Osmanlı İmparatorluğu'nun Kanuni Sultan Süleyman döneminde Lehistan (Polonya) politikası karmaşık bir dönemde şekillenmiştir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun Lehistan'a yönelik politikası çeşitli faktörlerden etkilenmiştir:
1. Diplomatik İlişkiler: Osmanlı İmparatorluğu, Lehistan Krallığı ile genellikle dostça ilişkiler sürdürmeye çalışmıştır. İki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulmuş ve ticaret anlaşmaları yapılmıştır.
2. Coğrafi Konum: Lehistan, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki doğu sınırlarına yakın bir konumda bulunuyordu. Bu nedenle, iki ülke arasındaki sınırların güvence altına alınması ve sınır bölgelerinin istikrarının sağlanması önemliydi.
3. Karşılıklı Tehditler: Hem Osmanlı İmparatorluğu hem de Lehistan, aynı dönemde Habsburg Monarşisi ve Rusya gibi büyük güçlerle karşı karşıya gelme tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. Bu nedenle, bu iki ülke arasında denge politikası izlenmiş olabilir.
4. Kalıcı İlişkiler: Osmanlı İmparatorluğu'nun Lehistan'a yönelik politikası, sadece Kanuni Sultan Süleyman döneminde değil, daha önceki ve sonraki Osmanlı padişahlarının dönemlerinde de devam etmiştir.
Sonuç olarak, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı İmparatorluğu'nun Lehistan politikası genellikle barışçıl ve diplomatik bir nitelik taşımıştır. Ancak bu ilişkiler dönemsel olarak karmaşıklaşabilirdi ve çeşitli faktörlerle etkilenebilirdi.
Bu dönemde Lehistan Kralları I. Zygmut ve Zygmut August’a yazılan mektupları inceleyeceğiz.
Tüccar Muslihiddîn’den Kral I. Zygmunt’a gönderdiği mektup;
“Sultânımın hâk-i pây-i şerîflerine arz-ı bende-i bî-rîyâ budur ki ma’lûm-ı şerif ola ki hâk-i pây-i şerîfinize vardıkda bir dane kemha buyurmuş işiniz kimseye i’timâd etmediğimiz ecilden kendü tercemânımız olan Ermenîyi yanımıza alıp Latski’ye getirdik lübeklerine destûruyla buyurduğunuz Haçlı kumaşı mezkûr Ermeniye teslim eyleyip lübeklerine gönderildi inşaallah geri hâk-i payinize vardıkda daha iyü kumaşla varavuz dahi sisden murâdımız budur ki biz kulunuzu hâtırınızdan gidermeyip şefkatinizden unutmayasız bâkī ve’s-selâm ale’d-devâm.”
Bu metni günümüz Türkçesi’ne çevirirken şöyle olabilir:
“Sultanımın saygıdeğer ayaklarının önünde saygıyla sunuyorum ki bilgileriniz dahilindedir ki ayaklarınıza vardığımızda, işinizi başkalarına emanet etmediğimiz için Ermeni tercümanımızı yanımıza alarak Latski’ye getirdik. Sizin emrinizle, söz konusu Haçlı kumaşını Ermeni’ye teslim ettik ve onu Lübeklere gönderdik. İnşallah tekrar ayaklarınıza geldiğimizde daha iyi kumaşlarla hizmet etmek istiyoruz. Biz kullarınızı unutmayacak ve sevginizden ayrılmayacağız. Selam ve devam olsun.”
