Tek geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan Kahramanmaraş’ın Nurhak ilçesinde yaşayan yurttaşlar bölgede bulunan maden ve taşocakları ile eleme tesislerinin yarattığı doğa tahribatına tepkili. Mera hayvancılığı yapan Elif Çanak, “Ağaçlarımız kuruyor. Hayvanlarımız zehirleniyor. Tabiatı olduğu gibi bıraksınlar” dedi.
Nurhak Belediye Başkanı İlhami Bozan da “Nurhak maden ocağını kaldırabilecek bir yer değil. Bir karar verilmeli: Ya hayvancılık ve tarım yapılacak ya da bunların hepsini yok edip Nurhak madene teslim edilecek. Maden ocağı varsa üretim yok” diye konuştu.
Nurhak sakinleri ve Nurhak Belediye Başkanı İlhami Bozan, Cumhuriyet'ten Leyla Kılıç'a konuştu.
TAHRİBAT KAÇINILMAZ
Bölgeye giderken maden işletmecileri ile Bozan arasında ilginç bir diyalog yaşandı. Görevliler, İlhami Bozan’a “Yetkisiz bir şekilde maden sahasına girip inceleme yapmanızı istemiyoruz. Bu kadar insanla çalışma alanına girmeyin. Gelin sadece sizinle bölgeye gidelim” teklifinde bulundu. Bunun üzerine Bozan da “Ben zabıta ile belediye başkanı olarak alanı incelerim. Muhtarım ve belediyede görevli arkadaşlarımla içeride incelemeleri yapacağım” yanıtını verdi. Bir süre yaşanan sözlü tartışmanın ardından Bozan ile birlikte maden sahasına girdik.
Birçok noktada yürütülen dağınık çalışma ve oluşan derin çukurlar dikkat çeken noktalardı. Alanda incelemeler yaparken konuştuğumuz maden yetkilisinin ÇED gerekliliklerinin yüzde 100’üne uyulduğunu söylemesine karşı, kamyonların çıkardığı toz, açık bırakılan çukurlar ve yerinden sökülen ağaçlar bunun gerçeği yansıtmadığını gösteriyordu. Sahadaki maden mühendisinin “Doğadan bir şey alınıyorsa tahrip etmeden alınmaz” sözleri de her şeyi anlatıyordu.
"NURHAK, MADENİ KALDIRAMAZ"
Adım adım gezdiğimiz maden çalışma sahasının hemen yanında hayvancılık yapanların kurduğu evleri gösteren Bozan, “Yaz mevsiminde yüzlerce aile burada hayvanlarını otlatır. Ama maden ocağından dolayı artık hayvanlarını buraya getirmiyorlar. Çünkü çok büyük çukurlar var, toz var. Hayvanlarının zarar görmesinden korkuyorlar” dedi. Nurhaklıların hayvancılık ve tarım ile geçindiğine dikkat çeken Bozan, “Nurhak maden ocağını kaldırabilecek bir yer değil. Maden ocağı için bu bölgeye ÇED olumlu kararı verilmesi tarım il müdürlüğünün burayı tarım arazisi olarak kabul etmediğini gösterir. Burası tarım arazisi değilse yol boyunca gördüğümüz ekin alanları nedir? Hayvancılık yapılmıyorsa bu hayvanlar niye burada? Bir karar verilmeli: Ya hayvancılık ve tarım yapılacak ya da bunların hepsini yok edip Nurhak madene teslim edilecek. Biz ilçemizi maden ocaklarına bırakmamak için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz” dedi.
"TARIM TOZ ALTINDA"
Maden ocağının denetlenmediğini de söyleyen İlhami Bozan, “ÇED’in gerekliliklerine sadece kâğıt üzerinde uyuluyor. Gerekliliklere uyulmuş olsa zaten burada madenciler olmaz. Masa başında onay veriliyor. Gelip görsünler. Yoldan kamyon geçtiği zaman tarım arazileri toz altında. Bu bile ÇED olumlu kararının aslında hiç bölgeye gelinmeden masa başında verildiğinin göstergesi. Verim yüzde 50 düştü. Maden ocağı varsa üretim yok” ifadelerini kullandı. Nurhak Çevre Derneği Başkanı Ali Eğilmez ise güvenlik önlemlerinin yeterli olmadığını kaydederek “Çukurlar hayvanlar için de büyük bir tehdit oluşturuyor” diye konuştu.
Maden ocağının yakınındaki ev ve bahçenin bakımını yapan ziraat mühendisi Sefer Taşyürek yaz aylarında kamyonların yoğun olarak toza neden olduğunu söyledi. Taşyürek “Yolları suladıklarını söylüyorlar ama yeterince sulamıyorlar. Yoldan kalkan toz ağaçların yapraklarına yapışıyor ve bu toz, birtakım hastalıkları da beraberinde getiriyor. Kırmızı örümcek zararlısı gibi... Ağaçlarda çok şiddetli zararları oluyor” dedi.
Bölge sakinlerinden Mehmet Ali Yaş da “Toz verimi düşürdü. Buğday, arpa ekiyoruz. Ceviz, elma, armut, kiraz yetiştiriyoruz. Eskisi gibi ürün alamıyoruz. Yedi yıldır maden burada. Bahçemiz kırmızı örümceğe teslim oldu. İlaçlama ile zor kurtardık. Yeni madenler istemediğimiz gibi bu madenin çalışmasının durdurulmasını istiyoruz. Nurhak, tarım ve hayvancılık olmazsa yaşayamaz” diye konuştu.
HER YER TOZ
2010 yılında “ÇED Gerekli Değildir” kararı ile faaliyete başlayan ocak için geçen ekim ayında kapasite artırımına gidildi. Kapasitesini 1050 hektara çıkaran boksit madeni için ÇED olumlu kararı verildi. Ancak, boksit madeninden çıkarılan materyalleri eleme tesisine götüren kamyonların çıkardığı toz ile tarım ve mera hayvancılığı olumsuz etkileniyor.
TABİATI OLDUĞU GİBİ BIRAKSINLAR
Elif Çanak (47) 15 yıldır eşi ve çocuklarıyla hayvancılık yaptığını söyledi. “Maden ocağının hem bize hem doğamıza zararı var. Ağaçlarımız kuruyor” diyen Çanak, “Dallar tozdan görünmüyor. Hayvanlarımız zehirleniyor. Otları yemiyorlar, zayıflıyorlar. Hastalanıyorlar. 100 küsur hayvanım var. Onları otlatmak için her yaz buradayım. Madenden gelen patlama sesleri, oluşan çukurlar, çıkan toz hem doğaya hem insana hem hayvana zararlı. Doğayı kendi haline bıraksalar her şey daha güzel olur. Tabiatı olduğu gibi bıraksınlar. Olanı olduğu gibi bırakmak en güzeli” dedi.
TARIMA DESTEK YOK
Nurhaklılar, Han Yapı Taşocağı’na ait taş- ocağına da karşı çıkıyor. Yaklaşık 1 kilometre yakınında yerleşim yerlerinin bulunduğu taşocağının hemen karşısında mera hayvancılığı yapılıyor. Taş ocağının da faaliyetlerine son verilmesini isteyen İlhami Bozan, “Taşocağının çevresinde bulunan bölgede mera hayvancılığı yapılıyor. En az 150 yıllık çadırlar var. İnsanlar hayvanlarını alıp buraya geliyor. Maden ve taşocağına verilen bu destek tarım ve hayvancılığa verilmeli. Nurhak’ın tek geçim kaynağı tarım ve hayvancılık” dedi.