Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir, Kantaronun, binlerce yıldır insanlara fayda sağladığını ve Roma lejyonerleri ile Osmanlı Yeniçerileri tarafından savaş yaralarının tedavisinde kullanıldığını belirtilmişti. Ayrıca, bazı Hristiyan kaynaklara göre Kantaron yağı 'İsa'nın kanı' olarak adlandırılıyor.
Kantaron yağı üretimi için, bitki Mayıs-Haziran aylarında toplandıktan sonra zeytinyağı ile karıştırılarak 60-70 gün bekletiliyor. Güneşte bekletilen yağ, yara ve yanık tedavisinde kullanılırken, gölgede bekletilen yağ ağız yoluyla mide rahatsızlıklarında kullanılıyor. Ayrıca, Kantaron yağı, orta şiddetteki depresyon tedavisinde de uzman kontrolünde kullanılıyor.
Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir, Kantaronun tüm dünyada ihracatı yapılan ve en çok alınıp satılan bitkiler arasında olduğunu vurgulayarak, bu bitkinin şifalı özelliklerinin uzun yıllardır bilindiğini ve kendi çalışmalarında da Kantaron yağı üzerine yoğunlaştıklarını belirtmişti. Muğla bölgesinde bol miktarda yetişen Kantaron bitkisinin endemik türlerinin de bulunduğunu ifade etti.
Kantaron bitkisi, yanık ve yara tedavisinde etkili olup, mide rahatsızlıklarında ağız yoluyla alınıyor. Ancak, ağız yoluyla kullanımın doktor kontrolünde olması gerektiği ve belirli bir dozun aşılmaması gerektiği önemle vurgulandı.
Amerika’da gıda takviyesi olarak kullanılan Kantaron, doğru dozajda ve belirli bir süreyle kullanılmalı. Prof. Dr. Demir, Kantaronun doğru şekilde optimize edilerek kullanılması gerektiğini ve rastgele kullanılmasının sakıncalı olabileceğini belirtmişti. Kantaron bitkisi, Muğla ve çevresinde yaygın olarak yetişmekte ve yanık, yara tedavisinde etkili bir şekilde kullanılıyor. Ancak, bilimsel kaynaklara göre kullanım süresi 12-20 günü geçmemeli.