Kanuni Sultan Süleyman’ın Nikahlı eşi Hürrem Sultan’ın Leh Kralı Zygmut August’a yazdığı mektup
"Kral hazretleri şöyle ma'lûm-ı şerîf ola ki pederiniz fevt oldukdan sonra pâdişâh olduğunuz istimâ' olundu mübarek olsun hazret-i Hakk alîm-i a'lâmdır ki şâd ü hândân olup kalbimize nûr ve gönlümüze sürûr hâsıl oldu emir Allahu te'âlânındır n'etmek gerek el-hükmü lillah ile âmil olasız voyvoda mektûb-ı meveddet bula işbu bizim Hasan Ağa hâk-i pây-i şerîfinize irsâl olundu vusûlü müyesser oldukda eltâf-ı mâ-lâ-nihâyenizden mercû ve mutazarrı'dır ki mûmâ-ileyh mezkûr bendeniz huzûr-ı şerîfinize her ne takrîr ve ta'bîr ederse bu cânibden bilinip hüs-i i'timâd ile i'timâd buyurula bâki ne demek lâzımdır sizlere mahfî olmaya.
Ez'afü'l-fakîre
Haseki Sultân el-hakīr"
Günümüz Türkçesi
"Saygıdeğer Sultanım,
Size müjdelemek isterim ki, babanızın vefatından sonra tahta çıktığınız bilinmiş ve bu sevinç verici bir haberi size iletmekten memnuniyet duyuyorum. Yüce Allah'ın takdiriyle, içimize ışık saçan bir nurla ve gönüllerimizi sevinçle dolduran bir huzur ile sonuçlandı. Her şey Allah'ın iradesiyledir, O'nun hükmi her şeyi kapsar.
Bu mektup, şerefli ayaklarınıza ulaştırılmıştır ve böyle bir müjdeyi duyduğumuzda sevinçten coşuyoruz. Bundan sonra size ne tür övgülerde bulunursa bulunsun, lütfen bilsin ki, bu samimiyetle ifade edilmiştir ve sizlere olan güvenimiz tamdır.
Saygılarımla,
Zayıf ve fakir olan
Haseki Sultan, aşağılık kişi
Şimdi başka bir mektubu inceleyeceğiz.
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı ve Veziriazam Rüstem Paşa’nın eşi Mihrimah Sultan’ın Leh Kralı Zygmut August’a yazdığı mektup
"Kral hazretleri ma'lûm-ı şerîf ola ki atanızın fevt haberi istimâ' olundu ki emr-i takdîrin Inna lillâh ve innâ ileyhi râci'un ile âmil olasın pâdişâhlığınız mübârek bâd âmin bi-rabbi'l-ibâd istimâ' oldukda kalbimize behcet ve sürûr hâsıl oldu ve pâdişâh hazretlerinin musâhibi olan işbu râfi'-i ruk'a-i ubûdiyyet bizim Hasan Ağa'yı mektûb-ı mahabbet birle hâk-i pây-i şerîfinize irsâl olundu vusûlü müyesser oldukda iltifât-ı mâ-lâ-nihâyenizden mercû ve mutazarrı'dır ki hâk-i pây-i şerîfinize vardıkda eğlendirmeyip beri cânibe göndermesine himmet ve inâyet oluna bâkī hemîşe ömr u devlet kâim ve dâim bâd bi-rabbi'l-ibâd.
Ez'afü'l-fakîre
Hânım Sultân el-hakīre"
Günümüz Türkçesi;
"Kral Hazretleri, maalesef, atalarınızın vefat haberini aldığımızda, Allah'ın takdirine boyun eğiyoruz. İnna lillâh ve innâ ileyhi râci'un diyerek, padişahımızın kutsal hükümetine dua ediyoruz. Haberi aldığımızda, kalbimizde hüzün ve üzüntü hissettik. Padişah Hazretlerinin yanında bulunan bu alçak kul, Hasan Ağa'nın sevgi mektubunu, kutsal ayaklarınıza gönderdiğinde, biz de bu sevince ulaştık. Bu güzel birliktelik bize mutluluk verdi. İnşallah, padişahımızın sonsuz ihsanı ve yardımı ile ömür ve devlet daim olur, Allah'ın izniyle.
Zayıf ve fakir olan
Hanım Sultan el-Hakir"