Türkiye aç kalmaya mahkûm edildi…

Türkiye aç kalmaya mahkûm edildi…

Kıymetli dostlar açlık ve yoksulluk sınırının Türk-İş tarafından açıklanmasından sonra gördük ki, neredeyse bütün ülke aç kalmaya, yoksul yaşamaya mahkûm edildi.

Yazın ortasında gıda enflasyonu aylık %12.70 senelik %70 yükseliyorsa, hem de bu veriler elimize yazın ortasında geliyorsa, biz gerçekten bitmişiz demektir.

Ülkeye sıcak para girmesi için yapılan tüm girişimler adeta duvara vurup geri geliyor. Peki, bu ne kadar böyle devam edecek.

2024 yerel seçimler sonrasında, acı bir reçete ve yeni bir ekonomik reform yapılacak. Ve bu acı reçetenin piyasalara yansıması 2025 Mayısını bulacak. O süre zarfında herkes bir şekilde bu şartlarda yaşamaya mahkûm bırakılacak.

Eşinden ayrılan ve eşinin emekli maaşını alan bir kadın, 6.375 lira maaş alıyor. Sorarım size, ortalama ev kiraları 12.000₺ olan İstanbul’da eğer kendine ait bir evi yoksa 6.375₺ maaş ile bir insan nasıl geçinir. Hatta varsa bile nasıl geçinir? Bence üniversitelerde sosyolojik anlamda bir tez konusu bu.

Bugün enflasyon açıklanacak, bakalım TÜİK mi yoksa Mehmet Şimşek mi ağır basacak göreceğiz.

TÜİK’in yaptığı açıklamalar ve verdiği verilerle, halk fakirleşiyor. TÜİK’in verdiği verilerle halk iyiden iyiye yaşam kalitesini kaybediyor. Millet zammı TÜİK enflasyonuna göre alıyor, ama ENAG enflasyonuna göre de hayatını idame ediyor. Bunun sürdürülebilirliğinin olmadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz…

Gaye Erkan’ın yapmış olduğu açıklamalar ne kadar rasyonel bir çizgi üzerinde yüründüğünü hissettirse de, yine de “faiz yükselse de, enflasyon düşer” cümlesi, 3 tane yeni yardımcısı olmasına sebep oldu gibi görünüyor.

Bütçe açığı yüzünden halka yapılan zam ve koyulan acımasız vergiler ile beraber bütçe açığının sadece %25’i kapanıyor, yani %75’i hâlâ açık. Bunu kim ödeyecek, tabii ki biz ödeyeceğiz. Bunu kim ödeyecek, bizlerin ömrü vefa etmezse bizim çocuklarımız ödeyecek. Biz ülke olarak bu cefayı çekecek bir sefa sürdük mü, hayır… Neden ödüyoruz o hâlde? Verdiğimiz vergilerin hesabını sormadığımız için, seçilenlerin bizim tarafımızdan seçildiğinin farkında olmadığımız için, millet olarak bu sefaleti kendimize yakıştırdığımız için.

Yani eğer yanlış giden bir sistem var ise, bunda yanlış yapan kadar bu yanlışa yol veren seçmenler de en az diğerleri kadar suçludur.

Herkesin ağzında bir cümle, “beka sorunu”. AKP’ye göre beka sorunu CHP, AKP’ye göre beka sorunu, iktidarı eleştiren bir grup. Ama asıl beka sorunu bir ülkenin Merkez Bankası’nda kendine ait 1 $ parasının olmamasıdır. Allah korusun bir savaş halinde hangi dolarla, hangi mermiyi alacaksın?

İnsanların artık şunu bilmesi lazım, yanınızdan geçen 20 araçlık konvoyunda, 1.100 odalı sarayın da, 3-5 maaş alan yandaşların da finansını bu millet alın teri ile yapıyor.

Ülkemizin bu denli büyük bir krizde olmasına sebep olan, mültecilerin verdiği maddi manevi zarar ortadayken hâlâ bu insanlara kucak açmak, kendi vatandaşınızın yaşam hakkını görmezden gelmektir…

Yazarlar Haberleri