Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre, kamuoyunda depremde vatandaşların panikle ilk sığınacakları toplanma alanlarının farklı amaçlarla kullanılması tartışması TBMM Deprem Raporu’na da girdi. Yerel yönetimlere, toplanma-geçici barınma alanlarının sayısı ve vatandaşlarca görünürlüğünün artırılarak vasfının değiştirilmemesi tavsiyesinde bulunuldu. Raporda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’deki sel felaketinde yaptığı “afet bölgesine yapı yapılmaması” çağrısına benzer, “sel, kaya düşmesi ve heyelan gibi doğal olayların analizleri yapılmalı, izleme verileri oluşturulmalı ve böyle alanlarda yapılaşmaya getirilen yasaklara uyulmalı” denildi.
Deprem raporunun çözüm ve öneriler başlıklı bölümünde özetle şu değerlendirmelere yer verildi:
AFAD tarafından, deprem meydana geldiğinde sismik dalgaların risk içeren kritik tesislere (elektrik ve doğal gaz şebekeleri, fabrika, nükleer santral, rafineri, hızlı tren, metro vb.) ulaşmasından önce gerekli sistemlerin otomatik olarak durdurulması amacıyla, deprem erken uyarı sistemleri kurulmalı.
Heyelan, kaya düşmesi, sel, sıvılaşma vb. doğa olaylarının duyarlılık analizleri yapılarak izleme verileri ile desteklenmeli, duyarlı alanların yapılaşmasına getirilen kısıtlamalara uyulmalı.
Afet riski altındaki illerin Afet Sonrası İyileştirme Planları hazırlanmalı
Depremlere karşı dirençliliğin artırılması için fiziksel hasar görebilirlik yanında sosyal ve ekonomik hasar görebilirlik analizlerinin de AFAD koordinasyonunda ilgili bakanlıklar ve yerel yönetimler tarafından yaygın şekilde yapılarak toplumsal risklerin tanımlanması ve değerlendirilmesi gereklidir. Bu alanlarda yapılan çalışmaların detaylı verileri AYDES’e (Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi) işlenmek suretiyle TAMP (Türkiye Afet Müdahale Planı) ve karar destek sistemlerinde kullanıma hazır hale getirilmelidir.
Deprem ile tetiklenebilecek; tsunami, kaya düşmesi, heyelan, paleoheyelan, şev kayması, atık havuzlarının hasar görmesi sonucu yer altı sularının kirlenmesi ve baraj yıkılması nedeniyle oluşabilecek sel ve taşkınlar gibi birbirini tetikleyen çoklu afetlerin önlenebilmesi amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon sağlanmalı
Toplanma alanlarını belirleme konusunda asli yetkili olan yerel yönetimlerce; toplanma alanı olarak belirlenebilecek yerlerin sayısı artırılmalı, bu yerlerin toplanma alanı vasfını koruyup korumadığı takip edilmeli ve vatandaşlar arasında görünürlüğünün sağlanmasına yönelik çalışmalara ağırlık verilmeli.
ALTERNATİF ALANLAR BULUNMALI
Özel mülkiyete tabi olup da toplanma alanı olarak belirlenen yerlerin bu vasfını kaybetmesi halinde, yerel yönetimler tarafından en kısa sürede eş değer nitelikte alternatif alanların bulunması için çalışmalar yapılmalı. Toplanma alanları; özel mülkiyete konu imarlı arsa veya parseller yerine ağırlıklı olarak park, yeşil alan, meydan, millet bahçeleri, rekreasyon alanı, spor alanları, otopark ve pazar yeri gibi alanlardan seçilmeli, bu alanların toplanma alanı olarak belirlendiği plan notuna işlenmeli ve vasfını kaybetmeyecek şekilde kullanılmalı.
EKSİKLER GİDERİLMELİ
Yerel yönetimlerce toplanma alanı olarak belirlenen alanların, deprem sonrasında kullanıma hazır halde tutulması için bu alanların tuvalet, su, elektrik vb. altyapı ve donanım ihtiyacına yönelik standartlar geliştirilmeli ve belli dönemlerde kontrolleri sağlanarak eksiklikleri giderilmeli.