletinde veraset şekli ve kardeş katli

Yüksel Gürbüz yazdı: Osmanlı Devletinde veraset şekli ve kardeş katli

Osmanlı’da veraset sistemi hakkında II. Mehmed’e kadar geçerli kanun yoktu. Osman Beg; babası Ertuğrul doksan yaşına merdiven dayadıktan sonra 1281 yılında vefat etti. Osman, amcası Dündar Bey ile aşiret liderliği üzerine çatışmaya girdi. Osman’ı aşiretin savaşçı ve gençleri desteklerken, Dündar Bey’i ise Kayı’nın ileri gelenleri destekliyordu. En sonunda yapılan çatışma sonucunda Osman Beg, Dündar Bey’i öldürerek Kayı lideri oldu (Sakaoğlu, 1999, s. 392-395). Akabinde bazı araştırmacılara göre 1299 yılında Osmanlı Devleti bağımsız oldu. Halil İnalcık’a göre 1302 yılında Osmanlı-Bizans Koyunhisar Savaşı ile Osmanlı Devleti bağımsızlığını kazanmıştı. Türk geleneklerinde her ne kadar kendisinden sonra veliaht seçse de diğer kardeşleri isyan çıkarırlardı. Çünkü her biri kendini Tanrı’nın inayetiyle tahta hak iddia ediyordu. Osman Beg, oğlu Orhan için namzet seçtiğinde; ‘’Hem eyidürdi kim, oğlum Orhan benim zamanımda şevket bulsun.’’ Osman vefat ettiğinde oğlu Alâddin Orhan’a ‘’Babamız yaşarken seni seçti.’’ Diyerek kardeşine isyan etmedi. I. Murad abisi Şehzade Süleyman Çelebi öldüğü için tahta tek varis kalmıştı. 1362 yılında I. Kosova Savaşı’nda I. Murad Sırp milliyetçisi olan Milos Obilic tarafından Müslüman olma vaadiyle öldürüldü. Bu savaş sonucunda devletin ileri gelenleri tarafından I. Beyazıt hükümdar seçildi. Kardeşi Yakup Çelebi’ni de savaş sonucunda katlettirmiştir. Böylece gayri nizami ile kardeşini öldüren ilk padişah oldu. Yıldırım Beyazıt Ankara Savaşı’nda Timur’a karşı yenilince de ortaya çıkan Fetret Dönemi (1402-1413) ‘nde Yıldırım’ın tüm oğulları tahta çıkmak için birbirleriyle savaştı ve kardeşlerini bertaraf eden ‘’Kirişçi’’lakaplı I. Mehmet tahta geçti. Ancak şehzade Murat Çelebi haricinde oğlu Şehzade Mustafa Çelebi’yi Bizans İmparatorluğu’na karşılıklı antlaşmalar sonucunda esir vermiştir. I. Mehmet 1421 yılında vefat ettiği zaman Amasyalı Beyazıt ve I. Çandarlı İbrahim Paşalar Murad Çelebi’ye haber vermişler ve 40 gün boyunca vefatını yeniçerilerden saklamışlardır. I. Mehmet ise vefatı saklanan ilk padişah olmuştur. Daha sonraki yıllarda II. Murat önce amcası Düzmece Mustafa Vakası ile uğraşıp amcası Mustafa Çelebi’yi bertaraf etmiştir. Daha sonra küçük kardeşi Mustafa Çelebi isyanı ile uğraştı. Bizans’ın serbest bıraktığı Mustafa Çelebi özellikle Rum topraklarında taraf topladıysa abisi II. Murat’ın ordusuyla baş edemedi ve Bizans’a tekrar kaçtı. II. Mehmed ise ikinci kez tahta geçtiğinde ilk işi 2 aylık kardeşini nizam-i âlem için katlettirmiştir.

Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar bakıldığında bir veraset sistemin olmadığı, en büyük olan şehzadenin değil bilakis paşaların desteklediği şehzadenin tahta çıktığı bir dönemdir. Ayrıca Osmanlıların ilk dönemlerinde isyan çıkarmazsa öldürülmeyen şehzadeler yeri geldiğinde vezir bile oluyordu. Süleyman Çelebi Rumeli topraklarında o zamana kadar sancakbeyliği yapan ilk şehzade idi. Bu sürece kadar sadece Yıldırım Beyazıt’ın olası kardeş isyanını engellemek için kardeşi Yakup Çelebi’yi savaş sonunda öldürmüştür.

