Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail ve Filistin arasında yeniden patlak veren gerilimle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulunmuştu.
Bu sözlerinin ardından dün gece saatlerinde Arınç'ın çalışma ofisinin önüne tepki olarak gıda kolisi bırakıldı.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Ankara Şubesi tarafından bırakılan kolide, ”Filistin’e ve Gazze’ye ne kadar gıda ve yardım gönderdiyseniz söyleyin hepsini geri verelim” ifadeleri yer aldı.
Konu ile ilgili açıklama yapan Arınç, şu ifadelere yer verdi:
“BABALARININ BİLE YAPMADIĞI YARDIMI YAPTIM”
O yüzden akıllı davranın dediğim zaman dün akşam akşam ofisimin önüne gece on ikiden sonra gelmiş üç tane genç başlarına bir Filistin puşisi, ağızlarında gene benzer bir şey, ellerinde bir Filistin bayrağı beni protesto etmişler. Gündüz gelememişler. Gece gelmişler. Sonra da sosyal medyaya vermişler. Acıyorum onlara. Üzülüyorum onlar adına üzülüyorum. Çünkü bir dernek mensupları olduğumuzu söylüyorlar. Ben onlara, o derneğe babalarının bile yapmadığı yardımı yaptım.
“ONLARIN ALDATILMIŞ OLDUĞUNU GÖSTERİR”
28 Şubat sürecinde yüz otuz parça gayrimenkullerine el konulmuştur. Başbakan yardımcısı olarak vakıflardan sorumluyum. Sekiz tane vakfın bütün gayrimenkullerini kendilerine iade ettim. Onların da bana yaptıkları bu. Gece yarısı operasyon. Acı şeyler. Bunlar bizim düşüncelerimizin yanlış olduğunu göstermez. Onların aldatılmış olduğunu gösterir. Bu da onların ayıbıdır."
NE OLMUŞTU?
Kocaeli Kitap Fuarı’nda 'Dünya Liderleriyle Anılar' adlı söyleşi gerçekleştiren TBMM eski Başkanı ve eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail ile Hamas arasında yaşanan çatışmalara değindi.
"SENİN GIDANI BİLE DIŞARIDAN GÖNDERİYORUZ"
Arınç, şu ifadelere yer verdi:
"Her defasında da onlara söylüyorum yanlışlık şurada; senin ne gücün var? Senin gıdanı bile dışarıdan gönderiyoruz, senin teknik aletlerini, ihtiyaçlarını dışarıdan karşılıyoruz. Sen 2 tane uydurma füze atıyorsun, İsrail'de sinek vızıltısı gibi geliyor ama onlar diyor ki ‘Hamas bize hücum etti’, senin başına bomba yağdırıyor. Sana olan oluyor ve sen onlara haklılık payı kazandırıyorsun. Niye bunu yapıyorsun? Burada çıkarımız ne bizim? Dinlemiyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız dün de kongrede çok güzel konuştu. Yani 2 tarafı da diline almadan, ‘taraflara sükûnet tavsiye ediyoruz’ dedi.
Bu bir diplomatik dil demek. En azından bombalamalar dursun ama özel görüşmelerimizde bunlara ‘yapmayın artık’ demeye başladık. Eskiden Katar'da, Kuveyt'te bunlara kol kanat gererdi. Onlar zaten çektiler ellerini. Bir tek biz kaldık. Bizi de zor durumda bırakıyorsunuz. Biz bu ülkede elbette sizin haklarınızı gözetiriz ama bunun barış içinde olması lazım. ‘Bizim gücümüz ne? Siz kiminle mücadele ediyorsunuz?’ deme noktasındayız. Attın füzeyi, peki bundan sonra ne olacak diye düşünmez mi insan?"