Türkiye'de adli süreçlerin büyük bir kısmı miras anlaşmazlıklarına odaklanmaya başladı.
Miras durumları, özellikle ebeveynlerin çocukları arasında mülk dağılımında tercih ettiği farklı yüzdeler nedeniyle birincil derecede akrabalar arasında sıklıkla büyük tartışmalara sebep olur.
Son yıllarda miras hukukunda yapılan değişikliklerle birlikte, taşınmazlarını çocukları arasında eşit paylaştırmayan anne ve babalar için dikkat çeken yeni uygulamalara geçildi.
Ebeveynlerin yaşlılık döneminde bakımını üstlendikleri çocukların, mirastan daha büyük pay alması, diğer kardeşler arasında çeşitli itirazlara yol açabilir.
Anne ya da babanın vefatının ardından miras davalarında zamanaşımının olmaması, bir önceki devir işlemindeki eşitsizliklerin tüm kardeşler arasında eşit bir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor.
Eşitlik ilkesini sağlamak amacıyla bazı evlatlar, anne veya babaları hayattayken üzerlerine aldıkları taşınmazları satma yoluna giderek, ancak bu satış sonrasında mahkeme, elde edilen gelirden kardeşlere herhangi bir pay verilmesini öngörmemektedir.
Bir kardeş, baba veya anneyi ikna ederek mülklerini kendi üzerine geçirse bile, taşınmazları devreden kişinin ölümü durumunda diğer kardeşler, kendi haklarını geri alabilmek için dava açma hakkına sahiptir.
Zamanaşımı uygulanmaması nedeniyle haksızlık olduğunu düşünen evlat, asliye hukuk mahkemelerine başvurarak devir işleminden 50 yıl sonra bile miras hakkını geri alabiliyor.
Gayrimenkul, genellikle arazi, arsa, tarla gibi taşınmaz mülklerin mülkiyetini belirtir. Tapu ise bir arazi üzerinde inşa edilmiş veya edilen yapıların tamamının veya bir kısmının kime ait olduğunu gösteren belgedir.