Ünlü ekonomist Kerim Rota Kur Korumalı Mevduat'ta 3 büyük patlamayı deşifre etti

Ünlü ekonomist Kerim Rota, Kur Korumalı Mevduat ile ilgili 3 büyük patlamayı açıkladı. Rota, "Hükümetin KKM tünelinde zaman yolculuğu yaparken gelir ve servet eşitsizliği uçurumunda derin bir çukur daha açıldı" dedi.

Kur Korumalı Mevduat'ın sürdürülemez ve genişleyici bir ekonomi politikasına zaman kazandırıp sorunların üstünü örttüğünü belirten Ekonomist Kerim Rota, “Bu özelliği nedeniyle de çok tehlikeli bir silaha dönüştü. KKM’nin hükümete açtığı zaman tüneli işsizliğin yükselmesini ertelerken, tünelde üç büyük patlama yaşandı. Bu patlamalar kalıcı yapısal sorunlara dönüştü" ifadelerini kullandı.

Rota, Perspektif’te yayımlanan yazısında, Ege Cansen’in “KKM’nin Merkez Bankası’na maliyeti sıfırdır” başlıklı yazısına eleştireler getirdi.

Rota, “KKM ilan edilmeseydi de dolar 30 mu olsaydı?” eleştirisine şöyle yanıt verdi:

20 Aralık 2021 tarihine gelindiğinde hükümet için hiçbir şey yapmadan beklemek ve dövizin başıboş şekilde çok daha yukarı gitmesini seyretmek artık bir seçenek olmaktan çıkmıştı. Bankacılık sisteminden yastık altına döviz kayışı birkaç hafta öncesinden başlamıştı. Bu durumda hiç gecikmeden ya bir ekonomi politikası ve kadrosu değişimine ya da itibar sağlayabilecek bir devlet garantisine ihtiyaç oluşur. Nitekim hükümet Brunson krizinden politik geri adım ve TCMB faiz artışı ile Kasım 2020 krizinden bakan ve TCMB başkanı değişimi ile çıkabilmişti.

6 Aralık 2000 tarihinde Başbakan Bülent Ecevit’in “tüm mevduatlara devlet garantisi” ilan etmesi buna benzer bir krizin ardından gelmişti. (O garanti hiç bir zaman resmî olarak hayata geçmese de o an oluşan paniği durdurmuştu.)

Aralık 2021’de de piyasalar aynı 21 yıl öncesi gibi yangın yeriydi. Döviz sadece son bir haftada TL’ye göre yüzde 20 değer kazanmıştı. 17 Aralık günü Rifat Hisarcıklıoğlu şu mesajı paylaşmıştı: “Piyasalarda yaşanan çalkantı ve döviz kurlarının geldiği seviye birçok firmamızı endişelendiriyor ve olumsuz etkiliyor. Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınmasını ve öngörülebilirliğin temin edilmesini bekliyoruz.

Bence KKM’den gelen dövizlerin TCMB rezervlerinde biriktirilmeyeceği, seçime kadar negatif reel faiz ve ucuz kredi politikasına yakıt olarak harcanacağı aslında bu karar alındığı gün planlanmıştı. Nitekim KKM kararının mürekkebi kurumadan 31.12.2021’de ihracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 25’inin TCMB’ye satılma zorunluluğu da getirildi.

Seçime kadar düşük faiz ve bol kredi politikasını devam ettirmek için KKM’den gelene ilave olarak ihracatçılardan gelecek dövizler de itinayla satılacaktı. Nitekim TCMB, KKM yoluyla gelen 90 milyar dolardan fazla “tek seferlik” dövizi seçime kadar sattı. Ancak KKM ile kazanılan zaman hayal edildiği kadar da uzun sürmedi. Yakıtı bu kadar bol devridaim makinesi bile kesintisiz 16 ay çalışamadı. Daha fazla net döviz akımı sağlamak için dövizi olan şirketlere kredi yasağından KKM faiz üst limitlerinin kaldırılmasına kadar birçok yeni önlem almaları gerekti. Bu nedenle seçimden birkaç hafta önce KKM’ye yıllık yüzde 35’e varan döviz faizine denk gelen prim ödemeleri bile görüldü.”

ZAMAN TÜNELİNDE ÜÇ PATLAMA

KKM tartışması, bıçağın bir silah mı yoksa hayatı kolaylaştıran bir alet mi olduğunu tartışmaya benziyor. Sonuçta kimin hangi niyetle kullandığı, aletin tanımından daha önemli oluyor. KKM bence sürdürülemez ve genişleyici bir ekonomi politikasına zaman kazandırıp sorunların üstünü örttü. Bu özelliği nedeniyle de çok tehlikeli bir silaha dönüştü.

KKM’nin hükümete açtığı zaman tüneli işsizliğin yükselmesini ertelerken, tünelde üç büyük patlama yaşandı. Bu patlamalar kalıcı yapısal sorunlara dönüştü. Sizce 2021 Aralık’ta KKM ilanı yerine TCMB faiz artırımı yapılsaydı, enflasyonun bu kadar yükselmesi ve katılaşması, konut sorununun bu kadar derinleşmesi ve emeğin milli gelirden aldığı payın bu kadar düşmesi mümkün olur muydu?

Bu dönemde enflasyon ve konut fiyatları dışında banka ve şirket kârlarında da rekorlar kırıldı. Değersiz TL’ye, ucuz ve bol krediye, ucuz emeğe alıştırılmış olan bir kısım şirketler de ayrı bir sorun haline dönüştü. Geldiğimiz noktada KKM’nin aceleyle tasfiye edilmeye çalışılması da tüm sorunları derinleştirebilir. Sonuçta hükümet KKM tünelinde zaman yolculuğu yaparken gelir ve servet eşitsizliği uçurumunda derin bir çukur daha açıldı.”

İlgili Haberler

Borsa İstanbul'a 56 şirket geliyor! Halka arz olmayı bekleyen şirketlerin tam listesi
Emeklilikte yeni sistem: Yaş şartı ve detaylar tek tek belli oldu
Merkez bankası dolar 30 lira olacak demişti: Doları nokta atışı bilen Selçuk Geçer yıl sonu için tahminini açıkladı

Ekonomi Haberleri