İlk yedi padişahın tahta çıkarken ki yaşanan vesayet tartışmasının nihai sonucunda II. Mehmed ile Karamani Mehmet Paşa ile hazırlattığı Fatih Kanunnamesi ile daha önce yazdığımız gibi ‘’Tahta geçen kişi, kardeşlerini öldürebilir.’’ Maddesi ile bu konuda I. Ahmed’e kadar sürecek olan Kardeş Katli’ni yasalaştırmıştır. Bu karar yeri geldiğinde taht kavgalarını engellese de III. Mehmed’in tek gecede 19 kardeşini öldürmesi padişahın ruh ahvalini bozmuştur.[4] Aynı zamanda İstanbul halkının padişahtan nefret etmesini de sağlamıştır. I. Ahmed döneminden sonra ‘’Ekber ve Erşed Sistemi’’ ile tahta en yaşlı ve en akıllı kişiler tahta çıkmıştır. Bundan da anlaşılacağı üzere I. Ahmed öldükten sonra kardeşi I. Mustafa tahta çıkmıştır. Yine de uzun bir zaman diliminde tahta geçen padişahlar kardeşlerini katlettirmiştir. Örneğin II. Osman kendi annesinden olmayan kardeşi Şehzade Mehmed’i; IV. Murat ise kardeşleri Şehzade Süleyman, Şehzade Beyazıt ve Şehzade Kasım’ı öldürmüştür. Daha sonra Ekber ve Erşed sistemi son padişah Vahdettin’e kadar devam etti. Akabinde 1 Kasım 1922 yılında saltanat kaldırılınca Osmanlı Devleti resmen sonlanmış oldu.

Osmanlı’da Kardeş Katli: Nedenleri, Önemi ve Kaldırılmasının Sonuçları

Başlangıçta Osmanlı Devleti’nin Taht Mücadelesi: Kardeş Katliamının Doğuşu

Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemlerinden itibaren, hanedan üyeleri arasında taht kavgaları yaygındı. Bu, devletin istikrarını tehlikeye atıyordu. Özellikle I. Murad döneminde, devletin devamlılığını sağlamak ve iç savaşları önlemek adına kardeş katliamı uygulaması başladı. Bu uygulama, her yeni padişahın tahta çıktığında, taht mücadelesi potansiyelini yok etmek amacıyla erkek kardeşlerini öldürtmesini içeriyordu. Bu radikal yöntem, hem hanedan içi çekişmeleri hem de bölünmeyi engellemek için benimsenmişti.

Kardeş Katlinin Önemi ve Devletin İstikrarı

Kardeş katli, Osmanlı Devleti’nde siyasi istikrarı sağlama amacıyla oldukça önemli bir uygulama olarak görülüyordu. İç savaşların önüne geçmek, devletin dağılmasını engellemek ve merkezi otoritenin gücünü pekiştirmek açısından kritik bir rol oynuyordu. Böylece, Osmanlı Devleti’nin uzun süreli birliğini ve gücünü koruması hedefleniyordu. Bu uygulama, dönemin şartlarına göre mantıklı bir çözüm gibi görünüyordu ve padişahların mutlak otoritesini güçlendiriyordu.

Kardeş Katliamının Kaldırılması: Şehzade Eğitimi ve Sancağa Çıkma

17. yüzyılda, kardeş katliamı uygulaması yerini başka yöntemlere bırakmaya başladı. III. Mehmed döneminde, oğlunun yerine geçmesi için kardeşlerini öldürmek yerine onları hapsederek kontrol altında tutma yöntemi benimsendi. Bu değişimin en büyük nedeni, kardeş katliamının zamanla halk arasında tepki uyandırması ve İslam hukuku açısından da tartışmalı hale gelmesiydi.

Ayrıca, şehzadelerin sancağa çıkarak eyaletlerde yönetim tecrübesi kazanmaları uygulaması da kaldırıldı. Bunun yerine, şehzadeler sarayda gözetim altında tutuldu ve eğitimleri sarayda devam etti. Bu değişiklik, hanedan üyelerinin siyasi gücünü ve deneyim kazanma şansını kısıtladı.

Olumlu ve Olumsuz Sonuçlar

Kardeş katliamının kaldırılması ve şehzadelerin sancağa çıkma uygulamasının sonlandırılması, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurdu. Olumlu olarak, hanedan içindeki kan dökülmesi azaldı ve halkın tepkileri hafifletildi. Aynı zamanda, kardeş katliamının ahlaki ve dini sorgulamaları ortadan kalktı. Bu durum, Osmanlı hanedanının daha barışçıl bir imaj kazanmasına yardımcı oldu.

Olumsuz tarafta ise, padişah adaylarının yönetim deneyimi kazanamaması, devlet yönetiminde tecrübesizliğe ve zayıflamaya yol açtı. Sarayda kapalı kalan şehzadeler, taht mücadelesine hazırlıksız olarak tahta çıkmaya başladı. Bu durum, devlet yönetiminde etkinlik kaybına ve merkezi otoritenin zayıflamasına neden oldu.

Sonuç

Osmanlı Devleti’nin hanedan içi mücadeleleri ve kardeş katliamı uygulaması, dönemin şartlarına göre devletin istikrarını koruma çabasıydı. Ancak zamanla bu yöntemlerin terk edilmesi, hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurdu. Tarihsel bir perspektiften bakıldığında, kardeş katliamının kaldırılması, Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde önemli değişikliklere ve sonuçlara yol açtı. Bu değişimler, Osmanlı’nın son dönemlerine kadar devam eden siyasi ve idari dönüşümlerin bir parçası oldu.

Yazarlar Haberleri