Olay, 9 Mart Salı günü, Osmangazi ilçesi Altınova Mahallesi Yolgör Sokak'ta meydana geldi. İddiaya göre Halil Nalçacı, yerel bir radyoda dini içerikli program yapan Hazım Özsu'nun ablasıyla yaşadığı eve geldi. Nalçacı, kapıyı açan ablaya, Hazım Özsu ile görüşmek istediğini söyledi. Özsu evin önüne geldiği sırada, Nalçacı tarafından tabancayla vuruldu. Yaralı halde kapıyı kapatan radyocu, kanlar içinde yere yığılırken, saldırgan olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerince Çekirge Devlet Hastanesi kaldırılan Özsu, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamayarak, hayatını kaybetti.
ÇOK SAYIDA ARAÇ DEĞİŞTİRMİŞ
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, kaçan saldırganı yakalamak için çalışma başlattı. 250 kişinin ifadesine başvuran ve 322 güvenlik kamerasına ait görüntüleri inceleyen polis ekipleri, şüphelinin Halil Nalçacı olduğunu saptadı.
Görüntülerden şüphelinin, olay günü, 20.17 ile 21.25 saatleri arasında çok sayıda taksi ve minibüs kullanarak, farklı güzergahlardan evine gittiği belirlendi. Görüntülerden evine girdiği de tespit edilen şüpheli, saldırıdan 6 gün sonra Yıldırım Mahallesi'ndeki evinde gözaltına alındı. Nalçacı, 1 yıldır Özsu'nun yayınlarını dinlediğini, yayınlarda kullanılan bazı terimlere kızdığı için cinayeti işlediği öğrenildi. Şüphelinin, suç aleti tabancıyı da evinin deposuna sakladığı ortaya çıktı.
"DAYIMIN BİR HATASI OLSAYDI..."
Halil Nalçacı, gözaltındaki ifadesinde Hazım Özsu'yu radyodaki yayınlarını beğenmediği için öldürdüğünü itiraf etti. Nalçacı sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, öldürülen Özsu'nun yeğeni Mersiye Sülün, yaşadıklarını anlattı.
Sülün, dayısını öldüren kişiyi tanımadıklarını belirterek, "Dayımın hatası olsaydı, en azından haklı olmasa bile kendince geçerli bir sebebi vardı, diyecektik. Hiçbir şey bu acıyı hafifletmez ama en azından kendimizi avutacaktık, bir sebebi vardı, çözüm yolu bu değil ama yapmış diyecektik. Sırf yayınlarını beğenmediği için takıntılı bir şekilde evine kadar gelmesinin gerekçesi yok. Neden radyonun kapısında demiyorsun?
Git orada de. 'Arkadaşım ben senin yayınlarını beğenmiyorum' de, madem programı değiştirmeyi akıl edemiyorsun, git radyo yönetimine şikayet et. Sen adamı evine kadar takip et, gel burada annesinin gözü önünde öldür ondan sonra da 'akli dengem yerinde değil' de. Öyle şey kabul edilebilir mi? Nasıl önünü alacağız o zaman cinayetlerin?" dedi.
"BUNUN CEZASI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET"
Sülün, şüphelinin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini belirterek, şunları ifade etti: "Bunun cezası ağırlaştırılmış müebbet. Hiçbir indirimden yararlanmaması için elimizden geleni yapacağız. Böyle hastalıklı kişilerin topluma salınmaması lazım. Bugün bize, yarın başkasına olabilir. Programı değiştirmiyorsan beğen, bir sürü program yapan insan var.
Bir husumet olsa dersin ki; 'biri birine yapacaktı' ama sorgusuz sualsiz hiçbir şey demeden gelip evin orta yerinde adamı öldürmeyi aklım almıyor. Akli dengesi yerinde değil diyerek bunun arkasına saklanmasını istemiyorum. Aynı zamanda bizim evimize nasıl yangın düştüyse onun evine de yangın düştü. Bir kişinin yaptığı şey birçok kişinin hayatına etki etti.
Onun da anne babası var, belki evli belki çoluğu çocuğu var. Onlar için de kolay değil. Katilin annesi, katilin babası, katilin çocuğu olmak kolay değil. Yazık günah değil mi bu kadar insanın üzülmesine sebep oldu."