Kıymetli dostlar hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum. Geçen hafta cuma günü Türkiye''nin gündemi bir anda 6''lı Masa ve gelişen olaylar oldu. Bir kısım insan "biz demiştik" derken, bir kısım insan "uzlaşırlar" dedi.
Kimi haklı, kimi haksız çıksa da, masanın cuma günü insanların gözünde yaşadığı mağduriyet oy olarak kararsızlardan Millet İttifakı''na yöneldi.
Şimdi iktidarın şöyle bir 20 yıllık mazisine bakıyorum, ekonomi bitmiş, tarım çökmüş, hayvancılık tükenmiş, insanlar ötekileştirilmiş… İtirazı olan beri gelsin.
1980 yılından beri en yüksek dış ticaret açığı ile karşı karşıyayız. Aylık bazda tam 14 milyar dolar. Geçen sene ile karşılaştırdığımızda %40 artmış. Bunun üç sebebi var. Birincisi teknoloji ağırlıklı bir ihracat anlayışının olmaması, ikincisi ekmeğin buğdayını bile ithal eder bir tüketim çılgınlığı ve üçüncüsü baskılanan kurlar sonucunda ihracatçının yapılan işi kâra dönüştürememesi ve ithal fiyatlar ile mücadele edememesi. 2022''de ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) %160, ama artmış, ama dolar sadece %37 yükselmiş. Euro %40. Nasıl baş edecek ihracat firmaları bu makasla.
453 milyar dolarlık bir borçtan bahsediyoruz, bunun 190 milyar doları kısa vadeli. Yani kısa vadeli borcumuz arttıkça, ödediğimiz faiz de aynı şekilde yükseliyor.
Seçimin sonucu artık bu ülke için hayati bir önem taşıyor. Eğer mevcut sistem devam ederse, şu anda içinde bulunduğumuz her olumsuzluk liyakatsizlik, yandaş kadrolaşma devam edecek. Yaptıkları şeylerin doğru olduğunu düşündükleri için de düzeltme gereği duymadan ülkeyi uçuruma sürüklüyorlar. Peki olası bir iktidar değişikliği olduğunda ne olmalı.
Her şeyden önce ayakları yere basan bir ekonomi reformu yazılmalı, tam bağımsız adalet anlayışı ve siyasetten uzak devlet kurumları. Bu çerçevede yabancı yatırımcı bir şekilde uzaklaştığı Türkiye pazarına geri dönecek.
Pazartesi günü İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener''in, uzlaşma için yeniden masa toplantısında bulunması bile milyonlarca insanın gözünde, yüreğinde umut oldu. Tek yürek dedikleri vardır ya hani işte o şekil. Eğer Millet İttifakı major bir hata yapmazsa, bu seçimde koltuğa oturması çok büyük bir ihtimal.
En son meydana gelen deprem rezaletinde yaşananlar gösterdi ki paramız değil sadece güvencede olmayan, aynı zamanda canımız.
AKP''nin troll ordusu burada bile muhalefeti işaret etti sıkılmadan.
Ama artık bu millet her şeyin farkında, algıya karnı tok.
Pazartesi akşamı sağcısı solcusu omuz omuzaydı, tek yürekti.
Bu iktidar değiştiğinde hasar tespiti yapılacak.
İnsanlar şunu görecek, tek odasını bile doğal gaz faturalarından ısıtamayan millet 1100 odalı sarayı nasıl ısıttı görecek. Vergilerimizle yaşanılan saltanatı herkes görecek.
Ve ne yazık ki hâlâ istikrardan, hâlâ başarıdan bahseden bir yönetimimiz var.
Her doğan çocuk 30 bin lira borç ile dünyaya geliyor. İnsanlar geçmediği, kullanmadığı yolların köprülerin parasını vergileri ile ödüyor. Evladının beslenme çantasına bir lokma yemek koyamayan baba, iktidarın sofrasının kuş sütünü bile eksik etmiyor .
Soruyorum size, yetmedi mi. Bu kadar özveri, sıkılan diş, sıkılan kemer, bir de üzerine işitilen hakaretler yetmedi mi. Yetmedi mi yakınını kaybeden madencinin yerde tekmelenmesi, sonra da ödül gibi tekmeleyen kişinin yurt dışına büyükelçi olarak atanması...
Hafta başı Saadet Partisi''nin önünde toplanan kalabalık haykırdı ve dedi ki "Artık yeter..."
Paranoya olmuş, konuştuğu her kelimenin suç olduğunu düşündüğü, ekonomik sorunların artık önüne geçemediği düzenden, huzurla umutla geleceğe bakan bir nesile doğru adım atacağımız seçime doğru giderken ilk defa bu kadar umutluyuz.
Olası bir değişiklik halinde iktidarın elinde sihirli bir değnek olmayacak. Ama bilmenizi isterim ki, orta vadede bu ülke yandaş oligarklarını üzerinden atıp, eşit bir ekonomik dağıtım için gerekli hamleleri yapacaktır.