Biyofizik alanındaki bilgilerin geliştirilmesi ve yayılmasına öncülük etmek için 1958 yılında kurulan Amerikan Biyofizik Derneği’nin, Ambassador Programı’na bu yıl Türkiye’den elçi olarak BAU Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serdar Durdağı seçildi. Biyofizik alanını tanıtmak ve çalışmaları teşvik etmek, bu alanda kariyer yapmak isteyenlere verdikleri eğitimle tüm dünyadaki biyofizik ağını büyütmeyi hedefleyen derneğin, Amerika dışında çok az sayıda ülkede temsilcisi bulunuyor. Üç yıl boyunca görevini sürdürecek olan Prof. Dr. Serdar Durdağı, “Biyofizik elçisi olarak görevim bu alana ilgisi olan gençlerin motivasyonunu artırıp, iyi bir bilim insanı olmaları için teşvik etmek. En büyük hedefim gençlerin özellikle bu alanlara kanalize olması ve bu alanlarda yeni çalışmalar üretmeyi başarmasıdır” dedi.
BİYOFİZİK’İ GENÇLERE TANITACAK”
Prof. Dr. Serdar Durdağı, biyofizik alanını uluslararası düzeyde geliştirmeyi ve tanıtmayı hedefleyen Ambassador Programı'na Türkiye elçisi olarak seçilmekten memnun olduğunu belirterek şunları söyledi: "Amerikan Biyofizik Derneği hem Amerika'da hem de yurtdışından 7500’den fazla üyesi bulunan çok saygın bir kuruluştur. Her yıl bu dernek tarafından yapılan yıllık bilimsel toplantılara dünyanın tüm bölgelerinden biyofizik alanında çalışma yapan bilim insanları katılarak çalışmalarını sunar. Ben, 2010 yılında bu derneğe üye oldum. Dernek özellikle son birkaç yılda Ambassador Programı ile Amerika dışındaki ülkelerden temsilciler seçmeye başladı. 'Biyofizik Elçisi' adı verilen bu bilim insanları üç yıl süreyle biyofizik alanını tanıtmak, özellikle lise ve üniversite düzeyindeki öğrencilerle etkinlikler düzenlemek, biyofizik alanında tematik toplantılar ve sunumlar yapmakla görevli. Ayrıca Biyofizik haftasında bu alandaki çalışmaları öne çıkarmak ve biyofizikle ilgili bilgilerin medyada yer almasını sağlamak da görevlerinin arasında yer alıyor. Her dönem Amerika dışında seçilen birkaç ülkeden bilim insanına Biyofizik Elçisi unvanı veriliyor. 2024-2026 döneminde Türkiye de bu ülkeler arasında yer aldı."
“MOLEKÜLER DÜZEYDEKİ HESAPSAL ÇALIŞMALAR OLDUKÇA ÖNEMLİ”
Derneğin elçi seçim sürecinde araştırmalar, yayınlar, üç yıl boyunca gerçekleştirmeyi planladığınız projeler ve çalışma faaliyetleri gibi zorlu kriterler bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Durdağı, “Ben de biyofizik alanında çalışmalar yürütüyorum. Özellikle yapay zekâ tabanlı ve bilgisayar destekli moleküler simülasyonlar ile farklı hastalıklara karşı tedavi seçeneklerini ortaya çıkarmayı ve moleküler simülasyonlar ile farklı genel ve nadir hastalıkların atom düzeyinde moleküler mekanizmalarını aydınlatmayı hedefliyorum. Biyofizik çalışmalarında moleküler düzeydeki hesapsal çalışmalar oldukça önemlidir. Örneğin vücuda alınan ilaçların yapmış olduğu etkileşimlerin moleküler düzeyde incelenmesi gibi konuları artık yapay zeka destekli yöntemlerle çok daha etkin bir şekilde inceleyebiliyoruz. Kariyerini yaşam bilimleri üzerine özellikle fizik ve biyoloji üzerine kurmayı düşünen ve bu alanda çalışma yapmak isteyen öğrencilere de ilham olmaya çalışacağız” dedi.
“ANTİ-KANSER MOLEKÜLLERİN KEŞİF ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR”
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) özellikle sağlık ve yaşam bilimleri alanlarındaki yenilikçi birçok projeyi desteklediğini belirten Prof. Durdağı gelecekte yapacağı projelerle ilgili şunları söyledi: “İki kurum da yeni sanal molekül tarama yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik yapmış olduğumuz proje başvurularımızı kabul etti. Makine öğrenmesi temelli yaklaşımlar kullanarak yeni aktif anti kanser moleküllerin geliştirmesine yönelik projeler gerçekleştiriyoruz. Bu projelerle milyonlarca molekülden oluşan geniş molekül kütüphanelerini çok kısa sürede doğruluk oranı çok yüksek olarak tarayabiliyoruz ve taramalar sonucunda da belirlediğimiz moleküllerin biyolojik aktivite testlerini Bahçeşehir Üniversitesinde kurulan Hesaplamalı İlaç Tasarım Merkezi (HİTMER) de bulunan laboratuvarlarımızda çalışma fırsatımız olacak. Kanser günümüzde çok büyük bir sağlık problemi. Bu nedenle bu projelerin desteklenmesi çok önemli. Bu yapılan temel bilim çalışmaları özellikle klinik denemelere geçecek yeni aday moleküllerin belirlenmesinde son derece önemli sonuçların değerlendirilmesini sağlıyor. Bu ve benzeri projelerde özellikle bu konularda yüksek motivasyonu olan genç Türk bilim insanlarının yer almasını çok arzu ediyorum ve bu yönde de özellikle gençlerimizi motive etmeye çalışıyorum. Ambassador Programı vesilesiyle buna katkı sağlayacağım için mutluluk duyuyorum” dedi.