Üç kitap, üç üstat…

Ercan Çalışkan yazdı…

Üç kitap derken "Öğretmenlik Sevdası", "Def ve Mendil" ile "Hayatım ve Düşüncelerim"den...

Üç üstat derken "Prof. Dr. Cemal Kurnaz", "Prof. Dr. Ayşe İlker" ve "Prof. Dr. Mehmet Akgün"den söz ediyorum.

Şimdi de "ÜÇ DOST" diyeceğim.

Cemal Kurnaz'la 1976'da Yüksek Öğretmen Okulu yıllarına dayanır dostluğumuz. O zor günlerde ilmek ilmek dokuyarak Türk kültürüne armağan ettiğimiz, Türk edebiyatına birçok isim kazandırmış Divan dergisinin yayımlanması öncesinde yurt odalarındaki sohbetlerimiz, sonra Divan'ın ilk sayısının ete kemiğe bürünmesi, sonra yayın toplantılarımız özel bir yere sahiptir belleğimde.

Ayşe İlker (O zaman soyadı "İnce"ydi.), DTCF kapısından içeri girdiği andan itibaren sımsıcak duruşuyla hepimizin kalbine girmiş bir kardeşimiz olmuştu. O, DTCF'li olduğunda doğal olarak pek çokları gibi Ayşe'nin de ağabeyiydim. Üstelik Gördes-Simav arası çok yakındı, biz hemşehriydik yani. Bu yönüyle kalbimde özel bir yeri vardı kardeşimin.

Mehmet Akgün, altı çocuklu, yokluklar içindeki bir çiftçi ailesinin ikinci çocuğu olarak köylerinden ellerinde tarlalarının izlerini taşıyan nasırlarıyla çıktı; okullarını ve DTCF'yi bitirdikten sonra kariyer basamaklarını tırmanmaya başladı. Cemal Kurnaz akranımdı, Ayşe İlker kardeşim, Mehmet Akgün ise ağabeyim.

Sonraki yıllarda bu üç ismin kariyer basamaklarını çıkışını gururla izledim. Attıkları her adımı heyecanla takip ettim. Başarılarının mutluluğunu, kendi başarım gibi yüreğimde hissettim.

Sonuçta akademik dünyamız, Türk edebiyatının en önemli uzmanlarından Prof. Dr. Cemal Kurnaz'ı, Türk dilinin en önemli uzmanlarından Ayşe İlker'i, felsefe dünyası bir duayeni, Mehmet Akgün'ü kazandı, Türk dünyası da onlarca eser...

Bu üç üstadı tanıdığım, onlarla dost olduğum için onur duyuyorum.

Şimdi size bu dostlarımın üç kitabından söz edeceğim: Cemal Kurnaz imzalı "Öğretmenlik Sevdası", Ayşe İlker imzalı "Def ve Mendil", Mehmet Akgün imzalı "Hayatım ve Kendimi Kendimde Tanıma Yolunda Ben'den Yansıyan Düşünceler"...

Önce "Öğretmenlik Sevdası" ile "Def ve Mendil"in ortak özelliğinden söz edeyim. Okumayı bırakamıyorsunuz. Hani su, eğimli bir yolda engel tanımaz, akıp gider ya… Tam da öylesine akıp gidiyorlar. Hayatım ve Kendimi kendimde Tanıma Yolunda Ben'den Yansıyan Düşünceler felsefî yorumlar, akademik analizler içerdiği için bu açıdan biraz farklı.

Öğretmenlik Sevdası(1), Cemal Kurnaz'ın akademik serüveninde kendisinin en önemli unvanı olarak gördüğü öğretmenliğin, yüreğinde hissettiği sevdasından damıtılmış denemelerden oluşuyor. Belki öznel davranabilirim ama "deneme" deyince tek geçtiğim bir isimdir Cemal Kurnaz. Yüreklere işler. Örneğin "Dikene Su Vermek(2)" kitabındaki yazılar, bana göre her okuyanın yüreğinde -varsa- kurumuş dikenleri canlandırmıştır.

Öğretmenlik Sevdası da öyle. Hem öğretmenlerin hem öğrencilerin hem de velilerin el kitabı olmalı bence. Senin, benim, hepimizin kurduğu cümlelerle öyle güzel anlatılmış ki duygular… Anlatılmaz, okunur ve yaşanır. Önce öğretmenliği tanıyorsunuz ve öğretmenlik sevdasını… Kısa bir anı var içinde. "Anamın Vasiyeti" başlıklı yazı; sanki annelerimizin hepimize vasiyeti: "Oğlum, öğrencilerini dövme. Elinle de dövme, dilinle de dövme. Seni yetiştiren anana söz getirme." Kitapta kimi zaman yazarı, kimi zaman öğrencilerini konuk ediyorsunuz yüreğinize.

Kısacası, kitaptaki sevda hepimize yetecek bir sevda…

Def ve Mendil(3), ilk sayfadan itibaren sımsıcak hikâyeleriyle yakalıyor sizi. Sanki kimi sizin evinizde, kimi komşunuzda, kimi mahallenizde, kimi de köyünüzde, kasabanızda yaşanmış hikâyeler bunlar. Türkçenin tüm güzelliğini yaşıyorsunuz bu hikâyelerde. Kahramanı oluyorsunuz orada anlatılanların. O hikâyelerin hepsi güzel tartışmasız ama bir tanesinden özellikle söz etmek istiyorum. Oyuncu'dan… Benim son kitabım "Bu Defa Farklı"daki Tiktak Şeref öyküsüyle öyle benziyor ki konusu… Benim için hoş bir sürpriz oldu. Hikâye "hayatın içinden" olunca işte böyle oluyor.

Sözün özü, her hikâyede kendinizden bir şeyler buluyorsunuz.

Hayatım ve Kendimi Kendimde Tanıma Yolunda Ben'den Yansıyan Düşünceler(4) kitabının adını görünce bile bir felsefeciyle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Yazar kendi hayatını her yönüyle gözler önüne sererken kariyer basamaklarını tırmanma yolunda yaşadığı zorlukları size de yaşatıyor, herkese, -bana göre- akademik hedefleri olanlara çok önemli mesajlar veriyor.

Kitabı elinize aldığınızda bir an kalınlığından ürküyorsunuz ama içine girdiğinizde düşünce dünyasının içine dalıp gidiyorsunuz.

Demem o ki bu kitap içinden nice dersler çıkarabileceğiniz bir hazine.

Dostlar, ben sizin yerinizde olsam bu kitapları bulur, okurum.

---------------------------

(1) Öğretmenlik Sevdası, Uzam Yayınları

(2) Dikene Su Vermek, Post Yayınevi

(3) Def ve Mendil, Ötüken Yayınları

(4) Hayatım ve Kendimi Kendimde Tanıma Yolunda Ben'den Yansıyan Düşünceler, Çizgi Kitabevi

Yazarlar Haberleri