AKP iktidarının korkulu rüyası haline gelen döviz kurları, bu aya oldukça hareketli başladı. Kurlarda yaşanan yükselişin önüne geçmek isteyen hükümet ise çareyi dış borçlanmada buldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre Hazine’nin iç ve dış borç (anapara) toplamı 3.1 trilyon liraya yükselmiş durumda.
Borcun vadesine kadar ödenecek olan faiz yükü ise bir ayda 304 milyar lira daha artarak 2.7 trilyon liraya çıktı. Bu borcun anaparasının 1.5 trilyon lirası iç borç. Burada toplam faiz yükü ise 2.1 trilyon lira. Yüzde 28.6’sı döviz, önemli bir kısmı da enflasyona endeksli faizle alınan iç borçların faiz yükünde son bir ayda, hem kurda yaşanan artış hem enflasyondaki yükseliş hem de artan faiz oranları yüzünden 309 milyar lira artış yaşandı. İlk kez bu yıl mart ayında iç borç stokunun faiz yükü borç anapara tutarını geçti. Fark nisan ayında da açılmaya devam etti.
''''DIŞ BORÇ BATIRIR''''
Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre; İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, iç borçlardan hiçbir ekonominin batmayacağına işaret ederek şu noktalara dikkat çekti: “Buradaki kritik mesele dış borçlardır. Dış borçlardan batılır. Zaten iflas lafı da oradan çıkıyor. Olası bir batma senaryosu, dış borçlarla ilgilidir. Onun da ölçütleri var. İç borç en kötü para basarak ödenir. Merkez Bankası’nın para basma sınırı yoktur. Sonuçlarını da göze alırsın, ödersin. Nasıl ödersin, enflasyon borçların değerini düşürür. Kâğıtların değerini düşürür, rahatlarsın. Vergilersin, servet vergisi alırsın gerekirse, problem değildir. TL üzerinden borçların çevrilmesi bir sorun değil. Dış borçlardır kritik olan. Bu borçlar asıl batma kaynağı.” Türkiye’nin dış borçlarının en önemli unsurunun da kısa vadeli borçlar olduğuna işaret eden Boratav, bu rakamın arttığını ve gözetilmesi gerektiğini söyledi.
''''EL KOYMAK ANLAMINA GELİR''''
Boratav, “kötü bir unsur” olarak nitelendirdiği iç piyasada da dövizle borçlanmanın başladığına dikkat çekerek şöyle devam etti: “Bu yeni bir uygulama. Dövizli tahvil ihracı Türkiye ekonomisinin yerli tasarruf sahiplerindeki döviz kaynaklarına fiilen el koyma anlamına gelir. Yarın öbür gün bunlar da kâğıttır denilip iç borç muamelesi yapılabilir.”