Ankara Pideciler, Simitçiler ve Çörekçiler Esnaf Odası yönetimi bugün toplandı. Toplantıda artan girdi maliyetleri gündeme geldi. Girdi maliyetlerine karşı kooperatif kurma kararı alınırken, simide yapılacak zam da oylandı. Simitçiler oybirliği ile başkentte 2,5 liraya satılan simidi 3 liraya satma kararı aldı. Karar, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne sunulacak ve onay verilirse karar kesinleşecek.
Toplantıda konuşan Oda Başkanı Savaş Delibaş, simidin girdi maliyetlerinin tamamının dolara bağlı olduğunu belirterek, “Biz dolarla maaş almıyoruz ama dolar ile tüketiyoruz. Şimdi Türk parası dünyanın en geçersiz paralarından biri oldu. Ama tüketimimiz dolarla” dedi. Elindeki simidi gösteren Delibaş, “Şunun üstündeki malzemeler dolarla geliyor. Hem de yüzde 100” diye vurguladı.
“ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞAN VATANDAŞ BUNU NASIL YİYECEK!”
Delibaş, halkın alım gücünün kalmadığına da dikkat çekerek, bu zammı yapmak zorunda kaldıklarını söyledi ve “5 tane çocuğu olan insan 5 tane simit altığı zaman 15 lira. 15 lira herkeste var mı? Asgari ücretle çalışan vatandaş bunu nasıl yiyecek” dedi.
“ANKARA SİMİTÇİ ESNAFI HIRSIZ DEĞİLDİR”
Delibaş simidin gramı üzerinde de oynamak istemediklerini söyledi. Delibaş, “Eğer ki mantık şuysa, ‘Biz ekmeğe zam yapmayalım da gramını düşürelim’ gibiyse, kimse kusura bakmasın. Ankara simitçi esnafı hırsız değildir. Buna da göz yummayacaktır. Gramajından, susamında çalmayacaktır. Üretim hakkı neyse aynen üretimine devam edecek” diye konuştu.
Zam yapmaktan yana olmadıklarına dikkat çeken Delibaş, “Sistem mecburen bunu zorluyor. Biz zam yapmayı kesinlikle istemiyoruz” dedi.
Simitçi Tekin Çoban, 400 liraya aldıkları odunun 1200 liraya; 85 liraya aldıkları bir çuval unun 240 liraya çıktığını ve susamın dolar arttıkça arttığını belirterek, “Bir simidin maliyeti bize en az 2 liraya yaklaşıyor. Hiç seçemiyorsun, haftada susama zam geliyor” dedi.
“MESLEĞİMİZİ İCRA EDEMEZ DURUMA GELDİK”
Simitçi Sedat Çıtak, mal aldıkları susam ve un firmalarının anlaşarak fiyat arttırdığını düşünmeye başladıklarını aktararak, bu duruma karşı yöneticilerin kendilerini dinlemediğini belirterek “Türkiye Esnaf Sanatkarlar Genel Müdürü’ne iki defa mesaj yazmama rağmen mesajıma dönüp bakmıyor. Sahipsiziz” diye açıkladı. Çıtak, ilerleyen günlerde fiyatların daha da artmasını beklediklerini kaydederek, “Mesleğimizi icra edemez duruma geldik. Esnaf sahipsiz, devletin sahipsiz ineğiyiz ve sahibimiz yok” diye konuştu.
Simitçi Salih Ünal de parasını ödediği ürünün kendisine getirilmediğini anlatarak, “Hammadde de bağlamış olduğum ürünün, parasını ödemiş olduğum ürünün gelmemesinin sebebi nedir? Ben bunu da çözemiyorum” dedi.
“İNSANLARIN BOĞAZINDAN MI ÇALALIM?”
Ünal, simidin girdi maliyetlerindeki artışın durdurulamadığını ifade ederek, gramajı düşürmek zorunda kalacaklarını “Amaç bu mu? İnsanların boğazındaki nimeti mi çalalım? Biz bunu yapmak istemiyoruz. Bizim istediğimiz insanlara kaliteli hizmet ve kaliteli yedirmek” diye anlattı.
“KARABORSA MI VAR?”
Ünal toptancıların ürün satmadığını da vurgulayarak, ürünlerin karaborsaya düşmeye başladığını “Yağda aynı şekilde susamda aynı şekilde. Bugün yağ almak istiyorum. Adam diyor ki ‘Yağ yok’. Nasıl yok ya? Türkiye Cumhuriyeti’nde diyor ki adam yağ yok” diye sordu. Ünal, gramajı da düşürmek istemediklerini kaydederek, “O zaman biz de 100 gramlık simidi 50 grama çekelim. Onu mu istiyorlar?” diye vurguladı.
“ELEMAN ÇIKARMAZ ZORUNDA KALDIM”
40 yıllık simit ustası Ethem Dağ, girdi maliyetleri yüzünden işçi çıkarmak zorunda kaldığını ve 60 yaşında olmasına karşın kendisini simit ürettiğini söyledi. Dağ, “Çalışacak adam da yok, eleman da yok. Kedim yapıyorum şimdi. Kazanamadığım için eleman çıkardım. Bugün 4 tane elaman çıkardım. Ne için çıkardım? 4 tane elaman bugün ne demek? Ailesiyle 20 kişi. 20 kişiye ekmek veremez oldum bugün” diye konuştu.
Simitçi Mustafa Bülbül, bir ustanın ücretinin 10 bin lira olduğunu ve 4 usta çalıştırdığı için ayda 40 bin lira ödediğini belirterek, “SSK’sını yatıracaksın, izin parasını vereceksin, tazminatını vereceksin. Girdi girdiği zaman. Girdi 10 lira, çıktı 15 lira. Nasıl olacak? Nasıl zam yapmayacağız? Bal gibi de zam yapacağız. Eğer bu sektörde durmak istiyorsak” diye konuştu.
Bübül, susamın çuvalının 380 liradan, 625 liraya çıktığını ve 10 kiloluk yağın bir hafta 175 liradan 225 liraya yükseldiğini kaydederek, “Karaborsaya düştü gibi oldu” dedi.
Simitçi Hüseyin Bölükbaşoğlu, Türkiye’de üretilen ürünlere bile zam geldiğini kaydederek, bütün simitçilerin ortalama 50 bin lira toptancılara borcu olduğunu açıkladı. Bölükbaşoğlu, “Yağı anlıyorum dışarıdan geliyor. Ununda bir şeyi vardır. El atması lazım. Çünkü biz yetiştiriyoruz” diye dikkat çekti.
“KAŞAR DA MI DIŞARIDAN GELİYOR?”
Bölükbaşoğlu, 1 koli yumurtanın fiyatının 30 liraya yükseldiğini kaydederek, “23 liraya zor alıyorum. 3-4 tane un piyasasını belirleyen firmalar var. Konya’da olsun, burada olsun. Bunlara desin kardeşim böyle böyle. Buğday mı yok, versin kardeşim. Devlet versin. Peynir de aynı. Aynı artıyor. Kaşar da aynı. 27 liraya aldığımız kaşar 45 lira. Alamıyorsun. Kaşarda da mı dışarıdan gelen bir şey var?” diye sordu. (ANKA)