Türkiye’de gıda ürünlerindeki enflasyon artışı fiyatlara yansıdı. Hatta, sosyal medyada evlilik tekliflerinde nişan yüzüğü yerine kızartma yağı verildiğini gösteren görseller dolaşmaya başladı.
"MUTFAK MASRAFI, KİRA DERKEN..."
İstanbul’da yaşayan ve güvenlik görevlisi olan ve kısa çalışma ödeneği alan 43 yaşındaki üç çocuk babası Hüseyin Duran, “En ucuz markalardan sadece karnımızı doyuracak kadar ürün alabiliyoruz. Tüm gıda ürünlerinin fiyatları yükseliyor özellikle de bebek mamaları. Çocuklarım için endişeleniyorum. Mutfak masrafları, kira ve kredi ödemeleri derken para bitiveriyor” dedi.
Tüm dünyada salgının ekonomileri tahrip ettiği ve sıfıra yakın enflasyonun yaşandığı bir ortamda Türkiye’de tüketici fiyatlarında yıllık bazda yüzde 15 artış yaşandı.
Türkiye gelişmekte olan ülke piyasalarında tüketici fiyatlarındaki artışta Arjantin’in ardından ikinci sırada, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde ise açık ara zirvede bulunuyor.
GIDA ENFLASYONU
Artan mazot ve gübre fiyatlarına kurak iklimin de eklenmesiyle gıda ürünleri bir önceki seneye kıyasla yüzde 20’den fazla yükseldi.
Ekonomistler, Türk lirasındaki rekor seviyedeki değer kaybı nedeniyle gıda ithalatı maliyetinin 9 milyar dolar seviyesine ulaştığına dikkat çekiyorlar.
"FAİZ ARTIŞI EKONOMİYİ YAVAŞLATIYOR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan pek istemese de faizlerin artırılmasını kabul ederken; faiz artışı, aşı uygulaması başlarken ekonominin yeni tip korona virüsün (Kovid-19) etkilerinden kurtulmasını yavaşlatıyor.
Erdoğan’ın Kasım ayında atadığı Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal enflasyonu kontrol altına alma sözü verse de anketlerin kazanın giderek kaynamadığını göstermesi Erdoğan’ın temel yaşam giderleri konusunda başka bir adım atmasını gerektirebilir.
Reuters’a konuşan bir yetkili hükümetin 2021 yılında enflasyonun zorlu olmasını beklediğini ve yakından takip izlenmesi gerektiğini söyledi.
‘TÜRKİYE AĞIR STAGFLASYONLA BOĞUŞUYOR"
Capital Intelligence Ratings’ten Yesenn El-Radhi korona virüs nedeniyle sokağa çıkma yasaklarının ve yüksek borçlanma maliyetlerinin hakim olduğu bir ortamda Türkiye halen ‘ağır bir stagflasyon ile boğuşuyor’ dedi.
El-Radhi “Küresel emtia fiyatlarındaki artış ve liradaki sert değer kaybının fiyatlara geç yansıması nedeniyle enflasyon baskısı yüksek olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
"TORBAYA DAHA AZ ÜRÜN GİRİYOR"
Türkiyeliler için insanları eve kapatan ve gelirlerin ciddi oranda azalmasına neden olan salgının yanı sıra, market alışverişine gitmek de bir mutsuzluk kaynağı haline geldi. Patlıcan, portakal ve ay çiçek yağı fiyatları geçtiğimiz seneye kıyasla yüzde 50 yükseldi.
Soyadının açıklanmasını istemeyen 31 yaşındaki Pınar, “Üç dört ay alışverişe gitmemek için her şeyi toptan alıyorum. Alışveriş için markete her gittiğimde torbaya daha az ürün giriyor ama ödediğim para artıyor” dedi.
İşten çıkarmalar yasaklandığı için kısa çalışma ödeneği ile geçinen bir aşçı olan Pınar aldığı paranın yalnızca kira ve faturalara yettiğini söyledi.
Pınar, “Birçok uykusuz gece geçirdim. Sanırım sonunda ben de işsiz kalacağım” dedi.
ENFLASYON GERÇEĞİ
Hiperenflasyon 1990’larda Türkiye’nin başını çok ağrıtmış ve 2003 yılında Erdoğan’ın göreve gelmesinden sonra uygulanan Uluslararası Para Fonu (IMF) programı ile durdurulabilmişti.
Enflasyon gıda fiyatları öncülüğünde 2018 krizinde yine tırmanmış ve o tarihten beri çoğunlukla çift basamaklı olarak devam etmişti. Ekonomistler bu duruma kronikleşen ticaret açığını ve hükümetin dolara müdahale etmek için rezervleri boşaltmasını sebep gösteriyor.
"BU COĞRAFYADA DAHA ÖNCE AÇLIK YAŞANMAMIŞTI"
Metropoll tarafından geçen ay yapılan anket sokaktaki insanların yüzde 80’inin enflasyonun açıklanandan daha yüksek seviyede olduğunu düşündüğünü gösterdi. Derin Yoksulluk Ağı tarafından yapılan bir başka anket ise İstanbul’da ankete katılanların yarısından fazlasının belediyeden gıda yardımı aldığını gösterdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu durumun her geçen gün kötüye doğru gittiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Bu coğrafyada daha önce açlık yaşanmamıştı. Şimdi açlık yaşanıyor” dedi.
Diğer yandan Erdoğan, kasım ayında enflasyonu düşürmek için faiz artırımlarını kastederek gerekirse ‘acı ilaç’ içmenin gerekli olduğunu dile getirmişti.
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Nisan’a kadar yüksek kalması beklenen enflasyonla mücadele etmek için yapısal boyutta adımlar atılacağını söylemişti.
Hükümetin fiyatları düşürmek için atabileceği birkaç adım bulunuyor. Ankara, tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) içinde ciddi ağırlığı bulunan tütün ürünlerinde vergi indirimine gitti. Diğer yandan TÜFE’ye daha az etkisi bulunan alkol ürünlerinde vergiler artırıldı.
TÜSİAD'DAN ÖNERİ!
Hükümet kanadından atılabilecek bir diğer adım ise doğal gaz ve elektrik fiyatlarında ayarlama yapmak. Geçen ay asgari ücret 2021 yılı için yüzde 21 artırılarak 2.825 liraya (377 dolar) çıkarıldı. Bu artış çalışanların maaşına yansıdığı gibi ortalama TÜFE’ye de etki ediyor.
TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç geçen hafta düzenlenen bir panelde yaptığı değerlendirmede, “Gıda fiyatlarını faiz ile çözemezsiniz. Bizim enflasyon sorunumuz çok büyük, o yüzden daha hedefe yönelik adımlar atmamız gerekiyor” dedi.